Gülüyorum Çeviri Fransızca
360 parallel translation
Gülüyorum, çünkü düğün filan olmayacak.
Non, je ris parce que... il n'y aura pas de mariage!
Ben de üzgünüm ama gülüyorum.
Je suis triste aussi, mais je ris.
Gülüyorum. Stuffy de gülüyor.
Stuffy aussi rit.
Aklıma geldikçe hala gülüyorum.
J'en ris encore.
Gecenin bir yarısı uyanıp onlara gülüyorum.
Je me réveille, la nuit, et j'en ris encore.
Ama yine de onlara gülüyorum.
Et pourtant, j'en ris.
Özür dilerim sevgili dostum ama ben buna gülüyorum.
- Pardon, mais ce sont les seuls dont j'aime à rire. - Attendez!
Sorun yok sevgilim, sana gülmüyorum. Kendime gülüyorum.
Je ne ris pas de toi mais de moi-même.
Ben artık pek az gülüyorum.
- Vous avez de la chance. Moi, je ne souris presque plus.
Ağladığım yok beyinsiz, gülüyorum!
Je ne pleure pas, imbécile, je ris!
Herhalde sana gülüyorum sandın ama öyle değildi tabii.
Vous avez dû croire que je riais à vos dépends, pas du tout.
sana ne zaman kızsam, hep gülüyorum.
Quand je devrais être fâchée, je ris.
Ben de gülüyorum.
Moi aussi, je rigole bien.
Ben de gülüyorum!
Moi aussi je rigole bien!
- Gülüyorum!
- Je rigole!
Gülüyorum.
Je ris naturellement.
Kendi kendime kıs kıs gülüyorum.
Et je ricane en moi-même.
Düşmanlarının mahvolmasına gülüyorum.
en voyant votre ennemi périr.
Gülüyorum çünkü... yalnızken ne kadar budala olduğumu anladım.
Maintenant je ris parce que je me rends compte, combien je suis bête quand je suis toute seule.
Gülüyorum çünkü planın beni büyüledi.
Je ris parce que... je suis ébloui par votre organisation.
Sen o beş adamı umursamıyorsun. Hayır gülüyorum.
Tu ne te tracasses pas tellement pour ces cinq morts.
Bak gülüyorum.
D'accord pour demain.
Bunun kızlarına gülüyorum.
Des histoires de nanas à lui!
Affedersiniz mösyö, aslında size gülmüyorum bu kostüme gülüyorum.
Excusez-moi, monsieur, je ne me rie pas de vous mais de ça, de ce costume.
- Zaten gülüyorum.
Tu me fais rire en me disant ça.
Ben sürekli gülüyorum.
Je ris tout le temps.
Şuradaki şapşal herife gülüyorum.
Va te faire voir, connard.
Gün boyunca gülüyorum işte.
C'est fou ce que je m'amuse.
Sinirden gülüyorum.
Ce n'est qu'un rire nerveux.
Sana gülüyorum Tavuk George!
C'est à cause de vous que je rigole, Chicken George!
Gülüyorum çünkü Afrika bir konuşma değil.
Mais je ris car tu te trompes de mot. L'Afrique n'est pas une langue.
Gülüyorum, çünkü bak hayat değişik anlardan oluşur ve bazen de gülme anı gelir.
Pour rien. La vie est faite de moments étranges. Et parfois l'on rit comme ça pour rien, comme on éternue.
Şu anda katılarak gülüyorum.
Maintenant, je souris sans arrêt.
Hayatım darmadağın durumda, öyleyse neden gülüyorum ki ben?
Ma vie se désagrège, alors pourquoi est-ce que je ris?
Azgınlaştıkça daha da gülüyorum...
Quoi?
Niye mi gülüyorum?
Pourquoi je ris?
Niye gülüyorum?
Pourquoi je ris?
Duruma gülüyorum.
A cause de la situation.
Aşağıdaki şu iki köpeğe gülüyorum.
mais c'est pas toi, ce sont les deux chiens là.
Biraz gül kendine. Ben kendime gülüyorum.
Ne te prends pas au sérieux.
Khan! "Üstün deha" kavramına gülüyorum.
Vous me faites rire... avec votre intellect supérieur.
Ben neye gülüyorum?
Pourquoi je rigole?
Duyuyor musunuz? Gülüyorum.
Vous m'entendez?
Kendimize gülüyorum.
Rien. Rien. Je ris de nous.
- Evet, gülüyorum.
Si, je me fous de lui.
Neden gülüyorum ki?
Pourquoi je ris?
" Çok gülüyorum.
" Je ris.
Şimdiden gülüyorum, Züppe.
Ça fait dix ans que j'attends ça.
Kusura bakma gülüyorum ama bunlara inanmak mümkün değil.
Vous ne croyez pas vraiment à tout ça?
Gülüyorum, eğleniyorum.
Je m'amuse.
Ben kendime gülüyorum.
Je ne me moque que de moi.