English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ E ] / Evine

Evine Çeviri Fransızca

21,245 parallel translation
Ya bizimle beraber gelsin ya da evine gönder.
Va lui dire de chevaucher avec nous ou renvoie-la.
Bir gün pederin biri genç bir rahibeyi arabayla evine götürüyormuş.
- Ah non... - Un prêtre raccompagne une religieuse en voiture après la messe.
Kızı bıraktıktan sonra evine gitmiş ve eve varır varmaz Luka İncili'ni alıp 14 : 10'u açmış.
Il la dépose et une fois rentré, il prend la Bible et il se met à chercher Luc, chapitre 14, verset 10.
Evine git, boş boş tavana bak, kendini çarmıha gerilmeye hazırla.
Allez regarder le plafond. Préparez-vous à être crucifiée.
Bir keresinde yakaladığım bir tecavüz zanlısı, kurbanın evine geri dönmek istemişti. Araba anahtarlarını arayacakmış.
J'ai arrêté un violeur qui a voulu repasser chez la victime pour trouver ses clés.
- Evine dön o zaman.
Bien, alors rentre à la maison.
- Bayen'ın evine gittiğimde Varr oradaydı.
- Je suis allé voir Bayen, et Varr était là.
Evine git küçük kız.
Rentre chez toi, petite fille.
- Evine git.
- Rentrez chez vous.
Şimdi lütfen evine git!
Maintenant, rentre chez toi.
- Seni evine götürmek için geldim.
Je viens te chercher.
- Evine dönmek üzereydi. - Alex...
Elle allait rentrer à la maison!
Yani yattığın adamın evine gidip cüzdanını almamı mı...
Donc tu veux que moi j'aille à la maison du mec avec qui tu as couché et
Annemin evine hiçbir şey olmamış gibi gidemezsin.
Tu ne peux pas rentrer à la maison comme si rien ne s'était passé.
Eleanor'un evine.
Chez Eleanor.
- Evine dön.
Rentre chez toi.
Timuçin'in evine döndüğünde, ilk çocuklarına hamileydi.
Et elle est rentrée chez eux, enceinte de leur premier enfant.
Evine askerler gibi sürünerek geldigim için kusuruma bakma.
Désolée d'avoir rampé comme ça dans ton appartement.
İlk prömiyer gecesi, aile dostlarımızın evine gitmemiz gerekmişti çünkü onların büyük bir renkli televizyonları vardı.
Le soir de la première, on est allés chez des amis parce qu'ils avaient un grand téléviseur couleur.
Herkes evine girsin, çabuk!
Rentrez tous chez vous! Allez!
Cece'nin evine gidemeyiz.
Le bébé de Nadia fait ses dents.
Dinle Bill, evine git.
Écoute, Bill, non. Rentre chez toi.
Ayda bir adamlarını evine toplar biz de Amerika'daki krizden konuşuruz.
Il invite des hommes chez lui une fois par mois, et on cause de la crise en Amérique.
Lonnie'nin evine.
- Chez Lonnie.
Evine daha üç sokak var.
Sa maison est à trois rues.
Seni evine çağırdı.
Il t'a invitée chez lui.
Steve'in evine geri döndüm ve bir şey gördüğümü sandım.
Je suis retournée chez Steve... et j'ai cru voir quelque chose.
Will'i bulmamız için Birbir bizi onun evine götürmüştü, değil mi?
Elfe nous a emmenés chez Will pour le retrouver.
Dinle dostum, otur şuraya da çeneni kapat yoksa yürü git sığınma evine.
Ça suffit, l'ami. Assieds-toi et ferme-la. Ou retourne à l'assistance.
Denny Dantone, Norton evine teklif verecek, altmış iki milyon.
Denny Dantone a fait une offre sur la maison Norton... 62 millions.
Memur Salter, aşırı gürültü nedeniyle bir çağrı alıyor ve Danziglerin evine gidiyor fakat Bay Danzig'le ilgili tahkikat yapma gereği duymuyor.
L'officier Salter répondait à un appel pour tapage à la résidence de M. Danzig mais n'a pas trouvé de raison de donner suite avec M. Danzing.
Artık evine kaçman gerekiyor.
Rentre chez toi, maintenant.
Babam "boğa evine giden yolu hep bulur" derdi ve genellikle bulurlardı da.
Mon père me disait... qu'elle rentrerait seule. Le plus souvent, c'était vrai.
Hayır. Evine git, paranı al sonra da gelip kahveni al.
Non, rentrez, allez chercher votre argent, puis revenez prendre votre café.
- Beni eski sevgilinin evine mi getirdin?
- C'est l'adresse de ton ex? - Fonce.
Ne zaman o çocuğun evine gitseniz başınıza kötü bir şey geliyor.
Il se passe un truc de ce genre à chaque fois que tu vas chez Bobby Popko.
Sevgili konuklar, bugün burada Stephanie ve Harry'yi dürüm evine sokmak için toplandık.
Mes chers amis, nous sommes rassemblés ici aujourd'hui pour unir Stephanie et Harry par les lits sucrés du mariage.
Esefle söylüyorum ki, Bay Stark'ın evine davet ettiği tek misafir siz değilsiniz.
Malheureusement, vous n'êtes pas la seule invitée à qui M. Stark a donné une invitation.
Sana taksi çağıracağım, dosdoğru ailenin evine git
tu repars chez tes parents!
Evine gidebilir miyim? Kolbrun'un bir şeye ihtiyacı var mı?
Kolbrun a peut-être besoin de quelque chose?
Evine gidip dinlenmelisin.
Tu dois être extrêmement fatigué.
Evine girmek üzereyim.
Je suis à 6 m de son appartement.
Kapatıp evine gideceksin, anlaşıldı mı?
Ferme et rentre à la maison, d'accord?
Bir yıldır iş arıyorsun, şimdi evine döner dönmez çat diye işin var.
Tu cherches du travail depuis un an, tu rentres chez toi et hop! Un emploi.
Harikaymış, evine dönüyor, garsonluk yapmaya başlıyorsun.
À merveille. Tu vis dans la maison de tes parents, tu es serveuse.
Çocuk daha yeni geldi evine.
Il vient juste de rentrer à la maison.
Çocuğu öldürmekten, on yıldan fazladır parmaklıklar ardında olan Hank Asher bu akşam evine kavuştu.
Ce soir, Hank Hasher... derrière les barreaux depuis plus de 10 ans pour le meurtre du garçon...
Evine dön, John.
Rentre chez toi, John.
Evine geldin.
Te voilà chez toi.
Senin hakkında endişeleniyor. Evine git.
- Rentre.
Sen evine gitsene.
Rentre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]