English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ C ] / Coop

Coop Çeviri Fransızca

1,087 parallel translation
Coop, satranç ustasına ihtiyacın olursa en iyilerinden biri kasabamızdadır.
Coop, si vous avez besoin d'un spécialiste des echecs, nous avons l'un des meilleurs joueurs ici en ville.
- Bu iyi bir haber, Coop. - Evet.
- Voila de bonnes nouvelles Coop...
Coop etek giyiyor olabilirim ama hâlâ iç çamaşırımı bacaklarımdan teker teker geçiriyorum, ne demek istediğimi anlıyor musun?
Coop, peut-être que je porte une robe... Mais je metx toujours mes slips une jambe à la fois, si tu vois ce que je veux dire.
Coop, kankanın sevgilisini tutuklamakta tereddüt edişini anlarım ama bu kadın seni delik deşik edip, ölüme terk etmişti!
Coop, j'admets qu'il te sois difficile d'arrêter la copine de ton vieux pote mais cette femme t'as troué la peau et laissé pour mort.
Coop! Ne oldu Josie'ye öyle?
COOP, QU'EST-IL ARRIVE A JOSIE!
Bu nedir Coop?
Qu'y a-t-il, Coop?
Sağ tarafında, Coop.
Par ici, vers la droite, Coop.
- Döneceğim, Coop.
- Oui, Coop.
Coop. Dünya'yı ayakta tutan şeyin, aşk olduğunu söylemişler.
Coop, on dit que l'amour rend tout beau.
Coop. Sence de, kıymetli ve nadir bulunan bir şahsiyet değil mi?
Coop, c'est un individu rare et précieux, non?
- Selam Coop.
Coop.
- Biliyorum Coop.
- Je sais, Coop.
Coop.
Coop.
Coop, sen iyi misin?
Coop, vous allez bien?
Coop? Coop, iyi misin?
Coop, ça va?
Coop?
Coop?
Coop derler bana.
On m'appelle Coop.
Ya sen Coop?
Et vous, Coop?
Sen ayıkken 9 adam yendin değil mi?
Coop, lui, a fait face à neuf types à jeun.
Sen Annabelle, o da Coop.
Bret. Annabelle. Coop.
Senin yaptığını ben yapamam. Sen kurtar onları.
Coop, vous seul pouvez mener ces femmes et enfants en lieu sûr.
Haklıymışsın.
Vous aviez raison, Coop.
Gel buraya Coop.
Coop, expliquez-nous.
Sanmıyorum.
Je ne crois pas, Coop.
- Sağol bay Coop.
Merci, M. Coop.
Bir ölüyü bile soyamazsın Coop.
Tu ne surprendrais même pas un mort.
Herşey yolunda mı?
Bret, Coop, tout va bien?
- Hemen durmalıyız.
Coop, on s'arrête.
Bak Coop, çiçekçi dükkanının önünde duralım.
Je fais un saut chez le fleuriste.
Deebo'nun kümesinde köle gibi terliyordum.
Je suis dans la coop de pigeon Deebo suant comme un esclave.
Mükemmel.
Coop disait toujours ça.
Coop her zaman böyle söylerdi. Sana Coop'tan ve ne söylediğinden söz ettim, değil mi?
Je t'ai parlé de lui et de ce qu'il disait?
Bunu kim söylemişti? - Coop.
Qui l'a dit?
Eski tutucum Coop'un söylediği gibi :
Coop, mon receveur, disait :
Ama yarın önemli bir maçı var, ve Coop'u almamız gerekiyor.
Il a un match, demain. On va passer prendre Coop.
Coop. Ben Gil.
Salut, Coop.
Artık idarecilik yaparsın diye düşünmüştüm Coop.
Tu n'es pas devenu dirigeant?
Artık kimse bana Coop demiyor seni hasta pislik.
Personne m'appelle plus Coop, t'es fêlé.
Eski günlerdeki gibi. Değil mi Coop?
Comme au bon vieux temps.
Coop! Seni mankafa. Haydi evlat.
T'es con!
Ne yapıyorsun Coop?
Qu'est-ce que tu fous?
Burada tam olarak ne yapıyorsun Coop?
Que faites-vous à bord, Coop?
- Git Coop!
- Vite, Coop.
Coop, daha ne kadar sürecek?
Coop, tu en as pour longtemps?
Tamam, Coop.
Réfléchis, Coop.
Coop malzemeyi toplar.
Coop pliera le matériel.
- Coop, iki home run'ı var zaten.
- Coop, il en a déjà fait 2.
Coop, iyi yakaladın!
Bien joué, Coop!
- Merhaba Coop.
- Salut Coop.
O hep ayıktır.
Pas vrai? Coop ne boit pas.
Bana bunu Coop öğretti.
Coop m'a appris ça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]