Bok gibi Çeviri Fransızca
1,958 parallel translation
Her şey bok gibi.
Tout es me fait chier, putain.
Burası bok gibi kokuyor.
Ça pue la merde.
Tereyağı almalıyız, malaları bilemeliyiz. Soğutma ünitesini kontrol etmeliyiz, çünkü sıcaklık şeyi çoktandır bok gibi. - Ayrıca...
- Il nous faut du beurre, qu'on polisse les truelles, qu'on vérifie le système de refroidissement parce que ça fait un temps fou qu'il fonctionne au ralenti...
Bunlar bok gibi.
Ça, c'est de la merde.
Pekala, ödül baya esaslı olacak ve Catalina'nın babası bok gibi zengin, oluk oluk para akıtıyor bu işe.
Eh bien, la récompense pourrait être importante et pécuniaire. Le père de Catalina est très riche. Il est plein aux as.
Yani New York hariç... Aynen, bok gibi.
- Si c'est pas fait à New York...
Bu konuyu konuştuktan sonra da kendini bok gibi hissediyorsun.
Puis, tu viens me voir et tu te sens mal.
Bak, onu çok hoş falan bulduğunun farkındayım ama kendini bok gibi hissetmeni sağlıyor.
Je sais que tu le trouves mignon, mais il te fait sentir comme une moins que rien.
Her şey bok gibi.
Ça a été merdique.
Annemin iç çamaşırları resmen bok gibi kokuyordu.
Je me fout pas de toi, les sous-vêtements d'ma mère sont sortie puant la cam.
O yüzden salla gitsin, bok gibi bir plan.
Ça marchera pas, c'est du blabla.
Bok gibi uykusuzum ve sen de tatilimi bölmeye başladın dolayısıyla, gidebilir miyiz lütfen?
J'ai la gueule de bois. Et tu commences à empiéter sur mes vacances. Alors, on peut y aller, s'il te plaît?
Evimize, karılarımıza giderken bok gibi kokmayı istemiyoruz.
Tu sais ce qu'on ne préférerait pas, c'est de sentir la merde quand on rentre a la maison voir nos femmes.
Bok gibi yemek yediğin için hemen şoka girdin.
Tu t'es évanoui parce que tu bouffes que des merdes.
Kocam bok gibi hissediyor.
Mon mari s'en veut.
Eve gidip kendimi bok gibi hissetmek ve yarın gelip tekrar denemek istiyorum.
Je veux rentrer me morfondre, demain sera un autre jour.
Böyle bok gibi bir tavuklu sezarı nasıl hazırlayabildin?
Comment on rate un poulet césar?
- Siparişimi bok gibi hazırlamış.
- Elle a foiré ma commande.
Bok gibi şu an.
Il ressemble à rien...
- Bok gibi oldu.
C'est tout pourri.
İşin aslı, o bok gibi sörf yapıyordu.
Elle a mal surfé, c'est tout.
Benim suçum değil, dostum. Savunma bütün gece sahadaydı, o yüzden çok yorgundum. Maç boyunca bok gibi oynadığın için.
J'étais crevé, la défense a joué non-stop, t'as pas assuré ce soir.
Sonraki seviye bok gibi! Dikkatli olmalısın.
- Le cran au-dessus craint!
Craig, servisiniz bok gibi.
Votre service est merdique.
Açıkçası, bok gibi kokuyorlar.
Et franchement, ils sentent * * * * * * mauvais.
Niçin haplarım bok gibi kokuyor?
Pourquoi ça sent la merde?
- Evet, bok gibi.
- Vous critiquez mon émission?
Annem duyguların incinmesin diye kahvenin bok gibi olduğunu söylemiyor.
Maman ne veut pas te faire de peine en te disant que ton café est infect.
Bizi işten çıkardılar ve bize bok gibi davrandılar.
'Tout ça parce qu'on nous prend pour de la merde!
Berbat olmuş, değil mi? Bok gibi. - İyi olmuş lan.
- Ça craint vraiment, non?
Bok gibi kokuyor.
Ça sent la crotte. Sympa.
Hayır, bildiğin bok gibi kokuyor gerçekten.
Non, ça sent vraiment la crotte.
Bok gibi bir gün geçirdim.
J'ai eu une journée de merde.
Birçok ceset gördüm ve hepsi de bok gibi çirkin.
J'en vois beaucoup. Ils ressemblent à de la merde et le sentent aussi.
- Böyle bok gibi olmayı seviyorum.
Quoi? J'aime être défoncée.
Bok gibi görünüyorsun.
Tu ressembles à rien.
Bok gibi görünüyorsun.
T'as vu ta gueule?
Ve bronzlaştırıcılar da bok gibi duruyor, o yüzden...
Et les autobronzants, c'est affreux donc...
Telefonum bok gibi! Millet, kimseyle haberleşemeyecek şekilde hapsedildik.
Les gars, on est enfermés et injoignable.
Bu Eric Northman lan. Adam ebenin örekesi yaşında, bok gibi güçlü ve hepimizi öldürebilir!
Eric Northman, un vampire tellement vieux et puissant qu'il peut tous nous zigouiller.
Bok gibi bir kenara attın bizi!
Tu nous a jeté comme si nous étions de la merde!
Burasının servisi bok gibi. Peki neden?
Le service dans ce putain d'endroit craint et vous savez pourquoi?
Bok gibi kokuyorsun.
Tu pues la merde.
Pestilim çıktı. Bok gibi bir gece geçirdim. Yalnız kalmak istiyorum.
Je suis crevée, j'ai passé une soirée merdique, je veux juste être seule.
Bok gibi görünüyorsun.
Mon cul.
Sanki bok, bok doğurmuş gibi.
On dirait qu'une merde a fait une merde.
Dediğim gibi, Ronny, hiçbir bok bilmiyorsun.
Comme j'ai dit, Ronny, tu ne sais rien.
Hayatım bok gibi.
J'ai une vie de merde.
O gün, rol yapmayı bırakıp gerçekten, hissetmeye başladım. Çünkü, iki cinsin de tadına bakmadan ikisini de yavru goriller gibi boşaltmadan hiçbir bok bilmiyorsun demektir.
C'est le jour ou j'ai arrêté de faire semblant et ou j'ai commencé à être, parce que tant que tu n'as pas essayé les 2 sexes, jusqu'à ce que tu sache faire venir les deux comme des bébés gorilles,
Bok çukuru gibi.
C'est un trou à rats.
Bir daha seni de o bok çukurunu da yıllar sonra bile görsem yine de hiç bırakmamışım gibi gelir.
Si la prochaine fois, je te vois toi ou ce trou de merde d'ici cent ans, Ce sera déjà putain de trop tôt.