English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Katılın

Katılın Çeviri Fransızca

6,659 parallel translation
Şirketinin kontrolünü ele almak için onu ben kullandım ama Mike'ın seninle buluştuğu andan itibaren yaptıkları şirketini korumak içindi çünkü iş insanlara değer vermeye gelince o, benim iki katım adamdır ve bu arada senden hiç vazgeçmedi ve seni hiç satmadı.
Je l'ai utilisé pour obtenir le contrôle de la compagnie Mais tout ce que Mike a fait depuis l'instant ou il t'a rencontré a été de sauver ton entreprise, parce que quand il s'agit de faire attention aux autres, il est deux fois l'homme que je suis. et pendant que j'y suis, il ne vous a jamais abandonné, et il ne vous a jamais vendu.
Bir kat aşağıdaki Craig Spellman'ın ofisinde olması lazım.
Il devrait être dans le bureau de Craig Spellman à l'étage.
Bay Walsh. Bize katılır mısınız?
Vous voulez bien venir?
DEA'ya katılmadan önce Donanma'da iki kez başarılı bir şekilde görev almışsınız.
Vous avez servi deux fois avec distinction la US Navy avant de rejoindre la DEA.
bende onlara katılıyorum madem onlara katılacaktın neden o kadar tatavaya kalkıştın adamı alıp getirmemi bu kadar ilerlememi neden istedin hem sen kendin söyledin adli tıp raporunda da o olduğu doğrulandı
Si c'était le cas, c'était quoi tout ce truc dans mon enceinte? Tu as dit toi-même que le légiste avait confirmé que c'est la balle de Williams qui a tué Isabel!
Gerçi zaten müteahhit tüm alt katı sel bastığını söylemişti.
L'entrepreneur dit que le sous-sol est inondé.
Fakat farklılığın asla kolay olmadığına katılıyorum.
C'est jamais facile d'être different.
Düşmanını hafife alma lafına katılıyorum ama bu adamları çok abartmıyor musun?
J'en ai marre de ce "respecte ton ennemi" mais tu ne leur accordes pas trop de crédit?
Hala hayatta olduğunuz için mutluyum. 03'ün Büyük Zombi Seli tozu toprağa katıp Nebraska'nın güneyinden Kansas'a ilerlemeye devam ediyor.
Le grand Zunami de l'an 3 continue de réduire la prairie en poussière, et va vers le sud du Nebraska au Kansas.
- Bu yüzden ekibe katılmasını istedim.
Elle est incroyable. C'est pour ça que je lui ai demandé de rejoindre l'équipe.
Bu yüzden iki kat dikkatli olmalısın çünkü şu an otel basın ve polis kaynıyor.
C'est pourquoi nous devons être très prudents, parce que maintenant l'hôtel est assailli de flics et de journalistes.
BoJack Horseman 1992'de Sir Paul McCartney'le yumruklaştığı için salondan çıkarıldığından beri ilk kez Altın Küre ödül törenine katılıyor ve ilk kez ödül kazanıyor.
C'est la première victoire de bojack Horseman et sa première venue aux Golden Globes depuis son expulsion en 1992 après s'être battu avec Sir Paul McCartney.
Onlar geçit töreninde babalarıyla yürüyeceklerdi biliyorum ama benim için o kadarı değil, bir gözlemci... bir katılımcı değil. "
Elles savaient que leur père les accompagneraient jusqu'à l'autel. Pour moi, ce n'était pas comme ça, une observatrice... pas une actrice. "
Ama beklemediğim ikinci bir katılımcının kanını buldum.
Mais sans m'y attendre, j'ai trouvé un autre contributeur sanguin.
Ya da olabilirsin. Tabii garajda saklanmak yerine onların arasına katılırsan.
Tu pourrais, si tu discutais avec eux au lieu de te cacher ici, dans le garage.
İlk olarak neden S.H.I.E.L.D.'a katıldınız?
Pourquoi avez-vous rejoint le SHIELD en premier lieu?
Kimsenin beni kurtarmasına ihtiyacım yok ve söylediğin kadar iyiysen sırada bekleyip herkes gibi kanıtlayabilirsin. - Ben denemelere katılmam.
Je n'ai pas besoin d'être sauvée, et si vous êtes aussi bon que vous dites l'être, vous pouvez juste patienter dans la file et le prouver comme tout le monde.
Basından da partiye katılım olacağından lütfen, Seksi bir kostüm giyin gelin. Eğer seksi değilseniz,
La presse sera là, donc, si vous venez, mettez un costume sexy, sauf si vous n'êtes pas sexy, dans ce cas, portez un costume qui couvrira toutes vos zones à problème.
Bir insan neden tüm zamanını doktor olmayı öğrenmek için geçirir ve sonra Kraliyet Ordusu Sıhhiye Birliği'ne katılır bilmek ister?
Car nous n'héritons pas tous de la fortune familiale en grandissant. En parlant de ça, je dois passer devant l'hôtel de mon père.
Katılacak kadar iyi değildi ama davet için teşekkürlerini iletti.
Il n'avait pas l'envie d'interactions sociales, mais il a apprécié l'invitation.
- Katılıp ya da katılmamamın önemi yok. Bunun kulağa nasıl çılgınca geldiğini biliyor musun?
Tu te rends compte de ce que tu dis?
Subay Yetiştirme Eğitimine sırf seni etkileyebilmek için katıldı.
Il n'a rejoint l'OTS que pour t'impressionner.
Sean'ın ifade ettiğini düşündüğü şeye katılıyorum.
Je suis d'accord avec ce que Sean a voulu dire.
İkinci katı? Dean ve ben konuştuk,... ve ilk yılın kirasını firmaya kişisel kredi vererek finanse etmeye hazırız.
Dean et moi avons parlé, nous serions prêts à financer la première année de loyer via un prêt personnel au cabinet
Bu nedenle davalının ön duruma servisi yetkilisinin katılmasını istedim,... kayıtlara geçmesi için tavsiyelerini isteyeceğim.
J'ai donc demandé l'avis de l'officier de probation du défenseur, et je voudrais que ses recommandations soient consignées.
Çalışmaya katılımını reddetmek üzereydin.
Tu étais en train de le virer de l'étude.
- Sayın Yargıç - Katılıyorum, Bayan Florrick.
Je suis d'accord.
- Katılıyoruz, Sayın Yargıç. - Pekâlâ.
Oui, M. le juge.
Eyaletleri nasıl yönlendirip onları sana katılmaya zorladığını biliyorum.
Je sais comment vous manipulez les États pour les forcer à se joindre à vous.
- Al bakalım, donuk katılımın karşılığında.
Tiens, pour ta participation mollassonne. Merci.
Eğer bundan vazgeçmiyorsan sanırım sana katılmam gerekecek.
Si tu n'as pas l'intention d'abandonner cette histoire, je suppose que je n'ai plus qu'à me joindre à toi.
Tam 4 buçukta tüm katın ve güvenlik kameralarının gücünü keseceğim.
À 16 h 30 tapantes, je coupe l'électricité de tout l'étage, et donc les caméras de sécurité, également.
Olay olduğunda kızı barın üst katındaki evlerindeymiş.
Pendant ce temps là, la fille était à l'étage de l'appartement qu'ils partageaient quand c'est arrivé.
Katılıyorum. Heather'ın aşk ilişkisi aradığını sanmıyorum.
Je ne pense pas qu'Heather cherche une relation amoureuse.
Ama eğer okula yakın ev bulma ya da kalça protezi konuları açılırsa odama gelip beni çağır. Katılsan ne olur?
Mais s'il y a du nouveau concernant la carte scolaire ou les prothèses de hanches, prévenez-moi.
Truman balkonunda bana katılırmısın?
Vous m'accompagnez sur le balcon de Truman?
"Rock'n Run" etkinliğine mi katılıyorsunuz?
Vous allez faire la course d'obstacle?
Binanın görüntüsünü çıkarmak için çatı katının wi-fi ağını kullanıyorum.
J'utilise le Wi-Fi du dernier étage comme une sorte de radar pour obtenir un plan de l'immeuble étage par étage.
3. katın batı tarafında insanlar büyük bir odada hareket halinde.
Je vois des individus se déplacer dans une grande pièce à l'aile ouest du troisième étage. Ça pourrait être Elias.
Eğlenceye katılmaları için başkalarını da davet edeceğim.
J'en invite plusieurs à se joindre à l'amusement.
Nafakayı 2 katına çıkardı,... Violet'ın Latin okulunun ücretini üstlendi evi de geri verdi.
Il double la pension, couvre les frais de scolarité de Violet à l'école latine, et il a enlevé la maison du marché.
Bir arkadaşımın yarışmaya katılıp bedava temizlik kazandığını söylediler.
Ils ont dit qu'un de mes amis m'avait inscrit à un concours et que j'avais gagné des ménages gratuits.
Çok az sayıda kraliçe kocasının piçinin vaftiz törenine katılır.
Peu de reines ont déjà assisté à des baptêmes des bâtards de leur mari.
Kulağa tuhaf gelecek ama babana katılıyorum. Babanın beni sevmediğini düşünüyorum.
Je sais que ça a l'air dingue, mais quand je suis avec ton père, j'ai la drôle de sensation qu'il ne m'aime pas.
Geçen sene yaptığın gibi körkütük sarhoş olup 12 günlük noeli 12 bölümlük noel yapmandan bin kat iyidir.
C'est mieux que l'année dernière quand tu été si bourrée que tu as transformé les 12 jours avant Noël en 12 étapes de Noël.
İşte mafyaya katılmanın güzel yanlarından biri de bu.
C'est l'avantage d'être lié à la mafia.
Eskiden bodrum katında yaşardı, ama şimdi hava büküyor ve dünyanın her yerinde Hava Ulusu'nun önemli işlerini görüyor.
Il vivait au sous-sol, mais il est devenu maître de l'air. Depuis, il est ambassadeur de la nation de l'Air.
Ve osurukların bile bir misafir katılımcı için oldukça gürültülü.
Tes pets sont trop imprévisibles.
Ama ben eskiden olduğum adam değilim ve senin yaşadığın hayat seni de katılaştırmış.
Mais je ne suis plus l'homme que j'étais, et je m'attends à ce que la vie que tu as vécue t'ait endurcie aussi.
- Katılıyoruz Sayın Yargıç.
- Oui M. le juge.
Bayan Pine, Cary Eyalet Savcılığına katıldığında, siz de oradaydınız değil mi? - Evet.
Mlle Pine, vous étiez déjà au bureau du procureur quand Cary est arrivé?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]