English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Kaçtı

Kaçtı Çeviri Fransızca

16,347 parallel translation
Kilitli dolapların oraya kaçtım.
Je suis sortie en douce pour retourner au vestiaire.
Seagate Hapishanesi'nden yasadışı kaçtığın için tutuklusun.
Vous êtes en état d'arrestation pour votre évasion de Seagate.
Çocuk kaçtı.
Le garçon est parti.
Onları gördüğünde, senin tabirinle rastlaştığınızda saat kaçtı?
à quelle heure tu les as vus, comme tu dis, "se peloter"?
Hayır. Hayır, ben... kaçtım.
Non je.. j'ai juste courru.
Köşedeki dükkândaki kasiyer hiçbir şey görmemiş, ama güvenlik kameralarını kontrol ettim, silahlı erkek bir gencin... şu yöne doğru kaçtığını yakaladım.
Le caissier du magasin au coin de la rue n'a rien vu, mais j'ai vérifié la vidéo de surveillance, et on y voit un jeune homme blanc avec une arme qui s'enfuit par là.
Olay yerinde kanını bulduk ve... olay yerinden silahla kaçtığını gösteren video kaydı var.
Nous avons votre sang sur la scène, et nous avons une vidéo de sécurité de vous en train de fuir avec une arme à feu.
- O zaman neden kaçtın?
- Alors pourquoi t'enfuyais-tu?
O salak Bronco'ya binip kaçtı.
Il entre dans cette Bronco stupide et il fuit.
Kaçtı çünkü masumdu.
Et ce parce qu'il était innocent.
Jüri, polislerin suçlu çıkarmak için kısa yola kaçtığını düşünüyor, ama hâlâ suçlu.
Le jury voit bien que les flics ont fait au plus vite, il reste toujours coupable.
Kuzey'deki dostlarım, Sansa'nın Kıştepesi'nden kaçtığını söylüyor.
Selon mes amis, Sansa s'est échappée.
Kaçtım.
Je me suis échappé.
Kıştepesi'nden kaçtığını duyunca en kötüsünden korktum.
Quand j'ai appris que vous aviez fui Winterfell, j'ai crains le pire.
Kısa zaman içinde denizlerin ötesindeki tüm sahipler öldü. - Yüzsüz Adamlar da kaçtı.
Bientôt, tous les maîtres et les étrangers s'en allèrent et les Sans-Visages fuirent.
Ama dövüşten kaçtın.
Tu as fui les combats.
Hayır. Hayır, Amberle beni fark edince kaçtım ama onu öldürmeye çalışmadım.
Quand Amberle m'a reconnue, je suis partie, mais j'ai pas tenté de la tuer.
Ellcrys beni uyarmaya çalışıyormuş oysa ben kaçtım.
L'Ellcrys a tenté de m'avertir et j'ai fui.
Diğeri için harekete geçtiklerinde, ortağım Genewen karşı koydu ve ben kaçtım.
Quand ils s'en prenaient à l'autre, ma compère, Geneween, a riposté et je me suis enfui.
Ve Taş Yapıt'tan zarar görmeden mi kaçtın?
Et tu t'es échappé indemne du cromlech?
Hayatım boyunca kaçtığım adam hem de.
Le gars que j'ai fui durant toute ma vie.
Onu bırakıp kaçtığımızı ve yine yalnız kaldığını sanıyor.
Elle pense qu'on s'est enfui sans elle et qu'elle est de nouveau seule.
Konuşmak istedi ama bakışlarından hoşlanmadığım için kaçtım.
Il voulait parler, mais sa façon de me regarder me gênait. Je me suis enfuie.
Yıllar boyunca senden kaçtım ama sonunda seni bulma ya da bir haber alma umuduna kapılma hatasını işledim.
Je me suis abstenue de toi pendant des années, mais j'ai eu le tort de rechuter dans l'espoir de te retrouver ou d'avoir de tes nouvelles.
Cobblepot ve adamları Galavan'ı alıp kaçtı.
Cobblepot et ses acolytes se sont enfuis avec Galavan.
Sonra da kanun güçleri sizi sorgulayamasın diye şehirden kaçtınız değil mi?
À ce moment là, vous avez décidé de quitter la ville avant que les forces de l'ordre ne puisse vous interroger?
- Çığlık atarak kaçtım tabii ki de.
Je me suis enfui en hurlant, bien sûr.
Pekâlâ, kaçtım diyelim.
Très bien, disons que je fuis.
Hapisten kaçtınız sonra da size komplo kuran adamı buldunuz ve bacağınızdan vuruldunuz.
Vous vous êtes échappé de prison, puis vous avez retrouvé l'homme qui vous a piégé et vous avez été touché à la jambe.
İnanılmaz bir şekilde, saldırgan olay yerinden binanın yanına tırmanıp, bir anda ortadan kaybolarak kaçtı.
L'agresseur a fui la scène de crime, escaladant le côté de la structure, et s'est littéralement volatilisé.
Birisi hapisten kaçtı, mafya da tekrar baş gösterdi.
Il y a eu une évasion, avec la mafia encore.
Bak, keyfinin kaçtığını biliyorum Pimento biraz fazla heyecanlı görünüyor falan...
Je sais que tu es contrarié car Pimento est un peu surexcité...
Neden kaçtı o zaman?
Pourquoi il a couru alors?
Nereye kaçtığını merak ediyordum.
Je me demandais où tu étais passée.
Neşen mi kaçtı?
Mécontent?
Kaçtılar.
Ils se sont enfuis.
Masadan kaçtığım için özür dilerim.
Je suis désolé d'avoir fui la table.
Yine mi okuldan kaçtın dostum?
Tu as encore fait le mur, mon vieux?
Bu kaçtığımız şey.
Ce n'est pas ce pour quoi on a voulu faire ça.
Beni görünce gülerek kaçtılar.
En me voyant, elle se sont enfuies en riant.
O halde neden sahte kimlik verip sonra kaçtın?
Pourquoi avoir donné une fausse carte d'identité? Et vous être enfui?
Bir sürü avukat ve stajyerin olduğu koca bir şirketin gözünden kaçtı.
Tout un cabinet a laissé passer cette erreur.
Benim de kaçtı.
Moi y compris.
Kolaya kaçtığını da biliyorum.
Il prend des raccourcis.
Azıcıktan daha fazla uykun kaçtı korkarım.
J'ai bien peur que tu n'en sacrifies davantage.
Kaçtığını ya da öldüğünü düşündük.
Puis, il y a quelques mois, il a eu une brouille avec eux, et il a disparu. Nous avons pensé qu'il s'était échappé ou qu'il était mort.
Kaçtın sen, duyuyor musun?
Tu t'es échappé.
Ben Kızıl Düğün'de kaçtım.
J'ai fui les Noces Pourpres.
Sen niye kendininkilerden kaçtın?
Pourquoi as-tu fuis les tiens?
Ağzımdan kaçtı işte.
J'ai fait une gaffe.
- Beraber kaçtınız sandım.
J'ai cru que vous vous étiez enfuis.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]