English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Isveçli

Isveçli Çeviri Fransızca

512 parallel translation
Başkan Hans Nelson, ( Sergei Komarov ) Bir İsveçli.
Le PDG Hans Nelson, un Suédois ( Serguei Komarov )
İsveçli misiniz?
"Suédois?"
Onlar Majestelerinin bir İsveçli ile evliliğine de karşılar.
Il vous demande un mariage suédois.
- İsveç'e İsveçli yaraşır!
- La Suède aux Suédois!
Hani danslı partide de o İsveçli herif sana asılmıştı.
Au bal, quand ce grand dadais de Swede te draguait.
İsveçli!
Pete, deux types sont entrés chez Henry.
İsveçli nasıl bir arkadaştı?
Quel genre de type... ce Suédois?
- İsveçli yemeğini her akşam büfede mi yerdi?
Lunn dînait au snack tous les soirs?
Sorun nedir İsveçli?
Ça ne va pas?
Ringi boşaltın, dışarı. Artık sağını kullan İsveçli.
Tu fonces du droit, Andersen.
Senin sorunun ne İsveçli? Sağını kullan!
Alors quoi, Andersen!
İsveçli? Kimim ben?
Andersen...
Maç bitti İsveçli.
Le combat est terminé.
Merhaba İsveçli. İyi misin?
Bonsoir, Andersen.
- Tonik lütfen. Sade olsun. - İsveçli?
Limonade, nature.
- Onun yerine İsveçli kötü işlere bulaştı!
Et Ole a mal tourné?
Onu içeri alıyorum İsveçli.
Je l'emmène, Ole.
- Bu doğru değil İsveçli. Ben yapmadım.
C'est pas vrai!
Lütfen, beni götürmesine izin verme İsveçli.
Empêche-le.
Bayım... Kanımca İsveçli ve ben, iki insanın birbirine yakın olabileceği kadar yakındık.
On pouvait pas être plus proches l'un de l'autre.
İsveçli, hapiste olmadığım zamanlarda kadınları az çok tanıma fırsatım oldu.
Moi, j'ai toujours observé les femmes.
- Seni görmek güzel İsveçli.
Content de te voir.
İsveçli de geldiğine göre başlayabiliriz.
Alors, on y va? Explique-toi.
İsveçli gelmeden önce senin de dediğin gibi : Hapiste çok yattım.
J'en ai fait, des années de prison.
Senden ne haber İsveçli?
Et toi, le Suédois?
- Huh? O altın arplara kulak vermeyi bırak İsveçli.
Laisse tomber les harpes d'or.
İsveçli denilen eski bir boksör Kitty Collins adında bir kıza aşık oluyor.
Ole Andersen s'amourache de Kitty Collins.
Aynı günün gecesi İsveçli ve ismi belirsiz bir kadın... Atlantic City'de küçük bir otele yerleşiyor.
Cette nuit-là, le Suédois descend à Atlantic City accompagné d'une femme.
İki gün sonra kadın toz oluyor... ve İsveçli de kendini bir pencereden atmaya çalışıyor.
La femme le plaque. Il veut se jeter par la fenêtre.
İsveçli, Dum-dum Clark ve eski dostumuz... Kitty Collins'in adını sayıklayıp duruyor.
Il parle du Suédois, de Dum-Dum Clarke et de Kitty Collins.
Karışma İsveçli. Kız onun sevgilisi.
Te mêle pas de ça, Andersen.
Sen kendi işine bak İsveçli. Başımın çaresine bakabilirim.
T'occupe pas, je sais me défendre.
Hadi İsveçli, birkaç el oyna.
Viens faire un poker.
Tamam. Sen de İsveçli.
Toi aussi, Andersen.
Sanırım İsveçli başardı. Onu arabasına koşarken gördüm. Bir sorunla karşılaşmadı.
Le Suédois a dû mettre la main sur un paquet.
Görüşeceğiz İsveçli.
On se reverra, Andersen.
Acaba o ve İsveçli birbirlerine şimdi ne diyecekler.
Qu'est-ce qu'ils vont trouver à se dire?
İsveçli çiftlikte sizi soyduğunda... değişiklikten haberi olmadığını iddia etmişti.
Le Suédois a dit qu'il n'était pas prévenu.
- Soygun gecesi... İsveçli ve bir kız Atlantic City'de bir otele yerleşmiş.
Le Suédois est allé à l'hôtel avec une femme.
Pete Lunn olarak da tanınıyor, ama en iyi bilinen ismi İsveçli.
Alias Pete Lunn, le Suédois.
İsveçli ve Blinky Franklin öldürüldüler.
Andersen et Blinky ont été tués.
Belki senin için önemsizdir, ama bu işten asıl karlı çıkan.... İsveçli değil Kitty Collins oldu.
C'est Kitty et le Suédois qui avaient tout raflé.
- Çete soygundan sonra parayı bölüşmek için toplandığında... İsveçli herkesi oyuna getirip bütün parayla kaçtı.
Au moment du partage, le Suédois a filé avec l'argent.
Şu adam, adı neydi? İsveçli mi?
Ce type... comment s'appelait-il?
- Colfax. - İsveçli sana aşık mıydı?
Le Suédois vous aimait?
İsveçli bu düşümün gerçekleşmesi için bir fırsattı.
Le Suédois m'offrait cette chance.
Ama sana gelip anlatmalıydım İsveçli.
Mais je voulais te prévenir.
Colfax senden nefret ediyor İsveçli... öyle çok ki, Blinky ile Dum-dum da ona benzedi.
Colfax te hait. Blinky et Dum-Dum te haïssent eux aussi.
Ben zehir gibiyim İsveçli, hem kendimi hem yanımdakileri zehirliyorum.
Je détruis tout autour de moi.
O eski Kitty Collins'i tanımak isterdim. Temize çıkacaktın, çünkü hiç kimse İsveçli ile beraber olduğunu bilmiyordu.
Vous n'avez rien à craindre puisque personne ne savait que vous étiez avec le Suédois.
Yani İsveçli, sevgilisinin bütün parayla birlikte... Colfax'e döndüğünü hiçbir zaman öğrenemedi.
Andersen n'a jamais su que Kitty était de mèche avec Colfax.
isveç 122

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]