Gidebilirsin Çeviri Fransızca
4,872 parallel translation
Gidebilirsin.
Disposez.
- Artık kesin gidebilirsin.
- Vraiment, vas-y maintenant.
- Hayır, gidebilirsin.
- Non, tu peux partir.
- Sen gidebilirsin.
- Tu peux y aller.
Şu anda istediğin neredeyse her şeyin üzerinden gidebilirsin, değil mi?
Vous pouvez gérer à peu près tout maintenant, n'est-ce pas?
Alcatraz'a gidebilirsin.
Tu peux aller à Alcatraz.
Peki, Warner, gidebilirsin.
Ok Warner, vous pouvez y aller.
- Beş kere. Sonra gidebilirsin
- Cinq fois, et après c'est bon.
- Polisle konuştum, gidebilirsin.
- J'ai parlé à la police, on peut partir.
Artık gidebilirsin.
Maintenant tu peux.
Tamam, artık gidebilirsin.
Vous pouvez me lâcher maintenant.
Gidebilirsin.
Pars devant.
Nasıl bu kadar ileri gidebilirsin?
Comment peux-tu aller si loin?
Şovlardan sonra iki yere gidebilirsin.
Après les concert, tu peux aller dans deux endroits.
Evet JT istersen eve gidebilirsin.
Tu peux rentrer si tu veux.
Tek başına gidebilirsin yada bize yardım edebilirsin.
Vous pouvez faire cavalier seul ou vous pouvez nous aider.
Gidebilirsin.
Tu peux disposer.
Sen gidebilirsin.
Tu peux partir.
- Onu teslim ettikten sonra gidebilirsin.
Lorsque tu auras terminé ça, tu pourras rentrer chez toi.
- Sen de siktir olup gidebilirsin!
- Va chier, toi aussi!
Gidebilirsin.
- Vous pouvez nous laisser, maintenant.
Eğer istediğin buysa, Jo, gidebilirsin.
Si c'est ce que vous voulez, Jo, oui, vous le pouvez.
"İstediğin her yere gidebilirsin ama uçuruma yaklaşma yoksa düşersin."
tu peux aller où tu veux mais ne t'approche jamais de la falaise, car tu pourrais tomber.
İstiyorsan gidebilirsin, ama zaruri minimum ceza yasası uyarınca, yargıcın cezayı indirmesine imkân yok.
Vous pouvez y aller si vous voulez, mais les lois sur les peines minimales obligatoires n'octroient pas au juge le droit de les réduire.
Yani ne bildiğini öğreneyim diye daha çok bilgi almak istesem evine gidebilirsin, değil mi?
Alors si je voulais plus d'infos, me renseigner, On pourrait aller chez lui?
Tabii ki gidebilirsin
Bien sûr que tu peux.
Gidebilirsin.
Le champ est libre.
Artık gidebilirsin.
Vous pouvez partir.
Artık gidebilirsin.
Maintenant, allez-vous-en.
Ben kamyoneti kullanıcam.Sen istersen eve gidebilirsin.
- Mais t'as qu'à rentrer si tu veux.
Evet, tabii. Gidebilirsin.
Oui, bien sûr que tu peux.
Gidebilirsin.
Vous pouvez disposer.
- İşin bitti. Yoluna gidebilirsin.
Poursuis ton chemin.
Gidebilirsin.
Tu peux t'en aller.
Eve gidebilirsin.
Vous pouvez y aller Renata.
Peki, gidebilirsin.
C'est bon, tu peux y aller.
Şimdi gidebilirsin. Ona git.
Tu peux aller le voir, maintenant.
o uyuyor biliyorum ama bunu denemek için gidebilirsin.
Il ya tellement de choses mais nous apos ; vais essayer de mettre en.
Gidebilirsin, Nance.
Allez-y, Nance.
Şimdi, arkanı dönüp çıkarsan eve hâlâ kazanan olarak gidebilirsin.
Si tu t'en vas... tu peux encore gagner.
Artık başardım... yani gidebilirsin.
Maintenant je l'ai fait alors... alors tu peux partir.
İstediğin zaman gidebilirsin, Hızlı Yarışçı.
Hé, Speedy Gonzales, tu peux partir quand tu veux.
Kendim gideceğim. Sen gidebilirsin.
Je peux y aller par moi-même.
Nasıl gidebilirsin!
Comment peux-tu?
Sen de Alfredo ile toplantıya gidebilirsin.
Allez rejoindre Alfredo pour aller à une réunion.
Şimdi gidebilirsin.
Tu pourrais y aller maintenant.
- Gidebilirsin. - Emredersiniz, efendim!
Tu peux y aller.
Uçup gidebilirsin.
Tu peux t'envoler au loin.
- Evine gidebilirsin.
- Rentrez chez vous.
- Gidebilirsin.
- Pars.
( Bu insanaları kurtarmak için, ne kadar ileri gidebilirsin?
/ / 23 : 08 Jusqu'où irez-vous pour sauver ces gens?