Kaçamaz Çeviri Fransızca
437 parallel translation
Kaçamaz!
Il ne peut pas s'échapper!
Kaçamaz. Ben çıktığımda yemeğe oturmak üzereydiler.
Il ne peut pas s'échapper.
Böyle tipler uzun süre kaçamaz.
Ils ne s'en tirent jamais, vous savez.
Baronun gözünden kaçamaz.
Le baron ne peut se tromper.
Kimse bu kaleden kaçamaz.
Personne ne s'échappera de cette forteresse.
36 metre yüksekliği var. Buradan kimse kaçamaz.
Ici, trente-six mètres de hauteur.
İrlandalılar bundan kaçamaz.
C'est inévitable, avec tes origines irlandaises.
Kaçamaz.
Entrez! Il ne peut pas s'enfuir.
Kimse kaçamaz.
Personne ne s'évade.
Kimse gerçekten kaçamaz.
Personne ne s'évade jamais.
Kaçamaz.
Tu ne le peux pas!
Tony, kaçamaz mıyız?
Tony, et si on partait juste quelque temps?
Kaçamaz, savaşamazsın.
On ne peut ni fuir, ni lutter.
Kaçamaz.
Il ne peut pas vous échapper.
Buradan kaçamaz.
Il ne peut accéder au bureau.
Düºünmem gerekiyordu. Bir adam sürekli kaçamaz.
Je me suis dit qu'on ne peut pas toujours fuir.
Sakın kaçırma. - Merak etme. Hiçbiri kaçamaz.
- Ne t'en fais pas.
Şu raddede kaçamaz.
Il ne peut pas s'enfuir maintenant.
Kalbim hep ona yakın olacak. Kaçamaz.
Il est dans mon cœur et n'en partira pas.
Fazla uzağa kaçamaz.
Il n'ira pas loin.
Ölüler asla kaçamaz.
Les morts ne s " enfuient jamais.
Artık korkma, Tate, bir yere kaçamaz.
Pas de souci, ils ne bougeront pas.
Bu akşam benden kimse kaçamaz.
- Attention les filles!
Benden hiç kimse kaçamaz.
Personne ne m'échappe.
Buradan kaçamaz.
- Tais-toi!
Bir erkek geçmişinden kaçamaz.
Un homme ne peut pas fuir son passé.
Fakat Nicole kaçamaz.
Mais pas Nicole.
Biri şeref alanında kendini kanıtladığında diğeri suça ortak olmuş gibi kıçını dönüp kaçamaz, öyle mi?
Après s'être exposé au champ d'honneur, on ne saurait fuir comme un simple criminel.
- Elimizden kaçamaz.
- Il ne s'échappera pas.
Kimse böyle kaçamaz.
Oh, tu fais quoi là?
Oradan kimse kaçamaz.
Personne ne sort de la mine.
Ama fazla uzağa kaçamaz çünkü muhafızlar ve görevliler çoktan buranın yolunu tuttu.
Mais il ne peut aller plus loin vu que la sécurité arrive déjà.
Çok iyi dağıldı adamlarım, Zatoichi asla kaçamaz.
Même Zatoichi ne pourrait passer entre les mailles du filet.
Onu başka nasıl tanıyacaksın ki? Kaçamaz.
Sinon, comment allez-vous la reconnaître?
Öbür taraftan kaçamaz.
Il n'y a aucune issue.
Bu hapishaneden kimse kaçamaz.
Personne ne s'est jamais enfui d'ici.
Kimse kaçamaz.
Personne ne s'est jamais enfui.
Bu şekilde kaçamaz.
- Il faut le cacher.
Fazla kaçamaz.
Il n'est pas loin.
Bizden kaçamaz.
Il ne pourra pas nous échapper.
O atlar Little Blackie'den kaçamaz.
Ces chevaux ne peuvent pas semer Petit Black.
- Hendricks uzağa kaçamaz.
- Hendricks ne peut pas aller bien loin.
Çünkü o zamanda tuzağa düşmüş demektir ve kaçamaz.
Car dans ce cas, il ne pourrait pas en sortir, et il serait pris au piège.
Minik bir fare bile gözden kaçamaz.
Une souris ne pourrait pas s'échapper.
- Elimizden kaçamaz.
- ll ne nous fait pas peur.
Bu sefer kaçamaz.
Il ne nous échappera pas, cette fois.
"Bir tek fare bile şehirden kaçamaz - bir yerlerde olmalı..."
"Personne ne vient de la ville. Il doit être là..."
Kaçamaz.
Il ne pourra pas s'enfuir.
"Bizimle iyi geçin ve sakın kaçmaya kalkma. Kimse bizden kaçamaz."
Je n'ai jamais raté personne.
Kolayca kaçamaz.
Il ne nous échappera pas.
İnsan duygularından kaçamaz.
Je ne suis pas insensible.