Binlerce Çeviri Fransızca
7,445 parallel translation
Bütün ekip arkadaşlarım ve bu görev için yorulmadan çalışan binlerce insana güvenim tam.
Je fais totalement confiance à mon équipe et aux milliers de personnes qui ont travaillé dur sur cette mission.
Bugün sorduğun soruları kendime binlerce kez sordum.
Toutes les questions d'aujourd'hui, je me les suis posées des milliers de fois.
Sonra Pinochet ihanet etti ve binlerce insanı öldürdü.
Puis Pinochet s'est mis à tuer des milliers de gens.
Tüm kariyeri boyunca Pablo, binlerce polisi öldürdü.
Au total, Pablo a tué plus de mille flics.
# Değiştirir insanın içini binlerce defa #
Plus d'un homme a oublié ses engagements.
Ertesi sabah yanında uyandığında yüzünden okunan o kafa karışıklığı. Binlerce adamla yatmana karşın ona kendisini eşsizmiş gibi hissettiren o ifade.
Le regard rempli de confusion que tu lui montres au réveil le lendemain matin, qui lui fait dire que malgré le millier des autres hommes, tu t'es rendue compte qu'il est unique.
İnsanlar Köstebek Kadınlar fonuna binlerce dolar bağışladı.
Les gens ont donné des milliers de dollars pour le Fonds des femmes taupes.
Tüm dünyada binlerce düşman edindin.
Tu as des centaines d'ennemis partout dans le monde.
Peki yüz binlerce insan dışarıda değil mi?
Et combien de dizaines de milliers sont là-bas maintenant?
Binlerce Kanatlı Termit yeni koloniler kurmak için havalanır.
Des milliers de termites ailés s'envolent pour créer de nouvelles colonies.
Binlerce retweet'imiz var bir de Vine'dayız.
Nous avons des milliers de retweets et un Vine.
- O porno, binlerce saatlik.
C'est du porno, des milliers d'heures.
Yüzlerce, binlerce insanı öldürmüş.
Il a tué des centaines de milliers de personnes.
Bu hayvanlar, binlerce askerin yerini alabilir.
Ces animaux peuvent remplacer des milliers de soldats sur le terrain.
Bir yılda binlerce pound harcandı lâkin boşa gitti.
1 000 £ par an et bien morte.
Bizden binlerce kişi fazlalar.
Nous sommes dépassés en nombre par milliers.
Papa Hazretleri. Binlerce kez özür dilerim.
Saint père Je suis tellement désolé.
- Bunu bana binlerce kez söyledin zaten.
Tu me l'as répété mille fois.
Paynesville'deki su ve yemek kıtlığı... binlerce mülteciyi Birleşik Devletler'den yardım dilemeye zorluyor.
Une pénurie d'eau et de vivres à Paynesville force des milliers de réfugiés à demander l'aide des Nations Unies.
Oğluna gücünü gösterdin... binlerce kişiyi besledin.
À travers ton fils, tu nous as montré une puissance telle que tu peux nourrir des milliers de gens.
Eğer söylediği şey doğruysa, bu tedaviyle binlerce hayat kurtaracağız.
Si ce qu'il dit est la vérité, nous allons sauver des milliers de vies avec ce traitement. Il s'appelle Olivia.
Kokain ticaretine indirilecek koca bir darbeden ve binlerce hayatı kurtarmaktan bahsediyoruz. - Sayın Elçi.
Ça anéantirait le trafic de cocaïne et sauverait des milliers...
Şehirlerde ise binlerce kişi sessizlik yürüyüşüne çıktı. Kaçakçıların vahşiliklerine karşı sessiz bir protesto.
Dans les villes, des milliers de gens ont défilé en silence pour protester contre la violence des narcos.
Bence insanlar binlerce... milyonlarca yıldır sigara içiyorlar. Yaprakları sarıyorlar.
On fume depuis des millions d'années, depuis qu'on a découvert ça.
Binlerce hem de.
Des milliers.
Ve yüzlerce, binlerce kiloya çıkıyorsun.
Des centaines de milliers de livres.
Ama tabii ki müşterilerimizle sevdikleri insanların arasında geçen binlerce mesajı ve e-postayı okuyunca milletin gözünde yanlış bir şey yapmış durumuna düştük.
Mais ensuite, nous avons lu des milliers de mails et sms entre nos clients et leurs proches, et il semblerait que les gens pensent qu'on ait tord.
Senin gibi yeni kariyer olanakları denemek isteyen gençleri Amerika çapında topluma faydası olan binlerce farklı işle buluşturuyorlar.
Ils prennent des jeunes comme toi qui essaye d'explorer une nouvelle voie et les font correspondre avec un métier sur des milliers à travers l'Amérique, qui aide les communautés
20'li yaşlarımda New York'ta barmenlik yaparken tek gecede binlerce dolar kazanırdım ben.
Quand j'avais 20 ans et que je servais à New York, J'avais l'habitude de faire des milliers par soirées.
- Binlerce yıl önce.
- Il y a quelques centaines d'années.
İçeride binlerce oda var.
Il y a beaucoup de place vide.
Şehirde yalnız başına gidebileceğin binlerce yer var.
Y'a des tas d'endroits en ville où tu aurais pu aller pour être tranquille.
Yüzyıllar boyu süren gizli tapınma, çeşitli büyük bölünmeler ve binlerce insanın kendilerini kurban etmelerinin sonrasında ismi olan, odaklanılmış bir inanç sistemi haline geldi.
Et après des siècles de culte caché, nombre de grands schismes et des milliers de martyrs, c'est devenu un vrai système de croyance avec un nom.
Adımı söylediğinde, sanki binlerce melek şarkı söylüyor gibi geliyor.
Quand vous dites mon prénom, c'est comme si un millier d'anges chantaient.
Binlerce download var, fakat şu anda bu yerde, tam olarak 27 tane aktif kullanıcı var.
Il y a des milliers de téléchargements, mais maintenant, dans cette zone, ils sont 27 utilisateurs actifs.
Ve kaderine terkedilmiş sıradaki binlerce kurbanın.
Et condamnés ses cents prochaines victimes.
Kişisel olarak daha çok onunla birlikte sıkışıp kalan binlerce inan hakkında endişeleniyorum.
Personnellement, Je suis plus préoccupé les milliers de personnes prises au piège là-bas avec lui.
Titrek kavakların binlerce kilometre uzaktaki sarsıntıyı nasıl hissettiğini sor. Ya da bir mantarın nasıl ormanın ihtiyaçlarını anlayabildiğini. Böylece ne olduğumuzu anlamaya başlayacaksın.
Demande-toi comment un peuplier ressent un choc à des centaines de kilomètres ou comment un champignon comprend les besoins de la forêt, et tu commenceras à comprendre ce qu'on est.
Binlerce yıl önce, Romalılar, Britanyayı işgal ettiği zaman, kuzeydeki klanların buyruk altına alınması imkansız olduğu için,
Il y a des siècles, quand les Romains occupaient la Grande-Bretagne, les clans du Nord formaient un peuple impossible à soumettre.
Gemimin alı konulduğu her gün, binlerce şilin kaybediyorum.
Chaque jours durant lesquels mon bateau est confisqué, je perds des milliers de shillings.
Söz konusu binlerce hayatı bu şekilde mi tanımlıyorsunuz?
C'est ainsi que vous décrivez des milliers de vies en jeu..
Binlerce bilgisayarlık Whac-A-Mole oyunu...
Comme un jeu de Whac-a-Mole avec des milliers d'ordis.
Bu yıllar içinde beraber çalışmanın bana onur verdiği, geçmişten günümüze binlerce harika CBS çalışanına teşekkür ediyorum.
Merci aux milliers de professionnels merveilleux de CBS News... passés et présents... avec qui j'ai eu l'honneur de travailler toutes ces années.
Amherst, Ohio'da küçük birjimnastik salonunda binlerce saat süren antrenmanın ardından, bu onların beklediği an.
Des centaines d'heures d'entraînement à Amherst, Ohio. C'est le moment fatidique.
Bak, Westeros'tan binlerce mil uzaktayız.
Nous sommes à des milliers de kilomètres de Westeros.
Rhaegar halani seçtigi için on binlerce insan hayatini kaybetti.
Combien de dizaines de milliers devaient mourir parce Rheagar choisi votre tante?
Kalan son akrabası binlerce mil ötede iş göremiyor, ölüyor.
Sa dernière relation est à des kilomètres, inutile, mourante.
Hiçbir şey yapmazsak binlerce erkek, kadın ve çocuk ölecek.
Hommes, femmes et enfants mourront par milliers si nous ne faisons rien.
Binlerce yıldır onlara karşı savaşıyoruz.
Nous nous battons contre eux depuis des milliers années.
Binlerce yıl önce akan tek bir kandan geliyoruz.
Nos liens de sang remontent à des milliers d'années.
Başka yerlerde daha binlerce kitap var.
Il y a des milliers et milliers de livres dehors.