Gerek Çeviri Fransızca
125,745 parallel translation
Umarım yanılıyorumdur ama yanılmıyorsam... bunu atlatmak için uzun ve sıkı bir çalışma sergilemeniz gerek... ve size bol şans diliyorum.
J'espère avoir tort, mais en tout cas, il vous faudra travailler dur pour dépasser ça, et je vous souhaite bonne chance... car j'en ai terminé avec vous.
O köprüye gitmemiz gerek.
On doit rejoindre la passerelle. - Il conduit nos invités en lieu sûr. - Où est Six?
Beş, uyanman gerek.
Ils viennent te chercher.
Çipimi çekmen gerek. Hayır.
J'ai besoin de toi pour reprendre ce vaisseau.
Zairon'a 36 saatte yakın sürede varmamız gerek.
Nous devrions atteindre Zairon dans environ 36 heures. Ça a marché.
- Buradasınız, mükemmel altuzay vericinizi ödünç almam gerek.
Parfait. Je dois emprunter votre émetteur subspatial.
Korunmasız savunmak için çok fazla kaynak gerek ayrıca stratejik bir değeri de yok.
C'est exposé. Sa défense demande trop de ressources, et il n'a pas de valeur stratégique.
Savaş kazanmak için stratejiden fazlası gerek.
Gagner la guerre demande plus que de la stratégie.
İstasyonun tarih portalını hacklemem ve Safira-10'dan aldığım topukluyu paketinden çıkarmam gerek.
Il me suffit de pirater l'agenda de la station. Et de déballer ces talons que j'ai choisis sur Safira-10.
Tabor buradaysan dışarı çık, konuşmamız gerek.
Tabor, si vous êtes là, sortez. Nous devons parler.
Haklı, hoşunuza gitsin ya da gitmesin köşeye sıkıştık, zorlamamız gerek.
Il a raison. Que t'aimes ou pas, on a été acculés. On doit forcer la sortie.
Traugott Corp'tan korkmanıza gerek kalmadı.
Plus besoin de vous inquiéter pour Traugott.
Buna gerek olmayacaktır.
Ce ne sera pas nécessaire.
Unutma, dost canlısı olmamız gerek.
Tu te souviens, on est supposés être amicaux.
Hazırlanmamız gerek.
Aller. On devrait se préparer.
Öncelikle silahlanmak gerek.
D'abord je dois m'armer.
Sana, seni kullandıklarını ve terk ettiklerini hatırlatmama gerek var mı?
Dois-je te rappeler qu'ils t'ont utilisé et abandonné?
Özür dilemene gerek yok.
Oh, ne vous excusez pas.
Androidleri bir tarz kasa kurmuş olsa gerek.
Leur Androide a dû installer un système de sécurité.
Bunun ne anlama gelmesi gerek?
Qu'est-ce que c'est sensé vouloir dire?
Anlamanız gerek, dışarıda başka müşterilerim de var.
Vous devez comprendre les gars, que j'ai d'autres client là dehors.
Konumuma koruma gerek, hemen.
Gardes à ma localisation immédiatement.
Bunu bir kan banyosuna çevirmeye gerek yok.
Il n'y a pas besoin de changer ça en bain de sang.
İlk ölçümlerim bir çeşit kimyasal saldırıyı gösteriyor ama detayları netleştirmek için yüzeye inmemiz gerek.
Mon relevé suggère une sorte d'attaque chimique, mais on doit gagner la surface pour confirmer les données.
- Geri gidip kontrol etmeliyim bilmem gerek.
Je dois y retourner pour voir. Je dois savoir.
Evet şimdiye kadar dışında kaldılar ama Truffault, Ferrous Corp'un düşmanlarını temizledikten sonra Mikkei'ye saldıracağını bilmesi gerek.
Pour le moment ils se sont écartés, mais Truffault doit savoir que quand Ferrous Corp aura éliminé ses ennemis, ils s'en prendront à Mikkei.
- Özür dilemene gerek yok.
Pas besoin de t'excuser.
Geçersiz kılma işleminin işe yaraması için etkinleştirilmeleri gerek.
Ils doivent être activés avant qu'un contournement fonctionne.
Panik yapmaya gerek yok.
Pas besoin de paniquer.
Rook'un onları neden ürettiğini bulmamız gerek.
On doit trouver pourquoi Rook les a fabriqué.
- Anomalinin şiddetli bir şekilde büyüdüğünü bilmeniz gerek.
- Je dois t'avertir... que l'anomalie gagne en intensité.
Onu kapatmamız gerek.
nous devons l'éteindre.
Onu kapatmamız gerek daha çoğunun gelmesini engellemeliyiz.
Et nous devons l'arrêter. Empêcher qu'ils y en aient davantage qui fassent le voyage.
Herkesin umursaması gerek.
On fait tous ça.
Küfür etmene gerek yok.
Inutile de jurer.
- Hazır olman gerek.
Vous devez être prêt. - Au cas où...
Ancak bunun için daha fazla endişe etmene gerek kalmayacak.
Mais vous n'aurez plus à vous préoccuper de ça.
Bu oturumlardan yararlanıp onlara her şeyi anlatman gerek.
Tu dois te servir de ces audiences pour tout leur dire.
Benim aptallığımla kendini lekelemene hiç gerek yok.
Tu n'as pas besoin de te déshonorer avec ma stupidité.
Konumumuzu bırakalım ama lanet olsun ki bir şekilde onlara bir mesaj iletmemiz gerek.
Mais bon Dieu, on doit leur envoyer un message par tous les moyens.
Yüzbaşı Martens'in seni görmesi gerek.
Le Capitaine Martens doit vous voir.
O zaman hepsini bulmamız gerek.
On va donc devoir trouver chacun d'eux.
Onun dünyasında sona erdiğini merak etmene gerek yok.
Pas étonnant que t'aies fini dans son monde.
Bilmem gerek.
Je dois savoir.
Lechon pişirirken yememe gerek kalmaz.
S'il cuit, je n'ai pas faim.
Bugün buna gerek kalmadı.
Les hommes n'ont plus besoin de faire ça.
İskambil Foley ile baş başa vakit geçirmen gerek.
Il te faut un tête-à-tête avec Black Jack Foley.
Foley'nin işimizi neden baltaladığını öğrenmem gerek.
Je dois savoir pourquoi Foley nous a éjecté.
Geri dönmem gerek.
Tu n'en as pas besoin.
Hayır, gerek değil.
Trouvez la fille.
Bunu gerçekten tamir ettirmemiz gerek.
Faudra vraiment réparer ça.
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerek kalmadı 36
gerekmez 98
gerekirse 81
gerekli değil 44
gerek yok 917
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerek kalmadı 36
gerekmez 98
gerekirse 81
gerekli değil 44