Fazlasını Çeviri Fransızca
13,184 parallel translation
Bundan daha fazlasını vermeni şiddetle tavsiye ederim.
Je vous recommande vivement de nous donner plus que ça.
- İstediğinden daha fazlasını sana vereceğim.
- Je vais vous donner autre chose.
Ama Supergirl daha fazlasını yapabilirdi.
Mais supergirl pouvait faire plus.
Scorpion'la Müdür Molina'nın arası zaten limoni daha fazlasını sıkıntıyı kaldıramazsınız.
Les choses sont assez froides entre Scorpion et le Directeur Molina. et vous ne pouvez vous permettre d'avoir plus de... problèmes.
Daha fazlasını bulacağımızı sanmıyorum.
Je doute qu'on en trouvera plus.
Daha fazlasını ekleyebiliriz.
On pourra toujours en rajouter.
Bay Boss yüzünden hep. Hep daha fazlasını istediğimizi söylerdik.
On dit toujours qu'on veux plus.
Tavsiyeden daha fazlasını yapıyordun.
Vous l'avez conseillé sur beaucoup plus que ça.
O zaman ona yakın ol ama daha fazlasını öğrenene kadar sırrı da sakla, Dash.
Donc reste proche mais garde le secret, Dash, jusqu'à ce qu'on en sache plus.
Bir çocuğun görmesi gerekenden daha fazlasını.
Plus qu'aucun enfant ne devrait jamais voir.
1996'dan beri 300'ün üzerinde grand prix'de yarıştı. 100'ünden fazlasını kazandı. 9 kez Dünya Şampiyonu oldu.
Il a participé à plus de 300 Grands Prix depuis 1996, il en a remporté plus de 100 et il a été neuf fois champion du monde.
Ducati'de bizim çektiğimiz sıkıntıdan daha fazlasını çekmesini izlemek.
Il a eu beaucoup plus de mal que nous chez Ducati.
Kendinden önceki tüm büyük yarışçıların yaptıklarını yapıyordu. Hatta fazlasını.
Il a fait ce que font les bons pilotes, et bien plus encore.
- Daha fazlasını mı göndereceksin?
- Vous allez en envoyer plus?
- Evet. - Ya da elinden gelenin fazlasını yaptığı için yemek arkadaşına teşekkür ediyor.
Ou il apprécie votre effort vestimentaire pour son dîner.
Zebra birkaç insanı burada, bayağı fazlasını da Meksika'da öldürdü.
La Cebra a tué deux personnes ici et une flopée au Mexique.
Oraya geldiğinde sana daha fazlasını anlatırım.
Elle te salue. Je t'en dirai plus quand j'y serai.
İlişkiler hakkında söylediklerin, daha fazlasını istemen.
Ce que tu as dit sur les relations. En vouloir plus.
Ultrason çekince daha fazlasını öğreniriz.
Nous en saurons plus lorsque nous aurons les images.
- Elinde olandan fazlasını.
Bien plus que ce que tu as.
Daha fazlasını geçirdim.
J'en ai eu... plus.
Ben seni eve bıraksam ve sende bana fazlasını anlatsan?
Et si je vous conduisais chez vous et vous pourrez m'en dire un peu plus?
Onunla konuşuyoruz, böylelikle yakınımızda tutuyoruz. Bu da yakalama şansımızı arttırıyor. Konuşmaktan fazlasını yapıyorsun.
Nous leur parlons parce que cela les garde à proximité, et augmente nos chances de les arrêter.
Harika, cılız yumruklarınla bana zarar vermek için yaptığın etkisiz atakların daha fazlasını sabırsızlıkla bekliyorum.
Excellent, j'ai hâte que tu essayes de me blesser avec tes petits poings de rongeur.
Gerçek olduğuna inandırmak için gizli gizli yiyişmekten daha fazlasını yapmalısın.
Ça prendra plus qu'un vague flirt à mots couverts pour me convaincre que c'est réel.
Johnson ve Costello'yu masa başına almaktan daha fazlasını yapmalıydım.
Je l'ai fait plus que simplement mettre Johnson et Costello derrière un bureau.
Daha fazlasını da biliyorum.
J'en sais beaucoup encore.
Bazen eski dostlar geçmişin hakkında, bilinmesini istediğinden fazlasını bilirler.
Parfois il connait ton histoire mieux que tu ne le souhaiterais.
Kenny'nin Evindeki Villalar ayrıca özel fitness salonu, kulüpler ve çok daha fazlasını sunuyor.
La villa à la maison de Kenny donne aussi accès à un centre privé de fitness, un clubhouse, et tellement plus encore.
Keşke sana daha fazlasını verebilsem.
J'aurais aimé pouvoir vous donner plus.
Daha fazlasını hak ediyorsun.
Vous méritez plus.
- Artık daha fazlasını biliyorum.
J'en sais plus que ce que je t'avais dit.
Sizden çok daha fazlasını beklerdim.
Je m'attendais à plus...
Daha fazlasını yapın.
bien plus que ça.
"Çekilebilirsin" lafından fazlasını hak ediyorum.
Je mérite plus que d'être renvoyée.
Çok daha fazlasını.
Je mérite mieux.
Onu ve daha fazlasını hak ettin Craig.
Vous méritez ça et plus, Graig.
Ama hırsım bana hep daha fazlasını istetiyor hep daha fazlasını isterim.
Mais au final, je veux toujours plus, toujours plus.
Daha fazlasını istedim. Bir lig daha. Farklı bir futbol oynamak farklı bir sayfa açmak ve hayatımda farklı hedefler istedim.
Je voulais autre chose, un autre championnat, un autre football, une nouvelle étape dans ma vie, un nouveau défi.
Hep daha fazlasını istedi.
Il devait toujours en faire plus.
Bu adamdan bir şey öğrenmek istiyorsan kelimelerden fazlasına ihtiyacın var.
Tu veux briser ce gars, il faut plus que quelques mots.
Onda bu ve daha fazlası vardı.
Il a du talent, mais il n'a pas que ça.
Bu işi yeterince yap, herkes daha fazlasını isteyecektir.
Faites-en assez, et tout le monde en voudra plus.
Aklın daha fazlası için yanıp tutuşmaya başlıyor.
L'esprit en demande plus.
Hiç daha fazlasını istemedin mi?
Tu veux pas plus que ça?
Fazlasıyla uysal olan türlerimden bazılarını korumak için özgürlük yanılsamasını sürdürmenin işe yaradığını keşfettim.
Le maintien d'une illusion de liberté rend certains spécimens plus dociles.
İlacını yapacaksak onlardan fazlasına ihtiyacımız olacak.
Il nous en faut plus pour faire plus de remède.
- Sırlarını güvende tutmaktan fazlası.
La meilleure solution pour garder leurs secrets en sécurité.
Dipper, bana dürüstçe söyler misin sen daha fazlası için yaratıldığını hiç düşünmedin mi?
Dipper, peux-tu honnêtement me dire que tu n'as jamais aspiré à quelque chose de plus grand?
Elbette Sam bir anlaşmadan fazlası olacağını biliyordu.
Sam doit savoir qu'il ne faut pas rompre les contrats.
Daha fazlasını yapın.
Plus.