Her şey bitti Çeviri Fransızca
1,524 parallel translation
Tamam, ben gidiyorum o zaman, madem aramızdaki her şey bitti.
J'y vais, puisque tout est fini entre nous.
Yani o kadar, her şey bitti mi?
Alors, c'est terminé?
Aramızda her şey bitti.
Je ne suis plus avec elle.
- Yani her şey bitti mi?
- C'est fini? - Non!
O zaman sanırım... aramızdaki her şey bitti.
Alors, c'est fini?
Her şey bitti.
Tout est fini.
Her şey bitti.
C'est fini.
Clark daima hayatımın büyük bir bölümünü oluşturacak ama aramızda ne olduysa, her şey bitti.
Clark comptera toujours beaucoup pour moi, mais quoi qu'il y ait pu avoir entre nous, c'est fini.
Her şey bitti artık.
Eh bien, maintenant, c'est terminé.
Zamanı geldi Mangal, artık her şey bitti.
Il est trop tard, Mangal.
Harika. Her şey bitti.
Nous sommes morts.
Hala herşeyin başlamasını bekliyordum, ve şimdi her şey bitti.
J'attendais encore que tout commence et c'est déjà terminé.
Her şey bitti. Dexter cezalandırılacak.
Dexter est en train de plonger.
Saat 7'de ona telefon et, boğuk bir sesle konuşup her şey bitti de.
Appelle-la à 19 h et d'une voix basse, annonce-lui que c'est fini.
Her şey bitti.
Reste là-bas.
Bırak bu işin peşini. Her şey bitti.
Laisse tomber maintenant et c'est fini.
- Her şey bitti Gail.
C'est fini, Gail.
Artık her şey bitti.
Tout est fini.
Bu, her şey yolunda mı demek? Yoksa her şey bitti mi demek?
Ça veut dire que ça va ou que tout est terminé?
Dinle, her şey bitti.
Ecoutez, c'est fini.
Seninle benim, aramızda... her şey bitti, tamam mı?
Toi et moi, c'est fini.
Zaten gideceğini biliyordum, ben de bunun için gelmiştim aramızdaki her şey bitti artık!
Comme je savais que tu devais partir, je suis venu te dire que tout est fini entre nous!
"Her şey bitti, ama beni iyi hatırla." anlamına gelir.
Elles disent : "C'est fini, mais pense à moi en bien."
Senin için her şey bitti.
C'est foutu.
Her şey bitti.
C'est trop le merdier.
Ona göre kurtulmasının yolu yok. Her şey bitti.
Il croit qu'il n'y a plus d'espoir, que c'est terminé.
Hayır, her şey bitti.
Non, tout est fini.
- Her şey bitti.
- C'est terminé.
Her şey bitti!
Tout est terminé!
Her şey bitti.
Elle est enfin finie.
- Ne fark eder ki. Her şey bitti.
C'est pas important.
Her şey bitti.
Rendez-vous.
Her şey bitti!
c'est fini!
- Her şey bitti!
- C'est fini.
Her şey bitti, baba.
C'est fini, papa.
Darius... Her şey bitti.
Darius... tout
O gece tuvalette, "Her şey bitti" dedi ve onları getirmeye gitti.
Cette nuit-là, dans la salle de bain, il a juste dit "tout est fini" et est allé les chercher.
"Her şey bitti."
"Tout est fini."
Her şey bitti.
Tout est fini maintenant.
Her şey bitti dedektif.
C'est fini, Détective.
- Seninle aramızdaki her şey bitti.
Toi et moi, c'est terminé.
Artık her şey bitti.
C'est fini maintenant.
Her şey bitti.
Mort.
O kadınla ilgili her şey bitti.
J'en ai fini de tout ce qui a à voir avec cette femme.
Her şey çok çabuk olup bitti.
Il a vite perdu toute crédibilité.
Hayır, her şey bir anda olup bitti.
Non, ça s'est calmé.
Bitti tamam. Her şey düzelecek.
Ça va aller
Her şey, birkaç dakikada bitti.
Tout s'est terminé en quelques minutes.
Artık kırık bir bacağı var ve her şey bitti.
Maintenant s o h :
Ama her şey bitti ve artık dinlenebilirsin.
Mais c'est fini maintenant.
Bir süre çıktık, sonra her şey gibi, o da bitti.
Et comme tout, ça s'est terminé.
her şey yolunda 1390
her şey yolunda mı 840
her şeyin bir zamanı var 23
her şey için teşekkürler 136
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şey yolunda mı 840
her şeyin bir zamanı var 23
her şey için teşekkürler 136
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77