Iyisin Çeviri Fransızca
8,179 parallel translation
Biraz düşündüm ve sonra fark ettim ki tablo çizmekte sen çok daha iyisin.
J'y ai réfléchi, puis j'ai réalisé que tu es bien meilleur pour dépeindre une image.
Benim için fazla iyisin.
Vous êtes si bon avec moi.
Çok iyisin.
Vous êtes douée.
Demek daha iyisin artık?
Mais vous allez mieux maintenant?
- Ve işinde oldukça iyisin.
- Et tu as été efficace.
Bu işte çok iyisin.
Vous êtes plutôt doué.
- Çok iyisin gibi duruyor. - Öyleydim.
On dirait que tu es douée.
Tanrım, madem ihtiyacımız olan uğraşta bu kadar iyisin neden... -... kurtarıcımız olmaya devam etmiyorsun.
Si tu t'en occupes si bien, continue à être la sauveuse dont on semble avoir tant besoin.
Kusura bakma ama zaten düşündüğünden çok daha iyisin.
Je suis désolé, mais tu l'avais totalement, bien mieux que tu ne le pense.
İnsanlarla ilgili bir şeyler bulmakta ne kadar iyisin?
A quel point es tu bon pour trouver les secrets des gens?
Bu konuda gerçekten çok iyisin.
Tu es vraiment trop doué.
Vay, bu işte iyisin.
Tu es douée pour ça.
# Mickey, sen gayet iyisin #
♪ Mickey t'es si beau ♪
# O kadar iyisin ki aklımı alıyorsun #
♪ T'es si beau tu me fais tourner la tête ♪
# Mickey, sen gayet iyisin #
♪ Mickey tu es si bien ♪
# O kadar iyisin ki aklımı alıyorsun #
♪ Tu es si bien Tu souffles mon esprit ♪
Daha mı iyisin?
Tu penses aller mieux?
Elbette öyle, farkındayım ama hayatım, şu an o kadar iyisin ki daha iyi bir hâle gelirsen idare edebileceğimi sanmıyorum.
Oui, je sais bien. Mais chérie, tu es déjà tellement super. Je ne sais pas comment je ferais si tu étais encore meilleure.
Sorun yok, iyisin.
Tout va bien.
Her şey yolunda, iyisin Thea.
Tout va bien Thea, tu vas bien.
Bakalım okların olmadan ne kadar iyisin.
Voyons comme tu es bon sans tes flèches.
- Bu işte Tom Long'dan çok daha iyisin.
Tu es tellement plus douée que Tom Long.
Yaptığın işte çok iyisin.
Tu es excellente dans ce que tu fais.
Bensiz daha iyisin.
Tu es mieux sans moi.
Sen de oradan çıkmalısın. Orası için fazla iyisin.
Tu devrais arrêter, t'es trop bien pour eux.
- İki, bira seçmeme yardım etmeni istedim. Bu konuda çok iyisin.
Et B ) Je voulais que tu m'aides à allez chercher de la bière. tu es si douée pour ça.
Sen üstüne surat çizdiğim voleybol topu kadar iyisin.
Vous me rappelez le ballon où j'avais dessiné un visage.
İyisin sen, iyisin.
Tu vas bien. Tu vas bien.
Dostum, iyisin.
T'es forte.
Gerçekten iyisin.
Très forte.
Gayet iyisin, konuşmamız gerekmez.
- Non, on n'a rien à se dire.
İşinde bir kaplan kadar iyisin ama hayatında çok beceriksizsin.
Dans la vie, t'es une vraie nunuche.
Teşekkürler, çok iyisin.
- Merci, c'est gentil.
Ne kadar iyisin.
- Trop sympa -
Anladık, iyisin.
Il va bien.
- Vallahi hakkını vermek lazım, iyisin.
- Vous êtes vraiment bon à ça.
İyisin.
Tout va bien.
İyisin Jackie.
Tu vas bien, Jackie.
İyisin Jackie.
Tu vas bien.
İyisin sanıyordum.
Je croyais que ça allait.
İyisin.
Je t'ai.
Sen iyisin Sam.
Tout va bien Sam.
Sorun yok, iyisin.
Ça va.
İyisin ama degil mi?
Mais tu vas bien?
İyisin. Bir şeyin yok.
Ça va, ça va.
İyisin.
T'es bon.
Çok iyisin.
Tu es si gentil.
İyisin.
Tu vas bien.
Hadi. İyisin.
Tout va bien.
- İyisin, bebeğim.
- Tu vas bien, bébé.
- İyisin. Eve hoş geldin, kardeşim.
Bienvenue à la maison, mon frère.