Dağlarda Çeviri Fransızca
601 parallel translation
Dağlarda, gizli bir kulübede...
Pendant ce temps, dans une cabane isolée dans la montagne...
Şimal geyikleri dağlarda yaşar ve her yıl toplanıp geyik sohbeti yaparlar.
Les élans, d'autre part, vivent dans la montagne. Le printemps, ils descendent pour leur congrès annuel.
Yaylalarda, dağlarda yaşıyor........
Il vient des plaines, des montagnes.
"Geceleyin, dağlarda rüzgarlar uluyor."
"La nuit, le vent mugit."
Canavar... Tepelerde görülmüş, dağlarda dehşet saçıyormuş.
Le monstre a été vu, il sème la terreur dans la montagne.
Dağlarda kerestecilik yaparken.
Je suis bûcheron, dans les collines.
Senin için çalışmak için mi, kendi çıkarın için mi? Dağlarda, hoş bir yerde senin için bir tatil planlamıştım. Nerde... onların cafcaflı konferansları ve briç oyunları var.
J'organise un séjour à la montagne, où on peut jouer au bridge, et parler d'art.
Şehir hayatından uzakta, dağlarda yalnız.
Seuls à la montagne, loin du monde.
İlk işimiz dağlarda Langenthal adlı bir kasabada.
Primo : Aller dans un village nommé Langenthow.
Bir kafile onu gelin gittiği yere götürüyormuş... ama dağlarda yollarını kaybetmişler.
Elle allait rejoindre son fiancé lorsque son porteur se perdit dans la montagne.
Çünkü hep seni o uzak dağlarda düşünüyorum.
Je n'arrête pas de penser à toi, là-haut, dans les collines.
- Dağlarda sakladığım para...
- L'argent que j'ai caché dans les collines...
Dağlarda.
Il est dans les collines.
Hayatımda ilk defa gerçekten mutluydum. Dağlarda uzun bir yürüyüş yaptıktan sonra bir bardak soğuk su içmek gibiydi.
Depuis que tu m'as parlé ainsi, et pour la première fois de ma vie, j'éprouve un sentiment agréable, qui me va droit au coeur.
Bu dağlarda külhanbeyliği yapmak keyifli olmalı.
Agréable de travailler ici.
Bu dağlarda benden başka kimsenin sözü geçmez.
Ici, c'est moi qui commande, et personne d'autre.
Biz bu dağlarda saklanıyoruz.
Nous vivons cachés dans ces montagnes.
Bugün yüksek dağlarda Condor kuşu avlayacaktım.
Ce jour-là, j'étais parti chasser le condor dans les montagnes.
Arrowhead Gölü'ndeki dağlarda bir yer üç dört küçük kulübe ve Derrie'ye ait özel göl.
C'est en montagne, après Arrowhead. Il y a trois ou quatre petits chalets et le lac privé appartenant à Derry.
Karısı bir ay önce kaçmış... dağlarda, Little Fawn Gölü denen bir yerden.
Sa femme l'a quitté voici un mois, disparue de leur chalet.
Dağlarda hissediyorum.
J'aime les montagnes.
O zamanlarda sesi dağlarda yankılanırdı.
Alors, on l'entendait partout dans la montagne.
Bu, dağlarda itiş kakış, açlık ve susuzlukla geçen 6000 ay ya da 500 yıl eder.
Ça fait 6 000 mois, disons 500 ans de labeur, de faim et de soif.
Eğer dağlarda altın varsa ne zamandır orada duruyorlardır? Milyon ve milyonlarca yıl, değil mi?
S'il y a de l'or caché dans ces montagnes, ça fait des millions d'années, pas vrai?
Bu dağlarda bir şeyler varmış gibi hissediyorum.
Pourtant il paraît que ça ruisselle là-haut.
Onlara adil davranılsaydı şu anda dağlarda olmazlardı.
Ils ne se seraient pas réfugiés sur la colline si on avait été juste avec eux á leur retour.
Bu dağlarda dolaşmak için fazla yaşlıyım artık.
Je suis trop vieux pour escalader ces montagnes.
O dağlarda tek başına çok yalnızlık çekiyorsundur eminim.
Tu dois te sentir affreusement seul là-haut sur la montagne.
O günden sonra nereye gidersem gideyim şehirlerde, Apachelerin arasında, dağlarda hiç aklımdan çıkarmadım : Karım benimleydi.
Et depuis ce jour, partout où j'allais, dans les villes ou dans les montagnes, je savais que ma femme était à mes côtés.
- Bu dağlarda büyük bir rezerv olabilir.
Ces montagnes pourraient être un dépôt.
Neden mi, geçen sonbahar, genç bir evli kadın tapınağa gitmişti. O ve hizmetçisi dağlarda ölü bulundu.
L'automne dernier, une jeune femme et sa suivante ont été retrouvées mortes derrière le temple de Toribe.
Dağlarda iz sürmek için ne harika bir gece.
- Belle soirée pour te rechercher.
Sizi vadiden söküp atarlarsa dağlarda yaşayın, ama yaşayın!
Vos enfants meurent, refaites-en! Quoi qu'il arrive, survivez!
Dağlarda ne yapılır ki?
Qui a besoin des montagnes?
O dağlarda herkes sizi arıyor.
Tout le monde vous recherche dans ces montagnes.
- Her zaman dağlarda yaşarız!
Ah, toujours des montagnes!
- Evet, dağlarda.
Eh oui, des montagnes.
Dağlarda ihtiyacımız olacak.
Il en faudra. Dans la montagne.
Dağlarda ve çöllerde omuz omuza savaştık.
Nous avons combattu ensemble dans les déserts et les montagnes.
Akla gelebilecek her türlü silah o dağlarda gizli.
Tous les canons imaginables sont cachés dans ces montagnes.
# Uzak dağlarda
S'estompent dans la brume envahissante
Three River'sa girebilirsin, çiftlik yaklaşık 30 km. ötede. Biz otoyoldan şaşmayalım. O dağlarda tuzağa düşme olasılığı çok fazla.
Par les montagnes ou par la route principale, jusqu'à Trois-Rivières, et le ranch est à environ 20 miles de là.
Kara ekipleri, kurtulanlar olabileceği düşüncesiyle... Meksika sınırındaki dağlarda... arama kurtama operasyonuna başladı.
Des patrouilles sont à la recherche de survivants dans les montagnes.
Dağlarda büyüyen bir kızın silahını kaybetmiş olacağına inanmıyorum.
Je n'arrive pas à croire qu'une fille élevée ici puisse perdre une arme.
Bu dağlarda gezerken seni o kadar çok özledim ki.
Pendant tous ces mois, tu m'as tellement manqué!
Seninle şu dağlarda bir yere yerleşmek beni sevindirir.
J'aimerai me poser avec toi quelque part dans la montagne.
Dağlarda seninle ölmeyi düşünüyorum.
C'est exactement ce à quoi je pensais l'autre jour.
O zaman, dağlarda ölmeyecek miyiz?
Si je comprends, nous n'allons plus mourir en montagne, comme tu l'as dit, n'est-ce pas?
Sonra güneydeki dağlarda savaş ateşi gördük.
On a vu des feux de guerre sur les collines, au sud.
Mitsuishi dağlarda yer alıyor.
C'est un coin perdu.
- dağlarda yaşarsan belki iyileşir.
Faites les valises et allez vivre à la montagne.