Jean Çeviri Fransızca
6,206 parallel translation
Eğer beni öldürürse, Jean-Ralphio'ya söyle internet geçmişimi silsin.
Si elle me tue, demande à Jean-Ralphio d'effacer mon historique.
Johann Sebastian Bach
Jean Sébastien Bach
Aslında bu kumaş türünü yıkamana gerek yok.
Non, en fait c'est pas la peine de laver du jean brut.
Jean Valjean mısın?
Tu t'es cru pour Jean Valjean?
Kotla sandalet?
Des Richelieu avec un jean?
Her şey kül oldu ama giyeni eşleştirmek için bu kot parçasında yeterli miktarda DNA kaldığına oldukça eminim.
Tout est réduit en cendres, mais je suis sûre qu'il restera assez d'ADN sur ce morceau de jean pour identifier celui qui le portait.
Kot şortlu!
Toi avec le short en jean.
- Jean-Jean ve Jean-Pierre.
Oh, voici Jean-Jean et Jean-Pierre.
Kotun içinde kıçının güzel gözükmesini sağlıyorlar.
Ils font bien paraître ton cul dans ton jean.
Bir tanesi yeşil bir gömlek giymişti ve diğerinin kotunda bir delik vardı.
Y en a un qui portait un T-shirt vert, et l'autre avait un trou dans son jean.
Peki, At your Feet parçasında, Gladys, Norma Jean'i Çin tiyatrosuna götürdüğünde neden orada bırakıyor?
Ok, dans At Your Feet, quand Gladys emmène Norma Jane au Théâtre Chinois, pourquoi doit-elle juste la laisser là?
Sahnede Marilyn, diğer her yerde Norma Jean'sin.
Sur la scène, tu es Marilyn. Partout ailleurs, tu es Norma Jeane.
Sen Norma Jean değilsin.
Tu n'es pas une Norma Jeane.
Jean, uğursuzluk getirmek istemem ama yakında temyizimi öğreneceğim.
Je croise les doigts, mais je pense avoir le résultat de mon appel bientôt.
Bilmiyorum, bunlar Jean-Ralphio'nun avukatları.
Pas sûr, ce sont les avocats de Jean-Ralphio.
- Eskimiş kot. Ne demek bu şimdi?
Du jean bien usé.
Jean-Ralphio'nun kız kardeşinden çocuğum mu olacak?
Père du bébé de la soeur de Jean-Ralphio?
Sana bir şey sormam gerek ve keşke Jean-Ralphio burada olmasaydı!
J'avais une question, et j'aurais préféré la demander sans Jean-Ralphio.
"Jean-Claude'u kurtarın, zengin adamları öldürün."
"Sauvez Jean-Claude, tuez les riches".
Ve Jean-Claude'a.
Ainsi que Jean-Claude.
Elle Jean, Iris Cantor'ın kardeşine söylemiş o da bana Bonnie'nin yılbaşı gecesinde günlüğüne ne yazdığını anlattı.
Et Ella Jean a dit la soeur de Chantre du lris qui m'a dit ce que Bonnie a écrit dans son journal sur Saint-Sylvestre.
Kot pantolon, beyzbol ceketi, krem iş botları var.
Il porte un jean, une veste de baseball et des chaussures de travail.
John 13.
Jean, chapitre 13.
İlk kez Jean-Baptiste Lamarck tarafından dile getirilen uygulanılabilir gelişim teorileriyle özellikle kendisi ilgilenir.
Il s'occupe presque exclusivement de mettre en pratique les théories de Jean-Baptiste Lamarck.
Siyah svetşörtlü, kot pantolonlu beyaz bir erkeğin merdivenlerden yukarı koştuğunu görmüş.
Quand il a levé les yeux, Il a vu une homme blanc avec un sweatshirt à capuche et jean noir entrain de courir vers les escaliers.
Yoksulluk içinde bir ailede, Glenda Jean Orton'ın dokuz çocuğundan üçüncüsü.
Né dans la pauvreté, le troisième des neuf enfants, de Glenda Jean Orton.
Üzerinde gri svetşört ve kot vardı.
Il portait un pull gris et un jean.
Jean Do Yeon.
Jean Do-yeon
Belki de vaftizci Yahya'nın kafası?
Laquelle? La tête de Jean le Baptiste peut-être?
Jean Fournier, Direction Generale de la Securite Exterieure.
Jean Fournier, Direction Générale de la Sécurité Extérieure.
Çocukları Jean Valjean'ı oynayan aileler öğleden sonra izinli olacak.
Tout enfant qui joue Jean Valjean - son après-midi de libre.
Hemen o küçük tacizciyi, Bayan Jean Rotello'yu arıyorum.
j'appelle cette petite allumeuse, Miss jean Rotello, tout de suite.
- 1920'lerde, Fransız bir psikiyatrist olan Jean Marie Capgras'ın yakınlarının sahtekarlarla yer değiştirdiğine inanan bir hastası varmış.
Dans les année 20, un psychiatre français, Jean Marie Capgras, a eu un patient qui était convaincu que ses amis et sa famille avaient été remplacés par des imposteurs.
Jean-Claude Delplanque.
Jean-Claude Delplanque.
"Jean-Claude'u kurtarın, zengin adamları öldürün."
"Sauvez Jean-Claude, tuez les gros bonnets."
Bu çok zengin insanlar, onlara yardım etmek için bir şeyler yapabilirler.
Ces individus en pleine santé pourraient sûrement les aider. Et Jean-Claude.
Ve Jean-Claude'a. Onca parayla onları çilelerinden kurtarabilirler.
Avec tout l'argent qu'ils se font sur leur dos.
Teşekkürler Jean! Seni takip etmenin işe yarayacağını biliyordum!
Désolé, je ne sais pas trop contrôler ma force.
Ne demeye çalışıyorsun Eren? sen bu avanaklıkla rahat bir hayat yaşayabilirsin.
Jean, pas besoin d'aller en ville, c'est déjà confortable dans ta cervelle.
Şimdiye dek kaç kişinin devler tarafından yenildiğini sen de iyi biliyorsun.
Marco Bott, 6e : Jean Kirschtein, 5e : Eren Jäger, 4e :
Neden buradasın?
Jean Kirschtein, du district de Trost!
Jean Sebastian Bach.
Jean-Sébastien Bach
Çekil şuradan!
Qu'est-ce qui t'arrive, Jean?
Hey Jean! Neyin var senin?
Qu'est-ce qui m'arrive?
- Sen Jean-Ralphio'nun babasısın!
Vous êtes le père de Jean-Ralphio!
Evet, Jean-Ralphio.
Ouais, Jean-Ralphio.
606.667 ) \ b0 \ fs55 } Yıl 850
Jean Kirschtein.
Yoksa bu gidişle atılacaksın.
Merci Jean!
Jean Kirstein 104. Acemi Birliği
Les brigades spéciales, qui auprès du Roi, contrôlent le peuple et maintiennent l'ordre.
Ben Trost'lu Jean Kirstein'ım komutanım!
Qui es-tu, toi?
- Kot pantolan giymiştim.
Je portais un jean.