Chuckles Çeviri Fransızca
138 parallel translation
[Chuckles] Junction City'nin batısında Pazar günü yoktur, Hays City'nin batısında kanun yoktur ve Carson City'nin batısında Tanrı yoktur..
Il n'y a pas de dimanche à l'ouest de Junction City... pas de loi à l'ouest de Hays City et pas de Dieu à l'ouest de Carson City.
[Chuckles] Şu küçük yabancı bir babaya sahip olacak galiba.
On dirait que ce petit bonhomme va avoir un papa.
[Chuckles] Hayır.
. Non.
[Chuckles] Yanacaklarını sanmam..
Je ne pense pas qu'ils brûleraient.
Margaret. [Chuckles] Bu akşam iyi bir konuk olamayabilirim.
Je ne serai pas de très bonne compagnie ce soir.
Evet O gerçek bir hayvan.
Ouais. [Chuckles] C'est un vrai animal.
Hepsi çantanın içinde. Saymanıza gerek yok. [Chuckles]
Tout est là, pas besoin de compter.
[Chuckles] Kalabalık memnuniyetle bağırıyordu.
{ \ fs72 \ b0 \ cHFFFFFF } La foule hurlait de plaisir.
Kaza? [Chuckles]
{ \ fs72 \ b0 \ cHFFFFFF } Un accident?
- Ben Chuckle'dan hoşlanmam bile!
Je déteste les Chuckles!
[Chuckles] Ve bundan dolayı ağlıyorsun?
[Rires étouffés] Et c'est pour çà que tu pleures?
Ve iki hafta önce bana biseksüel olduğunu açıkladı... ve o benden nefret ediyor. [Chuckles]
Ensuite elle me dit voilà deux semaines qu'elle est bisexuelle... et qu'elle me deteste plus que n'importe qui sur cette planète.
- Ben de almalıyım. - [Chuckles]
- Je devrais m'en acheter une paire comme çà.
[Chuckles] Ne istersin?
[Rire] Que veux tu?
[Chuckles]
[Petit rire]
Seni okulda ne diye çağırıyorlardı, Chuckles?
Au lycée, on t'appelait "Risette"?
Yalnız değilsin.
( chuckles ) tu n'es pas seul.
- Zavallı Chuckles.
Pauvre Frimousse.
Kafes Eğer Chuckles mı?
Tu as enfermé Chuckles?
- Seçim senin, Chuckles.
- A vous de voir.
Kat, Chuckles, Hot Dog, ilk sıra sizde.
Kat, Chuckles, Hot Dog, vous êtes les premiers.
Pekâlâ, Chuckles, Kat'le birlikte uç.
Bien, Chuckles, prends l'aile de Kat.
Ulaşamıyorum.
Des chuckles?
İzninle, Chuckles.
Hé, Chuckles.
Chuckles vuruldu.
Chuckles est touché.
Sen nesin, Palyaço Chuckles mı?
Tu es qui, Bozzo le clown?
Ne demek istiyorsun?
( Chuckles ) Qu'est ce que tu veux dire?
Görüşürüz... süper star.
Oui, Chuckles. C'est moi qui t'ai donne ce surnom?
Chuckles vardı.
Il y avait Chuckles.
Chuckles.
Chuckles.
Bizim Chuckles ucaktan sahte paraşütle atlayacakken Pinkney son anda iceri cekti.
Chuckles ici a essayé de sauter d'un avion avec un parachute factice juste avant que Pinkney ne le retienne.
Kim burada, Chuckles?
Qui est déjà là, Chuck? ... essaie d'annuler le discours de demain...
Chuckles, n'aber?
Chuckles, quoi de neuf?
Teşekkürler Chuckles.
- Merci, Chuck.
Bay Chuckles'ı evde bırak olur mu?
Laisse M. Rigolo chez lui, oui?
Chuckles sana anlatır.
Rictus vous racontera tout.
Selam dostum.
Hey, mon pote. [Chuckles]
Kemik de adi herifin teki çıktı, Chuckles.
Ce n'est pas facile de trancher un os, Chuckles.
Ona Chuckles derdim.
Je l'appelais "La Pie qui chante".
- Seni seviyorum Chuckles.
Je t'aime, Chuckles.
Marty, kukuları ne kadar çok sevdiğinden bahsetti.
( knocks, chuckles ) Hé. Marty m'a dit à quel point tu aimes le vagin-gin.
O değil ama yakın.
[Chuckles] Non, mais à proximité.
[Chuckles] İyi bir iş başardı, evet.
Elle a fait du bon boulot.
[Chuckles ] [ Laughs]
- Non.
[Chuckles] Peki adını ne koymaya karar verdiniz?
Et comment avez-vous décidé de l'appeler?
[Chuckles] Tamam, bu gerçekten iyi..
C'est parfait.
[Chuckles] Çok teşekkür ederim.
Merci de trop.
Chuckles!
Chuckles!
Sana "Chuckles" diyordum ama tutmadı.
Je voulais t'appeler "Ptite marrante", mais ça collait pas.
CEO acayip zorlu biri, tamam mı?
( chuckles ) Le CEO est un putain de casseur de couilles, compris?
Dağıtım.
[Chuckles] Distribution.