Karmakarışık Çeviri Fransızca
580 parallel translation
Kafan karmakarışık, psikolojin yok.
"Tu as l'esprit confus, aucune psychologie,"
Çok mütevazisin, onun kafası karmakarışık.
Tu es plein de modestie! Désordre et génie!
Kafam karmakarışık.
Je suis confus.
- Yüzler karmakarışık.
- Cet océan de visages! ...
Çok kötü bir baş ağrım var. Kafam karmakarışık.
J'ai une terrible migraine.
Son iki aydır tüm hayatım karmakarışık.
Ma vie est un enfer depuis deux mois.
Seninse tüm yaptığın güzelim odayı karmakarışık etmek.
Tu ne fais que défigurer cet adorable salon.
Belki eder. Belki yardım eder. Kafamız karmakarışık.
Oui, c'est peut-être un moyen.
- Kafam karmakarışık.
- Je suis confuse.
- Hayat, karmakarışık.
- La vie est compliquée.
Bu kart fihristi karmakarışık.
Ce fichier est un vrai fouillis.
Her şeyi karmakarışık anlattın.
Mais tu te trompes.
Bir an düzgün, hemen ardından karmakarışık.
La tête bien sur les épaules, puis tout d'un coup complètement désaxée.
Kafam karmakarışık. Gitsem iyi olur.
Il vaut mieux que je parte.
Senin kafan rahat, benimkisi ise hep karmakarışık.
Tu vois tout si clairement! Pour moi, tout est embrouillé.
- Kafam karmakarışık!
- Je suis bouleversée!
Ne kadar olduğunu biliyorsun. Çılgın, karmakarışık bir karakter.
Je ne sais pas pourtant, c'est peut-être toi la folle.
Herşeyi karmakarışık ettiğim için üzgünüm.
- Tout va bien, alors.
"Her şeyi karmakarışık yap, sonunda hepsi yerli yerine oturur."
"Mate l'usine à gaz."
Bazen çok tatlı, bazen de karmakarışık olman ne acı.
Et toi, tu es gentil d'un côté et si compliqué de l'autre!
Bu karmakarışık olaylar içinde, garip bir mantık fark ettim.
Je devinais, dans cette suite curieuse d'événements, une remarquable causalité.
- Bir görsen, ev karmakarışık!
Il y a une de ces pagailles à la maison!
Burası biraz karmakarışık.
Ça a dégénéré.
Ortalık karmakarışıktı.
La confusion générale régnait.
- Meleğim, ortalık karmakarışık!
- Là-bas, c'est la boucherie.
Karmakarışık bir oyun düzenlediler
Ils ont tout combiné. C'est assez compliqué.
Her şey karmakarışık.
Tout est compliqué!
Bu en karmakarışık en mantıksız. En kafa karıştıran, en heyecan verici. En şaşırtıcı, en sarhoş edici.
C'est vraiment, il faut bien avouer, la plus illogique, la plus imprécise, la plus renversante ainsi que la plus compliquée des choses...
Sana şunu söyleyeyim dostum, bir sola biri sağa çekilirse, işler karmakarışık olur. Doğru!
Parce que, si l'un d'entre nous pisse vers la droite, pendant que l'autre pisse vers la gauche, ce sera le bordel.
Bazı beklentiler de onlarla birlikte, karmakarışık oldu.
Mais mélangées comme elles sont, maintenant...
Saçımı karmakarışık ettin, seni sadist hayvan.
Vous avez mis mes cheveux dans un bel état, espèce de brute sadique.
Karmakarışık olduk.
Je sais plus où j'en suis.
Özel hayatım karmakarışık. Ortaya çıkacak olursa...
Ma vie est déjà compliquée, ce serait un désastre...
Her şey karmakarışık.
C'est tellement le bazar.
Karmakarışık formüller çıkıyor, ama bunları ancak Solaris açıklayabilir. O da henüz pes etmedi.
De vagues formules apparaissent, mais il faut que Solaris les explique et il ne cède pas.
İşler bozuluyor, işler karmakarışık ama bu iyi bir şey, ilk adım bu.
Tout s'écroule, c'est le chaos. Mais c'est une bonne chose. La première phase.
Bu kesim karmakarışık, kimse Alman sınırları nerede, bizimki nerede bilmiyor.
C'est un tel bordel par ici que personne ne sait où sont les lignes.
Kafam karmakarışık.
Je suis obsédée.
Beş kişinin, öldüğü bildirildi Ortalık karmakarışık.
On a trouvé 5 morts et la zone est en ruine.
Şimdiki gibi karmakarışık durumlarda en iyi şey...
Le seul truc véritable est dans ce bordel...
Özellikle kalın kafalı bir program plancı her şeyi karmakarışık edebilir.
Un responsable de programmes idiot suffit pour tout faire foirer.
Evlilik olmazsa, temelsiz ve karmakarışık durumlar ortaya çıkar. Korkarım ki bu durum sonrasında kolayca anarşiye sebebiyet verebilir.
Sans le mariage, on verrait se développer une situation de déracinement et de chaos, ce qui par conséquence, j'en ai peur, pourrait facilement mener à l'anarchie.
Ama burası yeni taşınıldığı için karmakarışık.
Et vous n'avez pas noté le désordre de l'emménagement?
Bu yüzden her şey karmakarışık.
D'où l'état de la maison.
Ama burası yeni taşınıldığı için karmakarışık.
Sauf qu'ici, il y a du désordre, parce qu'on vient d'emménager
Şimdi her şey karmakarışık!
Un affreux grand taureau!
Uzaktan ölçümler karmakarışık efendim.
La télémétrie qui nous arrive est étrange.
Verecekleri karar konusunda kafamın karmakarışık olduğunu itiraf etmeliyim.
Je me demande quel va être leur verdict.
İyi rüzgarları yakalayacağız, hızlı bir yolculuk,... sonra da bütün gün kumar oynayabileceğiz, değil mi, Hawkins? Eğer böyle karmakarışık konuşmasaydın Trelawney, seni daha iyi anlayabilirdik.
Si vous n'êtiez pas si exclamatif, on vous comprendrait.
Her şey karmakarışık.
Quelle pagaille, là-dedans!
Her şey karmakarışık oldu.
- Bien sûr.