Hırsızlar Çeviri Fransızca
2,016 parallel translation
Orada sadece hırsızlar ve katiller var.
C'est plein de voleurs et de tueurs.
"Teşekkür ederim, Sen erkekler içinde bir tanrı, hırsızlar arasında bir prenssin." diyebilirsin.
Eh bien... tu pourrais dire, "grazie", "tu es un dieu parmi les hommes, un prince parmi les voleurs."
Yani ikisi de benim ambulans kaçıranlarım değiller ya da patlayıcı hırsızlarım.
Donc ce ne sont ni mes braqueurs d'ambulance, ni même mes voleurs d'explosif.
Endişelenmeniz gereken hırsızlar değil. Muhafızlar.
C'est plutôt des gardes que tu dois te méfier.
Kasabanın her tarafında ev hırsızları var.
J'ai des vols dans toute la ville.
Bazıları bize çingene der, diğerleri ise hırsızlar, hatta bazılarının varlığımızdan bile haberi yoktur.
Certains nous appellent "gipsies", d'autres "voleurs", mais la plupart ignorent même jusqu'à notre existence.
Evet, İlk önceliğimiz hırsızların tekrar saldırmayacaklarına emin olmak olmalı.
Notre première priorité est que les braqueurs ne recommencent pas.
Yedisinden altısında hırsızlar arabayı da çaldılar.
Dans six des sept cas, les cambrioleurs ont aussi volé les voitures des propriétaires.
Lütfen makaleni "Araba Hırsızları" oyununu ne kadar sevdiğimle şekillendirme.
S'il te plaît, ne fait pas ton article sur ma passion pour Grand Theft Auto.
Standart araba hırsızlarından farklı desene?
Pas ordinaire, comme accident avec délit de fuite.
Hırsızlar koduna sadık olduğunda akrabalarını terk etmedin mi?
Vous n'avez pas oublié vos parents en jurant le code des voleurs?
Bunu siz istediniz, sizi pis hırsızlar.
C'est de votre propre faute, sales voleurs.
F.B.I, mücevherleri bulmak için rehine dükkanlarının ve hırsızların izini sürüyor.
Le FBI essaye de pister les bijoux vers les mont-de-piété et les receleurs.
Hırsızlar.
Voleurs.
Hırsızları yakalayacak tek polis sen misin? Tek polis sen misin?
Tu te crois le seul flic capable d'arrêter un bandit?
Hırsızları yakalamak için buradayız biz.
On a monté une souricière!
Hırsızlar ya da uzaylılar çalabilir.
Il peuvent toujours venir me le voler les voleurs ou les étrangers.
Eğer eşcinsellere yurttaşlık hakları verilecek olursa fahişeler veya hırsızlar da bunu isterler.
Si les homosexuels obtiennent des droits civiques, les prostituées et les voleurs en obtiendront aussi.
Hırsızlar!
Voleurs!
Sanırım hırsızlar arasında onur kavramı yok.
Il n'y a pas d'honneur chez les voleurs.
"Hırsızların taciri..."
" Un marchand d'armes, c'est révoltant.
Ted dükkan hırsızlarına karşı bir savaş başlattı.
Ted se lance dans la guerre aux voleurs à l'étalage.
Sanırım gece bekçilerinin işi çok zordur. Hırsızlar yüzünden.
Je suppose que le gardien de nuit peut passer vérifier que tout soit propre.
Hırsızları yakalamaya çalışıyoruz onlar gibi olmaya değil.
On est censé arrêter les voleurs, pas en devenir.
Peki şu hırsızlar, nereden çalacaklarını söylediler mi?
Et ces voleurs, ils ont dit où ils comptaient dérober le produit?
Hırsızlar arasında onur olmayabilir, fakat birbirine karşı oldukça saygılıdırlar.
Il n'y a peut-être pas beaucoup d'honneur chez un voleur, mais il y a un certain niveau de respect.
Banka soyguncularının, rock yıldızları... Dolandırıcıların zengin züppe, araba hırsızlarının memurlar... ve kasa hırsızlarının film artist'i kabul edildikleri bir dünyadır.
Un monde où les voleurs de banque sont les stars du rock, ceux qui montent les coups, les patrons, les voleurs de voiture, la main d'oeuvre, et les perceurs de coffres, les artistes.
Hırsızlar, 5 dakika içinde girip, çıkmışlar.
Les voleurs entrent et sortent en cinq minutes.
Hırsızların girdiği yoldan.
De la même façon que les braqueurs.
Hırsızlar bankaya sizin inşaatınızdan girmişler.
Les voleurs sont entrés dans la banque depuis chez vous.
Hırsızların kiralık kasaları nasıl açtığını anladım.
Je sais comment les voleurs ont fracturé les coffres.
- Buraya hırsızları aramak için gelip sonra da geri dönmeyince Lily en kötüsünü düşündü.
- Quand tu es venu là chercher le squatteur, et que tu n'es pas revenu de suite, - Lily a cru au pire. - Et apporté deux canons en renfort.
Hırsızlar, arka taraftan kayar cam kapıdan girdi.
Ces voleurs, ils sont entrés par la porte coulissante de derrière.
Hırsızlar gibi kaçıyoruz ve ucubelerle ekmeğimizi paylaşıyoruz.
Honteux de ce qui fait notre gloire, courant en tout sens tels des voleurs... et rompant le pain avec des monstres.
Muhtaç Çocukların parasını çalan hırsızlar hala serbest.
Les voleurs du Téléthon sont toujours en liberté.
Dükkan hırsızlarıyla polisler ilgilenir.
La police ne traite pas avec les voleurs.
Dükkan hırsızları, hiç şüphem yok...
Des voleurs, j'en suis sûre...
Dükkan hırsızları!
Volez!
Hırsızlar mı?
Des voleurs?
Biz hırsızlar, bok gibi parası olan zenginlerden çalıp yoksullara dağıtırız.
Nous les voleurs prenons un peu aux ignobles riches pour redistribuer aux pauvres
Biz hırsızlar, hepimiz aynıyızdır. Alçak ve sinsi.
Que nous les voleurs ont été tous les mêmes malpropres et sournois
Nesillerdir kuşaktan kuşağa geçen bilgi hırsızların el kitapları.
Tous les savoir-faire recueillis depuis plusieurs générations sont dans le "Manuel des voleurs"
Hırsızlar bile bu kadar alçalmaz.
Même les voleurs ne tombent pas si bas
Çocuk hırsızları.. bu ne cesaret!
Comment ces bâtards ont osé le tuer?
Interpol ya da çocuk hırsızları seni arıyorlar.
Interpol ou des truands vous recherchent.
Hırsızlar, hainler ve birkaç savaş tutsağı.
Des voleurs, deux trois traîtres et prisonniers de guerre.
Beni endişelendiren hırsızlar.
Mais pour les voleurs.
Hırsızlar her zaman yalan söyler.
Les voleurs mentent.
Bu hırsızların bağlılık yeminidir, Gus.
C'est le serment des voleurs.
Demek ki, hırsızlar mal peşinde değillermiş.
Donc les voleurs n'en avaient pas après les marchandises.
Amcanız hırsızların peşinden gidecek.
Tonton va chasser les voleurs!