Günlerce Çeviri Fransızca
998 parallel translation
Ve de kaldılar. Günlerce ve gecelerce kulübe inledi, çatırdadı.
Et ils restèrent, des jours et des nuits.
Ben bile bazen günlerce görmüyorum kendisini.
Il m'arrive de ne pas le voir pendant plusieurs jours.
Günlerce.
Des jours.
Küçücük bir buluş yapacak olsak... günlerce keyfimize diyecek olmazdı.
Une seule petite découverte, et nous aurions été les rois.
Günlerce, geri dönmeye çalıştım!
Et je voulais tant revenir!
Günlerce olmasından korktuğum şey gecelerce.
Ce que je redoutais chaque jour... -... chaque nuit...
Ormanda günlerce saklanabilir.
Il pourrait rester caché dans les bois plusieurs jours.
Günlerce yatağının altından çıkmadı ve hiç kimse olmak istemedi.
Il est resté des jours sous son lit, refusant d'être qui que ce soit.
Güney rüzgar onu günlerce kuzeye doğru sürükledi.
Jour après jour, le vent l'emporte plus au nord.
Hızlı hareket etmek zorunda kalacağız... Günlerce yiyeceksiz kalacağız.
On devra aller très vite.
Farketmemiş gibi davrandım. Günlerce... Aylarca...
J'ai feint de l'ignorer pendant des jours, des mois, tu m'as ridiculisé.
Sonra aniden bir gece ürkütücü Blue Gate Fields'e gitti. Ve günlerce orada kaldı.
Il partait soudain pour des lieux horribles et y restait des jours.
Günlerce hiç ateş yakmadım ve Almanlar hiç duman görmedi.
Trois jours que j'fais pas de feu, les Allemands voient la fumée.
Bu yüzden beni sık sık, günlerce yalnız bırakıyorlar.
Ils me laissent souvent seule.
Bazen kaçıp saklanırdı, günlerce de eve dönmezdi.
Il lui arrivait de s'enfuir. Il se cachait pendant des jours.
Küfelik olup günlerce ortadan kaybolması... ve nerede olduğunu unutması yeterince kötü.
Sans compter qu'il boit comme un trou, qu'il disparaît des jours sans se rappeler où.
Kim olsa birbirinizi... çok sevdiğinizi görebilirken, günlerce kötü bir şeyler olmasını bekledim!
Présageant un malheur, pendant des jours, alors que... quiconque avec une moitié d'esprit verrait que vous vous aimez.
Günlerce kalır.
Pour plusieurs jours.
- Kapıcı kapısını bazen kilitli bırakıp günlerce olmadığını söyledi
D'après la concierge, quand elle se tire, c'est pour quatre jours d'affilée.
- Günlerce nereye gidebilirim ki?
J'irais où, moi, si j'étais à sa place?
Watanabe istediği yanıtı alabilmek için günlerce bekledi.
Quel homme! Il n'a jamais voulu s'avouer vaincu!
Bu sefer yalnız başıma günlerce at sürdüm.
J'ai voyagé en solitaire trop longtemps.
O benim peşimi hiç bırakmadı. günlerce, haftalarca, bir hayvan gibi.
Je ne lui ai jamais rien fait, et il se met à me pourchasser, des jours, des semaines, comme un animal.
Onu istediğim yola getirmeden önce günlerce tartıştım bu arkadaşla.
Pendant des jours on s'est disputé avant qu'il prenne la pose que j'attendais.
- Savaşçılar uyumamak. Günlerce uyumadan durmak.
- Les braves pas dormir.
Bazen, günlerce onun aklıma bile gelmediği oluyor.
Souvent, pendant des jours je ne pense pas à lui.
Günlerce değil.
Pas depuis des jours.
Russ'la ben gözlemleyeceğiz. Gerekirse günlerce.
Russ et moi prendrons l'écoute á tour de rôle.
Beyaz balina, önümüzde uzanan Ahab'ın kendisi ve intikamı arasında özgürce yüzerken... günlerce bıkmadan gece gündüz kürek çektik.
Nous passâmes des jours et des nuits courbés sur les avirons, pendant que la baleine blanche nageait libre, allongeant la distance entre elle-même et la vengeance d'Achab.
Çiğneyicilerin karıştırıcı ayağından tuğla kalıpçılarının dökücü ellerine kadar her yerden görkemli şehirlerin harcı olan çamur akar, günlerce, yıllarca, asırlarca.
Des pieds piétinant l'argile aux mains des mouleurs de briques s'écoule un flot immuable de boue, l'humble semence des grandes cités, jour après jour, année après année, siècle après siècle.
Oh, kentte kentte günlerce insanların nasıl dayanabileceğini bilmiyorum.
Comment les gens peuvent-ils habiter dans cette ville, jour après jour.
Jüri günlerce karar veremeyebilir.
Si les jurés traînent?
Günlerce sürebilir.
Ça risque de prendre plusieurs jours, peut-être plus.
Bak, Ona birşey olmasını istemiyorsan Bize oyun oynamadan, doğruca paraların olduğu yere götüreceksin günlerce tepelerde oradan oraya boşuna dolaştırmadan.
Si tu sais qu'elle court un risque, au cas où tu ferais le malin, tu nous conduiras directement au fric au lieu de nous balader.
Bu notlarımı sizden çok ciddi bir şekilde, üzerinde günlerce uğraştığım bu kısa görüntü biçimini onaylamanızı rica ederek kapatmak istiyorum. " "... - Orson Welles
"Je clos ce dossier en vous appelant instamment à consentir à cette brève ébauche qui m'a coûté tant de longs jours de labeurs."
Eskiden bir karton viski ile günlerce buradan çıkmazdı.
Avant, il se cachait ici pendant des jours avec une caisse de whisky.
Günlerce geciktiniz.
- Vous êtes foutrement à la bourre.
Günlerce arkanızda izinizi sürdüğünü düşündüğünüz askerler buraya geliyorlar.
Les soldats que vous croyez loin arrivent par ici.
Peki, ben de günlerce konuşmayacağım!
Très bien, je la boucle... 2 jours si tu veux et même 3...
Günlerce Süleyman'ı nasıl öldüreceğimi düşündüm.
Je sais depuis longtemps comment détruire Salomon.
Günlerce sürüklendik, sürüklendik.
On dérivait pendant des jours et des jours.
Eğer burada günlerce ve günlerce yatmak zorunda olduğunu, ve birilerini hatta belki de kızını araman gerektiğini düşünüyorsan... Artık yeter!
Je reste allongée ici jour âpres jour et ma propre fille...
Günlerce uğraştıktan sonra bir ağacı kesmiştik.
Un arbre abattu, après des jours de travail.
San Francisco'ya döndüğümde, günlerce onu rahatsız edecek ne yaptım diye düşündüm.
Quand je suis rentré à San Francisco, j'ai passé des jours à me demander ce que j'avais fait pour lui déplaire.
Kutsal adamlar bu büyük çanı yapmak için günlerce emek harcamışlardır.
Les moines mirent des jours à concevoir cette cloche.
Kalıbı günlerce soğumaya bırakırlar, ta ki kırdıkları ana kadar.
On le laissa refroidir jusqu'au jour où on brisa le moule.
Bombalar günlerce, haftalarca, hatta savaş sonrasında bile yağacak... ve bizi alt etseler bile kendi sonlarını da getirecek.
des missiles qui seront lancés, bien après la fin de la guerre... et détruiront l'ennemi après qu'ils nous aient anéantis.
Günlerce sürerdi.
Elles duraient plusieurs jours.
Günlerce seni özledim. Günler mi?
- Tu m'as manqué ces derniers jours.
O kadar uzağa günlerce sürüklenemeyiz. Tam yol ilerleyen bir savaş gemisinin en fazla altı, yedi saatini alır.
On ne peut pas dériver si loin en quelques jours, ça prendrait six à sept heures à un bateau de guerre à pleine puissance.
- Bilmem, günlerce buraya yapışıp kalabiliriz.
J'ignore même quand on atterrira.