Gerekli değil Çeviri Fransızca
656 parallel translation
Belki de sığmaz. Gerekli değil.
Inutile, inutile, vraiment!
Yeni bir teori bulmanız gerekecek. Bu gerekli değil.
Il faudra trouver une autre théorie, docteur.
Bu gerekli değil.
Ce n'est pas nécessaire.
Hayır, gerekli değil.
Non, ça n'a pas d'importance.
Gerekli değil. Onu ahıra götürdüm.
Je l'ai mis dans l'écurie.
Aslında çok da gerekli değil.
Tu n'en as pas besoin.
Çünkü sizi hesaba katmak gerekli değil, Count de Brancovis.
Car il n'est pas nécessaire de vous étudier, comte de brancovis.
Başka bir oda ister misiniz? - Hayır, gerekli değil.
Voulez-vous aller ailleurs?
Bu yüzden üzerinize isnat edilmeyen şeylere karşı suçsuzluğunuzu iddia etmeniz gerekli değil.
Il est inutile qu'il s'innocente d'actions dont il n'est pas accusé.
Hayır, Anita, bence bu gerekli değil.
Je ne pense pas que ce soit nécessaire.
Yorum gerekli değil. Sadece sorulara cevap verin.
Contentez-vous de répondre.
Bu gerçekten hiç gerekli değil!
Est-ce indispensable?
- Gerekli değil. Yanıtlama.
Ce n'est pas la peine de répondre.
Bu gerekli değil, ama eğer güzel bir kız olursa.. .. durdur ve onunla konuş.
Mais si tu croises une belle fille, badine et arrête-toi, c'est mieux.
- Bu Gerekli değil.
Pas nécessairement.
- Gerekli değil, zorunlu.
- C'est obligatoire!
İsterseniz konuşun. Gerekli değil.
Il n'est pas nécessaire de parler.
Tüm bunlar gerekli değil.
Ils ne sont pas nécessaires.
İstemiyorsan, çok gerekli değil.
Nous ne sommes pas obligés, si tu n'y tiens pas.
Bu gerekli değil, Bay Bonney.
Je savais que vous n'étiez pas mort.
- Gerekli değil.
- Ce n'est pas nécessaire.
Billy, ayaklarımı yıkamak için gerekli değil. Küvetin içindeyim.
Ce n'est pas un bain de pieds, je suis dans l'eau.
Bu gerekli değil, öyleki uzun zamandır Bay Duggan kendisini temsil ediyor.
C'est inutile tant que M. Duggan le représente.
Bu gerekli değil.
ça ne vaut pas la peine.
Daha fazla değil iş, kesinlikle gerekli değilse.
Je ne travaille honnêtement que contraint et forcé.
- Gerekli değil.
Non, c'est inutile.
Ama... plana göre kız gerekli değil ki.
Mais... On n'avait pas prévu la présence d'une fille.
Bu gerekli değil.
Ce ne sera pas nécessaire.
Elbette, işbirliğin işleri daha da kolaylaştırır, ama gerekli değil.
Bien sûr, votre coopération aurait rendu les choses plus faciles, mais elle n'est pas essentielle.
Önce muayene etmen gerekli değil mi?
C'est normal, avant de faire...
Onlar gerekli değil miydiler?
N'est-ce pas nécessaire?
- Bu gerekli değil.
- Ce n'est pas nécessaire.
Bu gerekli değil.
Je n'en vois pas la nécessité.
Sadece bir Rahip, diğer bir Rahibe bu sırrı aktarabilir, size tüm söyleyebileceğim şu kadar ki... içinde ökseotu ve istakoz var, istakoz gerekli değil... ama iyi lezzet veriyor.
Elle ne se transmet que de bouche de Druide à oreille de Druide. Tout ce que je peux te dire, c'est qu'il y a du gui et du homard. Le homard n'est pas nécessaire, mais ça donne du goût..
- Onlar çok gerekli değil.
- Ce ne sera pas nécessaire.
Teşekkür ederim ama bu gerekli değil.
Merci, ce n'est pas nécessaire.
Çok etkileyici ama gerekli değil.
Impressionnant, mais pas essentiel.
Üstelik, gerekli değil.
De plus, ce n'est pas nécessaire.
Kesinlikle gerekli bir şey değil.
ça ne répond à aucune nécessité absolue...
Arkamızda kano yapmak için gerekli malzemeyi bırakmak da... büyük bir hata olurdu, değil mi?
Ce serait une grave erreur de vous laisseri ce qu'iI faut pour construire un autre canot
- Gerekli değil.
- Voyez-vous...
Değişmek kolay değil ama bazen gerekli.
Parfois, il faut savoir s'adapter.
Başlık uygun değil. Müzikale uygun bir başlık gerekli.
Nous devons trouver un titre plus "musical".
Eğer ceza alacaksa, bunu gerekli yerlerden alacak, sizden değil.
Il sera puni de la façon qui convient et pas par vous.
Gerekli değil.
Peut-être devrions-nous lui dire de venir ici?
Bizim dünyamızda gerekli, değil mi?
Mais, ne serait-ce pas l'inutile qui rend ce monde... aimable?
O kadar da değil, çünkü ben bu görüşmeyi gerekli bulduysam...
Aussi il m'a paru bon...
Gerekli olan malzemeleri gökten indiremezsin, değil mi?
Oh, mon cher garçon, vous ne pouvez tout de même pas vous procurer hommes et matériel comme un rien, si?
Hayır, gerekli değil. Yaverim Albay Murdock dışarıda.
Le colonel Murdock m'attend.
Bana yöneltebileceğiniz suçlamalara gelince... maalesef çok zayıf düştüğüm için, ne zihnim... ne de hafızam... gerekli cevabı verecek durumda değil.
Pour les affaires dont vous pouvez m'accuser, je crains d'après ma faiblesse présente, que ni mon esprit, ni ma mémoire ne serviront à faire de réponse suffisante.
Hayır, hiç de değil, tabi yapılan tercihin güzel olması gerekli...
Non, ça ne marche pas comme ça, pas si la personne est bien choisie.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75