Güverteye Çeviri Fransızca
654 parallel translation
Herkes güverteye!
Tous sur le pont!
Doktor, ben güverteye çıkıyorum.
- Joan! Je monte sur le pont, docteur.
Güverteye çıkalım.
Sortons sur le pont.
Hey, siz vinç üzerindekiler aşağı, güverteye inip giriştekilere yardım edin.
Allons, les gars! Sur le pont!
Herkes güverteye! Herkes güverteye!
Tous sur le pont!
Herkes güverteye! Herkes güverteye!
Tout le monde sur le pont!
Kaptan giyinip güverteye gelmenizi istiyor.
Le capitaine demande à vous voir sur le pont.
Cilalı güverteye dikkat edin siz iki bahriyeli arkadaş.
Attention au vernis sur e pont, vous deux.
Güverteye! Kara göründü, Port Royal!
Port Royal en vue!
Ahoy, güverteye!
Hé sur le pont!
Bugler, mürettebatı güverteye çağır!
Sonne le rassemblement!
- Morrison, güverteye. Churchill.
Sur le pont, Morrison.
Güverteye çık. Karına veda et.
Montez sur le pont saluer votre femme.
Pekala. Güverteye, hepiniz.
Bien, sur le pont!
Kaptan güverteye geliyor.
Voilà le capitaine!
- Güverteye çekelim.
- Hissez-le sur le pont!
Herkes güverteye!
Equipage sur le pont!
Gidin aşağı. Hemen güverteye gelsin!
Allez lui dire de monter sur-le-champ!
Son kez söylüyorum, güverteye getirin onu yoksa kırbaçlanacaksınız.
Amenez-le immédiatement... ou je vous fais fouetter.
- Haydi çocuklar, güverteye.
Sur le pont, les gars!
Güverteye çıkınca, Fletcher Christian ile Roger Byam'ı konuşurken gördüm.
Sur le pont, j'ai croisé Christian et Byam... discutant près du bastingage.
Güverteye!
Commissaire!
Güverteye çıkacak kadar iyi olduğuna emin misin?
T'es assez d'aplomb pour monter?
Kayıklarınızı güverteye getirin.
Doris sous le vent.
Dün gece Uzun Jack'le bahse girdiğini duyunca... gizlice güverteye çıktım ve ağını dolaştırdım.
Quand vous avez parié, je suis venu emmêler son chalut!
Güverteye çıkıyoruz!
On monte à bord.
AnlaşıIan zorlu güverteye çıkma cesaretini tek gösteren biziz.
Etant donné que nous sommes seuls, semble-t-il, à affronter le pont.
Ah, evet. Muhtemelen kapı sıkıştı ve güverteye bir daha çıkamadı.
La porte a pu se coincer sur elle.
- Güverteye gel.
- C'est moi. - Montez.
Haydi güverteye çıkalım.
Allons sur le pont.
Güverteye!
À bord.
Bu da ne? - Güverteye mi çıkıyor?
On dirait qu'ils se sauvent!
- Biri güverteye çıkıyor.
- Quelqu'un monte à bord!
- Kancanı oraya koyma. - Widgeon, şu yağı alt güverteye koy.
Mettez le reste de l'huile sur le faux-pont.
O kocaman gemi, büyük büyük annelerimizi ve büyük büyük babalarımızı alt güverteye zincirli olarak buraya getirmiş.
Et ce bateau a amené nos pères du temps passé, et nos mères du temps passé, enchaînés dans la cale du bateau.
Güverteye vardığımda ortalık savaş alanı gibiydi.
Quand je suis arrivé à la surface, c'était un carnage.
Güverteye çıkış yolunu bulabileceğinize emin misiniz efendim?
Serez-vous capable de retourner tout seul sur le pont?
- Güverteye iyi bağlamışlar, değil mi?
Ils l'ont sacrément bien arrimé.
Herkes güverteye.
Tous à bord, amigos.
Kahrolası kadınlar! Güverteye alırsan hep sorun çıkarırlar.
Les femmes, jamais de femmes à bord!
Alt güverteden üst güverteye kaptanlara, ikinci kaptanlara, makinecilere eli iş tutan sıradan denizcilere kazancılara, çıraklara, yamaklara marangozlara, yelkencilere ve gemi aşçılarına.
aux matelots comme aux commandants... aux quartiers-maîtres, aux mécaniciens... aux gradés et aux sans-grade...
Gel bakalım, Livesy, güverteye çıkalım.
On embarque, Livesey?
Herkes güverteye!
L'homme de quart à babord
Bay Bush, cezalandırmayı izlemeleri için tayfayı güverteye toplar mısınız?
Sonnez le rassemblement pour assister au châtiment.
Onu güverteye çıkarıp kafasını kesin gövdesini de aşçıya verin.
Menez-le sur le pont, tranchez-lui la tête, donnez le corps au cuistot.
Herkes güverteye.
Branle-bas de combat.
- Herkes güverteye!
- Branle-bas de combat!
Güverteye çıkmamın bir mahsuru var mı?
Je peux aller sur le pont?
Güverteye!
Hé sur le pont!
Beni güverteye çıkar!
Faites-moi monter à bord.
Herkes güverteye!
Homme de quart à babord