English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Ilgilendirir

Ilgilendirir Çeviri Fransızca

1,372 parallel translation
Eğer birisine çekici geliyorsam, bu beni ilgilendirir, tüm gemiyi değil.
Si je suis attirée par quelqu'un, c'est mon affaire.
Ve kocasından ne koparmaya çalıştığın da umurumda değil. Bu seni ilgilendirir... Benim tek söylediğim ;
Tu peux tirer ce que tu veux du mari, ça te regarde.
- Bu beni ilgilendirir.
- C'est mon problème.
Onların işi onları ilgilendirir.
Leurs affaires sont leurs affaires.
Orası beni ilgilendirir.
Ça me regarde.
Ve bu da ilçenin okul öğrencilerini yakından ilgilendirir. yani bu tasarı sadece ırk ayrımı yapmak için ortaya çıkarılmıştır.
L'école était dans un quartier créé uniquement pour séparer les races.
Eğlencenizi bozmak istemem, ama bu sizi ilgilendirir sanırım.
Désolé de déranger votre fête, mais cela pourrait vous intéresser.
- Bu onları ilgilendirir, tamam mı?
- C'est leur problème. - Qu'est-ce qui te prend?
Bal gibi ilgilendirir.
mais si!
Oğluma ne yaptığım beni ilgilendirir.
Que les affaires de mon fils ne regardent que moi.
Ne yaptığım beni ilgilendirir.
Peu importe ce que je fais. Ça me regarde.
Sicilim beni ilgilendirir.
Mon dossier ne regarde que moi.
Şey, Ares... bu beni ilgilendirir.
Ca, Arès, ça me regarde.
Avukatınızla olan ilişkiniz sizi ilgilendirir.
Votre avocat est votre avocat.
Bu seni ilgilendirir.
Ça ne me regarde pas.
Böyle bir dava mutlaka sizi ilgilendirir.
Je me suis dit que ça vous intéresserait.
Bu beni ilgilendirir.
Ça ne regarde que moi.
Eğer Jen ve Pacey palto odasında gönül eğlendirmek istiyorlarsa, bu onları ilgilendirir.
Si Jen et Pacey veulent batifoler, c'est leur problème.
Abby, yatak odamda olanlar beni ilgilendirir tamam mı?
Ce qui se passe dans ma chambre ne te regarde pas.
Seni ilgilendirir mi?
- En quoi ça te regarde?
Ama bu beni ilgilendirir, Carter.
Mais ça ne te regarde pas, Carter.
Sorunu her ne ise, bu onu ilgilendirir.
Connaissiez-vous sa femme?
McClaren'a göre, suç mahalline girmek ve insanları sorgulamak için FBI kimliğini kullanıyorsan, onu ilgilendirir.
McClaren considère qu'utiliser le FBI pour être sur les lieux d'un crime et mener des interrogatoires, ça le concerne.
Seni ilgilendirir.
C'est tes oignons.
Yatak odamızda yaptıklarımız bizi ilgilendirir ve Lynbrook'un o.. spusu olarak tanınmamayı tercih ederim.
Ce que nous faisons au lit, c'est notre affaire. Je préfère ne pas être connue comme la putain de Lynbrook.
Yatak odamda ne yaptığım, beni ilgilendirir.
Ce que je fais dans ma chambre, ça me regarde.
Bu yüzden ona ne olacağı beni de ilgilendirir.
- J'ai mon mot à dire! - Bien sûr, Maggie.
Bu sadece seni ilgilendirir.
C'est ton problème.
Onu nasıl değerlendireceğim beni ilgilendirir.
Je le passe comme je veux.
Bu... sadece hükümeti değil, aileleride ilgilendirir.
Ça demande non seulement... Ie gouvernement, mais aussi les familles.
Bundan sonrası sadece polisi ilgilendirir.
A la police de jouer.
- Bunun neresi seni... ilgilendirir açıklar mısın?
- Explique-moi en quoi ça te concerne.
İşin içinde kız kardeşim varsa, beni ilgilendirir.
Si, car il s'agit de ma soeur.
Shane bizi ilgilendirir.
Shane, ça nous regarde.
Ama bu sadece beni ilgilendirir.
Mais ça, ça ne regarde que moi.
Peki bizi ne ilgilendirir? !
Ben, ce sont nos putains d'affaires!
Sayın Başkan.... ben... istifa etmeye tamamen hazırım ancak özel hayatım.... ve geçmişim... sadece beni ilgilendirir.
M. le Président. Je suis tout-à-fait prête à m'écarter... mais ma vie personnelle... et mon passé... sont simplement ce qu'ils sont.
Evet, beni ilgilendirir. - Bu seni ilgilendirmez! - Biz işimizi kaybediyoruz.
On va perdre notre travail!
Bilirsin, artık bu iş polisi ilgilendirir.
C'est du ressort de la police.
Hey! Sizin konforununuz beni ilgilendirir.
Votre confort m'importe beaucoup.
- Hayır, bu sadece onları ilgilendirir. - Kimleri?
C'est leur problème.
İlgilendirir, emin olun ilgilendirir!
J'en ai... foutre! Si je ne vous ramène pas aussitôt à Pescara, votre mari...
Beni ilgilendirir.
Ce sont mes affaires.
İlgilendirir.
Si.
- İlgilendirir bebeğim.
- C'est mes oignons.
Her kimsen bu bu seni ilgilendirir.
C'est votre affaire.
Bu da, bizim kızlarımızı ilgilendirir.
Allez, montre ta main.
Bu senin yaşamını ilgilendirir
Tu as décidé de la couleur de la chambre?
Bu seni neden ilgilendirir ki?
– Qu'est-ce que ça peut te faire?
İlgilendirir, çünkü benim için çalışıyorsun.
Tu travailles pour moi.
Söz konusu Tiina'ysa ilgilendirir.
Parceque là, on parle de toi et de Tiina.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]