Inanması zor Çeviri Fransızca
555 parallel translation
Buna inanması zor.
C'est difficile à croire.
Herhangi bir Amerikalı için buna inanması zor.
C'est juste dur d'imaginer qu'un Américain fasse ça.
- Bu işe karıştığına inanması zor.
Difficile de le croire compromis.
Senin için bile inanması zor.
C'est difficile à croire, même pour vous.
Bir kadının benim kadar uzun süre çocuğu olmadığında hala doğurabildiğine inanması zor oluyor.
Quand une femme est restée sans enfant aussi longtemps que moi, c'est difficile à croire qu'elle puisse encore être enceinte.
Gerçekten tüm bu ölümlerin birbiriyle bağlantılı olduğunu düşünüyorsan bu çok abes, inanması zor bir toplu katliam planı olur.
Si vous croyez que ces morts sont liées il s'agit de meurtres en série si absurdes qu'ils dépassent l'entendement.
Sizin için inanması zor olabilir, Byn. Reynolds, ama çocuklar yaşıtlarına benzerler.
Vous avez peut-être du mal à le croire, Mlle Reynolds, mais les enfants aiment être entre eux.
Bir adamın yalnızlıktan ölebileceğine inanması zor.
J'ai du mal à croire qu'on puisse mourir de solitude.
O odada otururken buna inanması zor değil.
Pas quand vous avez subi ce traitement.
Tüm yaşadıklarımızdan sonra böyle güzel bir yerin varlığına inanması zor.
Après tous ces événements, j'ai du mal à croire qu'un tel endroit existe.
İtiraf et, inanması zor bir hikaye.
C'est dur à avaler.
Buna inanması zor, anlıyorum. İnanması zor bir şey.
C'est difficile à croire, je sais.
Evet, inanması zor, değil mi?
Oui, incroyable, non?
Şikâyet ettiğimden değil. Ama inanması zor gelen ne, söyleyeyim mi?
Je ne me plains pas... mais je vais te dire ce que je trouve dur à croire.
İnanması zor.
J'y crois à peine.
İnanması zor değil mi?
Je n'osais même pas en rêver.
Jean, şu an inanması çok zor ama hâlâ bizimle aynı şeylere inanan Fransızların olduğunu unutmamalısın.
C'est dur à avaler, mais n'oublie pas qu'il y a encore des Français qui partagent nos idées.
İnanması çok daha zor bir şey var. Birimizin Owen olması
Ce qui m'est plus difficile à croire, c'est que l'un de nous soit Owen.
Zamanın bu kadar hızlı geçtiğine inanması zor.
Ça paraît incroyable.
- İnanması zor.
- C'est trop beau pour être vrai.
İnanması zor, değil mi?
Tu ne le croyais pas, hein?
- İnanması zor. - Yuvaya mı gidiyorlar sanıyorsunuz?
- C'est incroyable!
- İnanması zor.
- Mais... moi? Vous non plus!
- İnanması zor, değil mi?
- Difficile à croire, non?
- Benim için de buna inanması çok zor.
- On a eu du mal à y croire aussi.
İnanması çok zor, değil mi?
C'est dur à admettre.
İnanması zor ama New York'ta bu otelde olduğundan daha yalnız olabilirsin.
C'est difficile à croire, mais... On peut être plus seul à New York que dans cet hôtel.
İnanması zor.
C'est si difficile à croire.
İnanması çok zor. Yedi yıl olmuş bile.
Incroyable comme le temps passe vite!
İnanması çok zor.
C'est incroyable.
İnanması neden bu kadar zor?
C'est si dur à croire?
İnanması zor geliyor.
Difficile à croire.
İnanması çok zor... bunun olduğuna.
Difficile de croire que... ce soit arrivé.
- İnanması zor, değil mi? - Çok.
- Incroyable, hein?
İnanması zor, değil mi?
L'auriez-vous cru?
İnanması çok zor.
C'est à peine croyable.
Bazı suçlamalar yapıyor, Henry. İnanması zor.
Elle porte des accusations auxquelles j'ai du mal à croire.
İnanması zor, sanki şehri bir ordu istilâ etmiş gibiydi.
On aurait dit une invasion. Inimaginable!
Çok taze, İnanması zor.
Si frais, C'est incroyable.
İnanması benim için de çok zor.
C'est difficile pour moi aussi, de le croire.
İnanması zor biliyorum. Ama gördüğün gibi hala hayattayım.
Je sais que c'est invraisemblable, mais tu vois, je suis ici et en vie.
İnanması zor, ama annen Kizzy bir zamanlar tazeydi.
C'est difficile à croire mais ta maman a été fraîche un jour.
Rusya'nın en güney ucunda bir şişe 1937 Mosells mi? İnanması zor!
Un Moselle de 1937 en plein sud de la Russie, c'est remarquable.
İnanması zor.
- Je n'y aurais jamais cru non plus.
Benim için de inanması çok zor.
Moi aussi j'ai du mal à le croire!
İnanması zor.
Aussi incroyable que cela puisse paraître,
İnanması zor ama, bunlar o zamanlar öyle güzeldi ki.
C'est dur à croire, mais tout ça était tellement beau à l'époque.
İnanması zor ama ses evdeki bir radyo vericisinden geliyor olabilir.
- Je n'en crois rien mais la voix pourrait provenir d'un émetteur de CB.
Şimdi inanması çok zor, Charlie, ama sen ve ben arkadaş olacağız.
Je sais que c'est difficile à croire, mais toi et moi allons être copains.
İnanması zor, değil mi?
Incroyable mais vrai.
İnanması zor ama eskiden burada otururdum.
Tu me croiras pas, mais je vivais ici.
zorro 27
zorba 47
zorundasın 42
zorundayım 57
zorlama 27
zorunda 36
zordon 39
zorla 32
zorundayız 21
zor mu 38
zorba 47
zorundasın 42
zorundayım 57
zorlama 27
zorunda 36
zordon 39
zorla 32
zorundayız 21
zor mu 38
zordu 17
zor bir soru 21
zor bir durum 34
zor olacak 51
zor iş 33
zor değil 47
zor bir gündü 18
zor bir gün geçirdim 20
zor durumdayım 18
zor olmalı 42
zor bir soru 21
zor bir durum 34
zor olacak 51
zor iş 33
zor değil 47
zor bir gündü 18
zor bir gün geçirdim 20
zor durumdayım 18
zor olmalı 42