English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ G ] / Gecmisi

Gecmisi Çeviri Fransızca

3,924 parallel translation
- Konu Bay Sweeney'in geçmişi değil yalnızca.
- Ce n'est pas seulement que M. Sweeney ait un passé dérangeant.
Onun geçmişi hakkındaydı. Ve cinayet anı hakkında Onun bir tanığı var.
Et elle a un alibi au moment du meurtre.
Geçmişi geçmişte bırakmalısın.
Tu dois laisser le passé dans le passé.
Bunun da bir geçmişi var.
Parce qu'il y a un passé la dedans.
Sicil araştırması, iş geçmişi ve kimliğinin sahte olduğunu gösterdi.
J'ai découvert que son parcours et son identité avaient été falsifiés.
Sanki sana karşı kullanmak için geçmişi kazıyorlardı ve boşandığımız için benden yardım beklediler.
Comme s'ils cherchaient quelque chose contre toi et qu'ils s'attendaient à ce que je les aide, comme si je voulais me venger de toi à cause du divorce.
Geçmişi ne?
- Tu connais son dossier?
Bu da, du Pont ailesinin geçmişi.
L'histoire de la dynastie des du Pont.
Geçmişi hatırlayıp kendini üzme.
Inutile de ressasser le passé. Tu vas te faire du mal.
Askeri bir geçmişi olduğunu duysam, şaşırmazdım.
C'était un fantôme. Il ne nous aurait pas surpris si il avait une formation militaire...
Sovyetlerin geçmişi.
De la doc sur les Russes.
Marv, geçmişi değiştiremezsin.
Marv, tu peux pas récrire l'histoire.
Geçmişi yok olduğunda onunla övünmesini bilir ama boynu kılıç ile taş arasına gelmedikçe isyan etmek aklına gelir.
"ne se vante qu'au milieu de ses ruines " et qui ne se soulèvera pas "avant que son cou soit entre l'épée et le billot."
- Cut Bank geçmişi çok zengin- -
Cut Bank est un joyau...
Cut Bank geçmişi çok zengin- -
Cut Bank est un joyau...
Geçmişi geride bıraktığında
Laisse les soucis sur le sol
Bu şekilde görsel bir günlük tutuyorsun ve geçmişi hatırlaman için bu günlüğü devamlı izlemen gerekiyor.
Vous tenez un journal vidéo. Regardez-le en vous préparant, je passe vous chercher.
Sarsıntılı bir geçmişi var, bazılarınızın bildiği gibi.
Il a un sacré passé, comme vous le savez peut-être.
Peki ya derin bir tarih geçmişi olan "Triangle Gömlek Fabrikası" yangını? Bu olmaz mı?
Et le long passage sur l'histoire de l'incendie de l'usine Triangle Shirtwaist?
Bir insanı şekillendirmek üzerinde çalışıyorduk... düşünceleri, duyguları, geçmişi... hepsi kimyasal olarak silindi.
Quand on pense connaître une personne les pensées, les émotions, l'histoire peuvent être éffacés grâce à la chimie.
Bunu yaparsan hiçbirinizin geçmişi saklı kalmaz.
Si tu fais ça, tout le monde connaîtra ton passé.
Sanigin hakim olarak geçmisi ilgisizdir.
Le passé de juge de l'accusé n'est pas pertinent.
Peki o seni tanıyor mu? Buraya geçmişi olmadan geldi. O yüzden bende ona benimkini anlatmadım.
Il ignorait tout de son passé, alors je n'ai rien dit.
- Adamın özgeçmişi, refensları, geçmişi,...
- Sa biographie, références, histoire...
- Geçmişi düşünüyorum, Deion 1983'e dönüyorum ve Dan Marino hakkında düşünmeye başlıyorum.
- Écoute, quand j'y pense, Deion, ce que ça me rappelle... - C'est la panique générale. - Et là, ça me fait penser à Dan Marino.
Bana hep geçmişi kurcalamak olarak görünmüştür.
Ça m'a toujours semblé être de vieilles affaires ressassées.
Ya da bir geçmişi ya da karakter gelişimi olmayan, ten rengiyle alakasız - seksi siyahi sekreter.
Ou l'élégante secrétaire Noire sans aucune densité ni personnage particulier en dehors de sa couleur de peau.
Zeke'in geçmişi peşini pek bırakmıyor gibiydi, özelliklede o olmadan daha iyi idare edenlerle karşılaşanlara dek...
Zeke marquait une pause après que son ex lui ait dit que sa vie était mieux sans lui.
Geçmişi sineye çekersen, hiç ileri gidemeyeceğini düşündüğün bir anda sayıyı yaparsın.
On gagne en comprenant qu'on ne peut avancer sans abandonner le passé.
Geçmişi deşmeyelim aşkım.
Cessons de ressasser le passé, mi amor.
Tonla fiziksel delilimiz var. Şahidi yok, şiddet geçmişi ve avukatı hâlâ altını bağlıyor.
On a des preuves matérielles suffisantes, aucun alibi, notre homme a des antécédents violents et son propre avocat a encore de l'acné, monsieur.
Senin için geçmişi silmek daha uygun olabilir.
Vous préférez ne plus penser au passé.
Geçmişi umurumda değil.
Je me fiche de son passé.
Geçmişi unut Tobey.
Oublie le passé, Tobey.
Belki bu senin geçmişi yeniden yazmak için şansın.
Écoute. Voilà peut-être une chance de récrire l'histoire.
Sen geçmişi etkileyebilir edeceğiz.
Vous influencerez le passé.
Arkady Federov'un Savaş Geçmişi Yazan, MIRA FILIPOVA ve EDGAR SIMPS
Les crimes de guerre de l'Arkady Fedorov passé par Mira Filipova et egar Simpson.
GPS GEÇMİŞİ İNDİR
HISTORIQUE DU G.P.S. TÉLÉCHARGEMENT
GPS GEÇMİŞİ İNDİRİLDİ
HISTORIQUE DU G.P.S. TERMINÉ
LENORE ST JOHN GPS GEÇMİŞİ
LENORE ST JOHN HISTORIQUE DU G.P.S.
KAYIT GEÇMİŞİ 3. KAMERA
HISTORIQUE D'ENREGISTREMENT CAMÉRA 3
BRYAN MILLS'İN CEP GÖRÜŞMELERİ GEÇMİŞİ
CELLULAIRE DE BRYAN MILLS HISTORIQUE DES CONVERSATIONS
CEP GEÇMİŞİ BRYAN MILLS SMS'LER YÜKLENİYOR
HISTORIQUE CELLULAIRE - BRYAN MILLS CHARGEMENT DES MESSAGES
Tiyatro geçmişi var.
Elle a joué pour le théâtre.
Yapılacak en iyi şey geçmişi değil, geleceği düşünmektir.
C'est agréable de penser à l'avenir et non au passé.
Geçmişi istediğin gibi yazabilirsin fakat bu gerçek yapışıp kalacaktır tamam mı?
Pense ce que tu veux, mais les faits sont les faits.
Ama kartların hiçbirinin burada harcama geçmişi yok.
Aucune carte n'y est répertoriée. Ça n'ira pas.
Ama kartların hiçbirinin orada harcama geçmişi yok.
- Les cartes ne fonctionneront...
Sana geçmişi mi hatırlattı?
Ça vous a rappelé le passé?
Ama meğerse Genpou Ailesi'nin geçmişi kanla doluymuş.
Mais... ils se sont avérés être une famille teintes en rouge par le sang.
İkimiz de artık geçmişi geride bırakıp bugünü yaşamalıyız Madam.
Le moment est venu, madame, d'affronter notre passé, vous et moi, et de vivre dans le présent.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]