English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Birisi

Birisi Çeviri Fransızca

37,858 parallel translation
Hastalarımdan birisi duygusal bir çöküntü yaşadı.
Un de mes clients vient d'avoir une rupture.
Umarım birgün birisi de bana böyle önem verir.
J'espère qu'on me portera autant d'attention.
Birisi Memur Sheehan'ın neden yerinde olmadığını açıklasa iyi olur.
Et quelqu'un ferait mieux de me dire pourquoi l'officier Sheehan n'était pas à son poste.
Evet birisi 16 yaşındaki kardeşimdi.
L'un d'eux était un garçon de 16 ans et c'était mon frère.
Birisi "Saygısızlık etmek istemem" dediklerinde genelde saygısızlık etmek üzerelerdir, Kaptan.
Habituellement, quand quelqu'un dit "sauf votre respect", il est sur le point de montrer un manque de respect, commandant.
- Birisi yapmalıydı.
- Quelqu'un devait le faire.
Pekala, konuşmam gereken birisi geldi.
Je dois absolument aller parler � cette personne.
Birisi şu lanet telefona cevap verebilir mi?
D � crochez ce maudit t � l � phone.
Çok tehlikeli birisi.
Il est très dangereux.
Birisi suratıma biber gazı sıkmaya çalıştı.
J'ai failli recevoir du gaz lacrymo.
Birisi Sivil Savaş'taki ordulara makineli tüfek vermedikçe ya da Mozart'ın parmaklarını kırmadıkça...
Bien, jusqu'à ce que quelqu'un donne aux Confédérés des machine guns ou casse les doigts de Mozart, ou...
Ric geldi sandım ama.. Caroline... evde birisi var.
Je pensais que c'était Ric, mais... quelqu'un est dans la maison.
Doğrusu nasıl yapılıyor bilmiyoruz bilseydik birisi çıkıp dadımıza saldırmazdı.
Nous nous y prenons mal sinon personne n'aurait essayé d'assassiner notre nounou ce soir.
Bu telefolardan birisi Zane'i aramak için kullandığıydı Öldüğü gün.
L'un d'eux était celui qu'il avait utilisé pour appeler Zane le jour où il a été tué.
El Oso'nun küçük kardeşi, Hector Zamacona, Kanunlara saygılı bir iş adamı ve her seferinde halka açık şekilde El Oso'yu lanetliyen birisi.
Le petit frère d'El Oso, Hector Zamacona, un honnête businessman qui condamne publiquement El Oso dès qu'il le peut.
Bunu kaybetmekten hoşlanmayacak birisi.
Quelqu'un qui ne devait pas être heureux de le perdre.
Görünüşe göre birisi Marcus'u iş üzerinde yakaladı ve öldürdü.
On dirait que quelqu'un a surpris Marcus en plein délit et l'a tué.
Arkasına birisinin geçmesine izin vermesinin tek nedeni Onun ortak gibi güvendiği birisi olması olmalı.
La seule raison qu'il avait de laisser quelqu'un derrière lui est qu'il lui faisait confiance, un partenaire donc.
Yıllarca bir yerden diğerine gezen birisi olarak, Sonunda burada kendine gerçek bir yuva buldun.
Après des années à passer d'un endroit à un autre, tu as fini par trouver un vrai foyer ici.
İçlerinden birisi mutlaka onunla temasa geçmiş olmalı.
L'un d'entre eux a dû être en contact avec elle.
Evet. Eğer şanslıysak, Birisi Marcus ve Edgar'ın buluşmasını görmüştür.
Si on a de la chance, quelqu'un a vu Marcus et Edgar ensemble.
Mutluyduk, kızgın değil çünkü mutlu bir şekilde yolumuza devam ettik Damon ve, onun nasist varlığı olmadan, ama aklından sildiğin birisi, küstah bir şekilde elinde çiçeklerle, hem de sevmediğin çiçeklerle ortaya çıkarsa...
Nous n'étions plus en colère car nous avions joyeusement oublié l'existence égoïste et narcissique de Damon. Mais quand celui que tu as chassé de ton esprit a l'audace de frapper à ta porte avec des fleurs, qui ne sont même pas tes préférées...
Berbat gitar çalan birisi.
Une très mauvaise guitariste.
Ölmeni isteyen birisi mi?
Quelqu'un qui veut ta mort?
Rayna Cruz'u yaratanların soyundan gelen birisi.
Un descendant du peuple à l'origine de Rayna Cruz.
Evet, bizden nefret eden birisi.
Oui, le peuple qui nous déteste.
.. asla öyle birisi olmak istemiyorum.
Je ne veux pas être cette personne.
Peki birisi beni senden almaya çalışsa nasıl hissedersin?
Maintenant... Comment vous sentiriez-vous si quelqu'un m'éloignait de vous?
Birisi bunun bile bile yapıldığını söylemek için iletişime geçti... -... kasıtlı bir eylemdi bu.
Quelqu'un tendit la main pour vous dire ceci était sur le but, cela était intentionnel.
- Sence kapatılma sırasında birisi... - Evet, sonra da üçünde kanıtları silmek için geri geldiler. -... barkodlama yazılımını mı değiştirdi?
Vous pensez que quelqu'un a modifié le barcoding logiciel lors de l'arrêt?
- Eve bırakman gereken birisi yok mu?
Vous ne disposez pas de quelqu'un que vous devez rentrer chez?
Birisi onu bulacaktı. İyi ki Billy bulmuş.
Si quelqu'un devait le trouver, je suis content que ce soit Billy.
Başıboşları beslemeye devam edersen, bir gün birisi seni takip edecek.
Continue à nourrir les parasites, l'un d'eux te suivra chez toi.
Birisi bir şey için "benimdir" derse, onu alamazsın.
Quand quelqu'un dit "preum s" pour quelque chose, on peut pas lui prendre.
Gizli operasyoncu birisi lise yıllığımı tekrar bastırıyor ve ben içinde yokum belki ne biliyorsun?
Combien tu veux parier qu'un type des forces spéciales est en train de réimprimer mon album de fin d'année pour m'y faire disparaître en ce moment?
Müvekkilimizi hazırlayan birisi var mı, yoksa herkes eski sevgilisini mi Google'lıyor?
Est-ce que quelqu'un prépare notre client ou vous êtes tous en train de googler vos exs?
Çünkü birisi doğru olanı yaptı.
Parce que quelqu'un a fait le bon choix.
Olgun birisi gibi davranmanı istiyorum.
Je veux que tu agisses comme un adulte.
Yaşadığın herşeyden bir şeyler alıp, bütün acılardan, şimdi ise kuvvetli birisi oldun.
Tout ce que tu as vécu, toute cette souffrance, tu en a fait ta force.
İyi birisi değil o.
Ce n'est pas une bonne personne.
Tanıklık edebilecek birisi var mı?
Est-ce que quelqu'un vous a vu là bas?
Nerede olduğunuza dair tanıklık edecek birisi?
Quelqu'un qui peut corroborer vos faits?
Annalise, Middleton'daki 10 tecrübeli kadın profesörden birisi ve sonra birisi çıkıp geliyor, muhtemelen beyaz bir troll kadının kariyerini mahvediyor. Kariyerine bir şey olduğu yok.
Annalise est l'une des dix femmes à avoir un poste important au Middleton, et voilà qu'arrive un mec agacé, probablement un blanc prêt à tout pour détruire sa carrière.
Bunlardan birisi afiş olayının arkdasında.
L'un deux doit être derrière les affiches.
Yoldan geçen başka birisi mi vurdu onu?
Quelqu'un d'autre lui a tiré dessus?
Onu da sürekli porno izleyen diğer erkeklerden, birisi gibi sanmıştım.
Je pensais juste qu'il était un de ces mecs hétéros qui regarde trop de porno.
Çok şükür ki hayır. Tabi NYPD'de tanıdığın birisi yoksa.
J'espère que non, à moins que vous connaissez quelqu'un dans la police.
Wallace Mahoney eski müvekkilimdi, hayatımda olmayan birisi.
Wallace Mahoney était un de mes anciens clients, quelqu'un qui ne faisait plus parti de ma vie.
Eğer söylenen şeylerden birisi yalansa bunda haklı olabilirsiniz.
Si vous insinuez que quelqu'un ment, vous aurez raison.
Suça uzak birisi olmayan Charles, nişanlısı Vickie Moran'ı vahşice öldürmek suçundan 2005 yılında ceza almış.
Pas inconnu au système judiciaire, Charles a été chargé du meurtre violent de sa fiancée, Vickie Moran, en 2005.
Benim kuralım, herhangi bir zamanda yüz kartı seçen birisi olursa...
Voilà ma règle :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]