English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Daydı

Daydı Çeviri Fransızca

2,966 parallel translation
Overmyer'daydı!
Overmyer les avait!
Kontrol Al Capone'daydı ve bir numaralı halk düşmanı olarak kendine yer edindi.
Al Capone montrait qui commandait. Il devint l'ennemi public numéro 1.
Tahran daydım
J'étais de passage à Téhéran.
Araf'daydın.
Annie, tu étais au Purgatoire.
Rota cinayetinin olduğu sırada İspanya'daydı.
Qu'il était en Espagne au moment du meurtre de Rota.
Geçen yıl Avrupa'daydı.
Il est manquant depuis l'an dernier.
# Annem, Mac Madisson'daydı... #... kontrole gitmeliyim...
Ma mère était une Mme Madison.
Fangtasia'daydım.
J'étais au Crocland.
O esnada Grenada'daydım, yoksa ben de yanacaktım.
J'y ai échappé, car je me trouvais à Grenade.
En azından dışarıdaydım.
J'étais dehors.
Sen o gün Santa Barbara'daydın.
Tu étais à Santa Barbara ce jour-là.
Geçenlerde Kongo'daydım.
Je reviens du Congo.
Madison Square Garden'daydım, kapalı gişe.
J'étais au Madison Square Garden, à guichets fermés.
Pendragon'daydım.
Au château Pendragon.
- Sen siktir, Şikago'daydın. - Tatlım, birinci kat.
- Parce que t'étais à Chicago.
Dara düşmüştü, sıkıntıdaydı, yardıma ihtiyacı vardı.
Il était dans le pétrin, un peu dans la panade, chagriné en quelque sorte.
O'Hara tek başına dışarıdaydı.
0'hara était resté seul dehors. Il ne les a pas vu venir.
Siena'daydım, evet.
J'étais à Sienne.
Hayır, Harcourt'la toplantıdaydık.
Nous étions avec Harcourt.
Geçen Şubat ayında hisse başına 66'daydık.
Février dernier, on était à 66 $ l'action.
Fakat vahşi ortamda vakit geçirdiğin tek zaman geçen sene, Outward Bound'daydı.
Mais la seule fois où vous avez passé du temps dans la nature c'était l'année dernière avec Outward Bound.
Oraya yürüdüm ve mesajların dışarıdaydı.
Je passais là et j'ai vu tes messages.
Ruslar Ay'daydı.
Les Russes ont été sur la Lune.
Bahamalar'daydım. Bir adamı öylece alıkoyamazsınız.
Je partais pour les Bahamas, vous pouvez pas enlever quelqu'un.
Bütün gece dışarıdaydım.
Je suis pas rentré cette nuit.
Anna bugün Vatikan'daydı.
Anna était au Vatican aujourd'hui.
Melanie ise yukarıdaydı, kendine masaj yapıyordu fakat sonunda selülitlerine karşı açtığı savaşın beyhude olduğunu anladı.
Et Melanie était en haut, luttant courageusement mais inutilement contre la cellulite.
Soğuk Savaşı kazanmıştık, ben de görev için Moskova'daydım.
On avait gagné la guerre froide. J'étais parti en mission à Moscou.
Vice'daydı, değil mi?
Aux mœurs, non?
Saat 5'ten kapanışa kadar Cafe L'Amour'daydım, üzerinde iki delik açılmış bir gazete okuyordum.
J'étais par hasard au Café L'Amour, ce soir de 17h00 jusqu'à la fermeture, lisant un journal avec deux trous découpés,
- Carina Amerika'daydı.
- Carina était aux États-Unis.
Annesi öldüğü için Londra'daydı.
Il a été à Londres car sa mère est décédée.
Ben de dışarıdaydım.
J'étais dehors aussi.
Hayır. Sen ve Gavin'de Londra'daydım.
Non, j'étais avec toi et Gavin à Londres.
Jamaika'daydım ve kaybolmuştum.
J'étais en Jamaïque et je me suis perdu.
Bütün gece dışarıdaydım. - Ciddi misin?
Je viens tout juste de partir.
Buraya gelmeden önce Mumbai'daydın, değil mi?
Avant, tu étais à Bombay, non?
Kanada'daydım.
J'étais au Canada.
Bu hafta Wikipedia'daydık.
On est sur Wikipédia.
Biliyorsun 2 sene Vietnam'daydım.
J'ai passé deux ans au Vietnam. Tu sais à quoi je pensais?
Sanki burada değildim de....... Guadalajara'daydım. Ama...
Emergeait en moi l'idée de me barrer d'ici à Guadalajara, mais soudain...
Oxford'daydım.
J'étais à Oxford.
"Roma'daydım, şampanya içiyordum, sonra o hapları içtim..."
" J'ai pris des pilules, je buvais du champagne, j'étais à Rome...
"Hem sen koskoca Nirvana'daydın, bu saçmalık da neyin nesi?"
"Et puis, t'étais dans Nirvana. Alors c'est quoi, cette merde?"
William o esnada Seattle'daydı.
William était à Seattle à ce moment-là.
Dışarıdaydım.
Je suis sorti.
Meksika'daydım.
Au Mexique.
Tommy 2005'ten beri High Star'daydı
Tommy travaillé avec "High Star" depuis 2005.
Bütün gece dışarıdaydın.
Visiblement, toi non.
Ben de Kandahar'daydım.
J'étais à Kandahar.
20 dakika dışarıdaydı.
Ça ne faisait pas 20 minutes qu'il y était

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]