English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ G ] / Geciktik

Geciktik Çeviri Fransızca

471 parallel translation
Nasılsınız? Geciktik mi?
Bonsoir, est-on en retard?
Onlar yüzünden geciktik.
Le retard, c'est leur faute.
O kız sayesinde on dakika geciktik.
Dix minutes de retard à cause de cette imbécile.
Elbiseni giy. Çoktan geciktik.
Passe-moi ma robe.
Üç saat elli dakika geciktik, ama yine de çıkardık.
3 heures de retard, mais ça y est! - Fatigué?
Biraz geciktik.
On est en retard.
- Korkunç sıkıntı. - Evet, efendim. Hemen atlayın, yeterince geciktik.
Vous partez maintenant.
- Üzgünüz geciktik, bombalandık.
- Je regrette. On a été attaqués.
Matematik dersimize de geciktik. Matematik kitaplarınızı çıkarın.
Et nous avons pris du retard sur l'arithmétique.
- Özür dilerim, geciktik.
- Nous avons été retardés.
Kusura bakmayın, geciktik. Çok özür dilerim, Irving. Bay Phil Green.
Désolé pour le retard, Irving.
Şimdiden bir saat geciktik.
J'ai huit heures de retard.
Özür dilerim, geciktik. Rita istasyona uğramak zorundaydı.
Rita a dû s'arrêter à la gare.
Geciktik.
- On est en retard.
Selam, Rick. Gidelim tatlım, geciktik.
Bonsoir, Marge!
- İyi eğlenceler. - Geciktik. - Hoşça kal.
Amusez-vous bien.
Bunun yüzünden geciktik.
Voilà pourquoi on a tardé.
- Geciktik. Bağışlayın.
- Nous avons tardé.
Geciktik.
Il est tard.
- Üzgünüm geciktik.
- Désolé du retard.
- haydi. geciktik. affedersin.
- Il est tard, nous partons.
O yüzden bu kadar geciktik.
D'où notre retard.
Louise, gidelim. Geciktik bile.
Nous sommes déjà en retard.
Malesef geciktik ve dansınızı izleyemedik.
Désolé d'avoir raté votre spectacle.
- Bu sabah biraz geciktik ha?
On s'est levé tard ce matin?
Üzgünüm, geciktik.
C'est M. Matsuyoshi.
Üzgünüm. Sanırım biraz geciktik. Koğuşlar öyle kalabalık ki, henüz yetişemedik.
Je suis désolée, nous avons pris du retard dans les communes.
Biraz geciktik, değil mi?
C'est un peu tard.
Bu yüzden mesajınızı deşifre etmekte çok geciktik.
C'est pourquoi nous ne pouvions déchiffrer votre message.
Zaten çok geciktik.
On est en retard.
Ülkem için seve seve ölmeyi göze alırım ama trafik kazasında ölmeyi değil. Geciktik, Brandt.
Je mourrais à contrecoeur pour la patrie, mais pas dans un accident.
Memnun oldum.Üzgünüm biraz geciktik.
Et voilà ma petite Simone.
Geciktik ve çok sıcak!
Allez, il fait chaud!
- Geciktik.
On est en retard.
Geciktik.
En voiture! On est en retard.
- Selam Hum. Geciktik kusura bakmayın. Mahkemede takıldım da.
J'ai été retenu au tribunal.
Biraz geciktik.
Il était un peu tard.
- Geciktik.
- Pardon, on est en retard.
Dinle Ed, bu aksam çok geciktik. O yüzden...
Ecoute, Ed, nous sommes très en retard...
Geciktik. - Jiminez'i aradık.
On cherchait Jiminez.
Biraz geciktik.
On est un peu en retard.
- Yeterince geciktik zaten.
- Vous en manquez déjà.
Biraz geciktik, efendim.
Nous sommes en retard.
Gerçekten geciktik!
Nous sommes en retard!
Çok mu geciktik? ! Açın!
Alerte!
Hayır, bana söylediler, ve açıkça ifade ettiler, irtibat halinde olacağım, yalnızca yeğeniniz bırakılıncaya kadar, inanın bana, çok geciktik.
Ils m'ont dit très clairement de garder le contact, mais jusqu'à la libération de votre neveu, nous gardons profil bas.
Geciktik. Endişelenecek bir şey yok.
Ne vous inquiétez pas.
Geciktik.
On est en retard.
Dört saat geciktik.
La traversée a duré 3 heures.
Geciktik mi?
- En retard?
Üzgünüm ama geciktik. Şimdiye Scissa'nın evinde olmalıydık.
Nous étions à un banquet funèbre, Scissa a perdu une esclave.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]