English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Inanma

Inanma Çeviri Fransızca

1,705 parallel translation
İster inan ister inanma ama bilmek istemeyeceğin bazı şeyler var.
Crois-le ou non, il y a certaines choses que tu n'as pas besoin de savoir.
- Ona inanma.
Ne le crois pas.
Bak, bana ister inan ister inanma ve eğer bu gece için başka bir açıklaman varsa Benim için sorun yok
Ecoutez, vous pouvez me croire ou non, et si vous pouvez me trouver un autre moyen d'expliquer ce qui s'est passé ce soir, ça me va.
- İster inan ister inanma.
Eh bien, crois-le.
İster inan ister inanma, ben de babamın hayalindeki çocuk değildim.
Croyez-le ou pas, mais je n'étais pas le fils dont mon père rêvait.
Ve ister inan ister inanma, onlar için adaleti sağlayabilecek tek insan sensin.
Et croyez-moi ou non, vous êtes le seul qui puisse le leur rendre.
Okuduğun herşeye inanma.
Ne crois pas tout ce que tu lis.
"İnsanların içindeki iyiliğe inanma" felsefesi onu Jessi "şeytan tohumu" Hollander'a fazla yakınlaştırdı.
Toute sa philosophie, "voir le bon côté des gens", l'a bien trop rapprochée de Jessi "créature du diable" Hollander.
Okulda söylenen her şeye inanma.
Ne crois pas tout ce que tu entends là-bas.
Biliyorsunuz istediğim dine inanma hakkım var.
Vous savez, la Constitution dit que j'ai le droit de pratiquer ma religion.
İnan ya da inanma ama dostum Bomani bana haber verdi.
Crois-le ou non, mon vieil ami Bomani m'a appelé.
Oh, inan ya da inanma çevremde yaptığım işten hoşlanmayan insanlar var.
Oh, eh bien croyez-le ou non, il y a des gens dehors qui n'aiment pas ce que je fais.
Olimpos dağının zirvesinden bakınca, biz ölümlülerin, sana kristali bulmanda yardım etmekten başka bir amacımız yokmuş gibi görünebilir. Ama ister inan ister inanma, benim de yapılacak önemli işlerim var.
Écoute, je sais que depuis le mont Olympe on dirait que nous, mortels, n'avons rien de mieux à faire que de t'aider à chercher ton cristal, mais crois-moi ou pas, j'ai aussi des choses importantes à faire.
Bir de simdi bak, sunu soylemeliyim her duyduguna inanma.
Regarde toi maintenant, je dois te le dire Ne crois pas les pubs.
Tamam inanma o zaman.
Vous ne me croyez pas.
- Çılgınca geldiğini biliyorum, ama ister inan ister inanma, dua ettim ve Buck Ceglowski güm diye yere yığıldı.
- Je sais que ça paraît incroyable, mais je vous assure que j'ai prié et que Boom, - Tu te fous de notre gueule. Buck Ceglowski s'est abattu comme un vieux chêne.
İster inan, ister inanma, kendim geldim.
Non, crois-le ou non, je suis venu de moi même.
İster inan ister inanma, yine de ona senden çok ihtiyacım var.
Crois-le ou pas, j'en ai besoin plus que toi.
İnan ya da inanma. Yaptığım işte başarılıyım. Ve şu adı...
Ça va te sembler incroyable, mais je suis haut placé, et un livre intitulé "Baise et baston"
İster inan, ister inanma, Fi, evet, yararınaydı.
Crois-moi ou non, Fi, oui. C'était pour ton bien.
Baba, ister inan ister inanma, bu dünyada bizi yakalamak için çabalamayan insanlar da var.
Papa, croit-le ou non, Il y a des gens dans ce monde qui ne nous veulent pas de mal.
Babamız kötü bir insan Lyle, bir yalancı tek bir sözüne bile inanma.
Papa est un sale type, Lyle. C'est un menteur. Ne crois pas un mot de ce qu'il dit.
TV'de her gördüğüne inanma.
Ne crois pas tout ce que tu vois à la télé.
Şey, ister inan ister inanma, dün gece adamın biri evime girdi ve boğuştuk.
Crois-le ou pas, un type a fait irruption chez moi la nuit dernière - et nous nous sommes battus.
Akla uygun olmayan hurafelere inanma hastalığını gözler önüne sermek istiyorum.
Je veux confronter l'épidémie de pensées superstitieuses et irrationnelles.
İster inan ister inanma, Kern'de senin yaptığını yapmaya çalışıyordu.
Croyez-le ou non... Vous! Tout comme Kern...
Çevreyi kirletmekten... ister inan ister inanma.
Décharge illégale, si j'ose dire.
İster inan ister inanma, ben Rita'yı beğendim.
Crois-le ou pas, mais j'aime bien Rita.
ve eğer seni sevdiğini söylerse ona inanma.
Ne crois pas qu'il t'aime.
İster inan ister inanma....
Eh bien, croyez-le ou non...
Kahretsin! Söyleyeceğim hiçbir şeye inanma.
Ne croyez pas un mot de ce que je vais dire.
Ve ilk defa, ister inan ister inanma bunda senin de payın olduğunu hissediyorum.
Ouais, mais il se passe quelque chose, Nick. Et pour la première fois, j'ai l'impression que tu en fais partie, que tu le crois ou pas.
İster inan, ister inanma, burada çalışmak hayatımın gayesi değil.
Croyez-le ou non, ce n'est pas vraiment ma vocation.
Yetişkinler inanma yeteneklerini kaybettiler.
Les adultes ont perdu leur faculté de croire!
İster inan ister inanma bu benim birisiyle karşılıklı yaptığım en uzun konuşma ta ki karımdan beri.
Croyez-le ou non, mais c'est la plus longue conversation que j'aie eue avec quelqu'un depuis... Depuis ma femme.
Buna inanma...
Tu ne...
Bu adamın söylediği kelimelere inanma.
N'écoute pas ce qu'il te raconte.
- Tanrım. - O zaman bana inanma.
T'es pas forcée de me croire.
İster inan, ister inanma.
Crois-le ou non.
O yüzden, gazetecilik okulunda öğrendiğin her şeye inanma çünkü savaşta gördüklerinle gerçekte ne olduğu bazen çok farklı iki şeydir.
Alors ne crois pas une seule minute à ce qu'on dit à l'école de journalisme parce qu'à la guerre... entre ce que tu vois et ce qui est vraiment arrivé, il peut parfois y avoir une grande différence.
Hakkımda duyduğun her şeye inanma.
Ne crois pas tout ce qu'on dit de moi.
İster inan ister inanma bu okulda başka yetkin öğretmenler de var.
Croyez-le ou non, il y a d'autres profs compétents, ici.
Yani benden "maymun çiçeği" virüsü kaptığına inanma mı bekliyorsun?
Je devrais donc croire que tu as... la variole du singe?
İster inan, ister inanma, başımı defalarca derde sokmama rağmen beni tutukladıklarında bir şey yapmış değildim.
Crois-le si tu veux, j'ai fait beaucoup de choses horribles, mais quand on m'a arrêté, je n'avais rien fait.
İster inan ister inanma ama benim tipim değilsin.
Figurez-vous que vous n'êtes pas mon genre.
Ister inan ister inanma, Jeff bana birkacini gosterdi.
Croyez-le ou non, Jeff m'a montré quelques trucs.
Dedikodulara sakın inanma hepimiz lezbiyen değildik.
J'ai étudié à la Smith. Mais nous n'étions pas toutes lesbiennes.
Wolseley Caddesi'nin ortasında, kaldırım ve otların arasında çıkan bu karaağacı İster İnan İster İnanma yapımı dünyanın en küçük parkı ilan etmişti.
"le plus petit parc au monde" selon le Believe It Or Not.
İnanma. Kendi evine zorla girebilirsin.
Tu entres chez toi par effraction?
"İnanma, sadece delilik değil."
PROUVE QUE CE N'EST PAS QUE DE LA FOLIE
Jiho'nun dediklerine inanma.
Hé, faut pas croire ses prédictions.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]