Graceland Çeviri Fransızca
152 parallel translation
GRACELAND Memphis, Tennessee
GRACELAND Memphis, Tennessee
Graceland'de bir gezide, Elvis'in yatak odasında bayıldım.
Je suis tombée dans les pommes dans la chambre d'Elvis, à Graceland.
Elvis, * Graceland'ın her yerine tavşan yaptırdığına eminim.
Je suis sûr qu'Elvis en avait partout à Graceland.
Graceland'daydım.
J'ai été à Graceland.
Burada Graceland ile yarışıyoruz.
On rivalise avec Graceland.
Burası Graceland.
C'est Graceland.
Sun Stüdyoları 706. Bulvar'da. Ama biliyorsun ki önce Graceland'e gitmeyi tercih ederim.
Sun Studio est au 706 Union Avenue, mais tu sais... je préférerais aller d'abord à Graceland, la maison d'Elvis.
Tamam, tamam. Önce Graceland. Onu aradan çıkaralım.
D'accord, d'accord, Graceland d'abord, juste pour s'en débarrasser.
İlk önce Graceland'a mı gideceğiz?
Alors, on va à Graceland d'abord?
Hayır, Graceland gidiyoruz.
Non, Graceland.
Önce Graceland'a gittiğimizi sanıyordum.
Je croyais qu'on allait d'abord à Graceland.
Graceland'e şimdi gitmeyelim, olur mu?
Pas de Graceland pour l'instant. C'est d'accord?
Ama Graceland'ı görmeyi çok istiyorum.
Mais je languissais d'aller à Graceland.
Graceland'e, Elvis'in evine gitmek istemiyor musun?
Tu ne veux pas aller à Graceland... la maison d'Elvis Presley?
- Evet, Graceland.
- Oui, Graceland.
Anlamadım.
"Un Fantôme Hante Graceland" Je ne comprends pas.
Memphis'e varınca gitmek istediği yeri sordu Graceland'in yerini bilip bilmediği sordu.
Donc on arrive à Memphis, je lui dis que je le déposerai où il veut... et il me demande si je savais où était Graceland.
Elbette biliyordum, herkes Graceland'in yerini bilir.
Bien sûr que je sais où est Graceland. Tout le monde sait où est Graceland.
Graceland'in yakınlarında bırakmamı istedi.
Et il a dit que je pouvais le déposer n'importe où de ce côté.
Elvis Presley Bulvarı'na sürdüm ve Graceland'in tam önünde durdum. Tanrı'ya yemin ederim, oydu.
Et j'ai descendu le Boulevard Elvis Presley... et je me suis arrêté juste devant Graceland... et à coup sûr, je le jure devant Dieu, c'était lui.
Dur bir saniye. Graceland'e giden ve aslında Elvis olan bir adamla mı ilgili?
C'est celle où le gars veut aller à Graceland... et il se trouve que c'est Elvis?
Bu sabah Graceland'i gördük ve bu gece, Fats Domino'nun New Orleans'taki evini göreceğiz!
Whoo... on a vu Graceland ce matin... et ce soir, on aura vu la maison de Fats Domino à la Nouvelle-Orléans!
Gerçekten Graceland'e gitmişsin.
Vous étiez vraiment à Graceland.
Lütfen söyle Joey, Graceland'de kaldığın süre boyunca, Elvis'i uyuşturucu kullanırken gördün mü?
Dites-moi Joey : pendant que vous étiez à Graceland, avez-vous jamais... avez-vous vu Elvis prendre des drogues?
Graceland'e yakın olmak için buraya taşınmış.
Il a déménagé ici pour habiter près de Graceland.
En uzun saç benimki sanıyordum, ama Graceland gezim aksini kanıtladı.
Je pensais avoir les plus hauts cheveux, mais à Graceland, j'ai déchanté.
BÖLÜM 2 "Graceland'den ayrılan yolun üzerinde."
2e PARTIE "A quelques pas de Graceland"
- Sonra tüm civarı dolaşmak. Memphis, Graceland, Tennessee.
Memphis, Graceland, le Tennessee...
- Graceland Memphis'tedir.
Graceland est à Memphis et Memphis est dans le Tennessee.
Sen de huysuz olmalısın, "Bay Memphis-Graceland-Tennessee gideceğim" eğer yarasa avlamak ve kamyon kayağı yapmaktan başka bir şey olmayan bir kasabada sıkışıp kalsaydın... tüm lanet kötü hayatının her lanet gecesi boyunca...
Tu le serais aussi, M. Je-vais-l-Memphis-Graceland-Tennessee, si tu vivais dans un bled où le seul truc l faire, c'est du rodéo de pare-chocs.
Ben Gracelans'e gitmek istiyorum. Tek istediğim bu.
Je veux aller à Graceland.
Herkes Graceland'e gider.
Tout le monde va à Graceland.
Graceland ziyaretini unutun... şu anda sadece görevimizi düşünmeliyiz.
N'espérez pas visiter Graceland, car seule la mission compte, maintenant.
Beynime vurdu soğuk resmen!
Tu as accueilli plus d'inconnus que Graceland.
Burası Graceland ( Elvis Presley'in evi )... ve sen de Elvis'sin.
On est à Graceland. Et c'est toi Elvis.
Fakat sonra fark ettim ki, Elvis'in de favorileri vardı ve o Graceland'da yaşadı.
Et j'ai réalisé qu'Elvis avait des pattes et vivait à Graceland.
Seanslarda senin arazine girmenin yollarını aramaya başladı diyelim.
Ben. disons qu'il s'est servi de mes séances pour trouver un moyen d'accéder à Graceland.
İlk tutuklama 1975'te Graceland kapılarına saldırıp yakalandığında.
Première arrestation en 1975, pris à saccager les grilles de Graceland.
Düşünüyorum da Graceland'a en az 3000 mil var, öyleyse bu aşağılık herifi Kanada sınırını geçmeden önce yakalamak istiyorum.
Je pense que c'est au moins à 5000 kilomètres de Graceland, alors... je veux prendre cet enfoiré, avant qu'il ne passe la frontière du Canada.
Graceland'e hoşgeldin.
Bienvenue à Graceland.
Graceland ya da Tahoe ya da New Orleans. Hayır, Utah. Mormonlar ve dağlar.
Et continuez à faire ce que vous étiez en train de faire.
Hey Grace nasılsın?
Salut, Graceland. Comment ça va?
Graceland'a gittiniz mi, hiç? - Hayır.
Vous êtes allés à Graceland?
Şimdi güneye, Graceland'e gidiyoruz.
- Merci pour votre aide, Mitch. - De rien.
Mitch, yemeğe oturmadan elini yıka.
- Fiona. Graceland, ou rien!
Burası benim Graceland'im
C'est ma Terre Sainte.
Baba, Graceland'a gidebilirmiyiz?
Toutes nos tentes ont été offertes.
Elvis seyahat kolleksiyonu Graceland'den buraya geldi.
La collection itinérante d'Elvis de Graceland est ici.
Hayır, Graceland için bilet almadım.
Non, je n'ai pas acheté des tickets pour Graceland.
Hayır, Graceland'e gitmeyeceğiz.
On n'ira pas à Graceland.
Graceland'e.
À Graceland.