Klâs Çeviri Fransızca
54 parallel translation
Ayaklarıma klâs davranmaktan bıktım.
Assez de chiqué!
Bir zamanlar Dodge City'de en klâs silahşorları tanıdım.
À Dodge City, autrefois, j'ai connu les meilleurs tireurs.
Çok klâs biriydi, kendine özgü bir tarzı vardı...
Elle avait du style, de la classe.
Klâsınız nerede?
Et ta classe?
Stil. Klâs değil.
J'ai pas la classe, mais du style.
Buna bayılacaksın, klâs ve güzel.
Vous allez l'adorer. De toute beauté. Et quel style!
Çok klâs gerçekten. Sanki Noel Coward piyesi gibi.
C'est vraiment très classe.
Özel bir yer olacak. Klâs. Senin asla gitmeyeceğin bir yer.
Ce sera un endroit spécial, chic... que vous ne fréquenteriez pas.
Biliyorum, biz klâsız.
On est la station chic, oui.
O daha klâs takılır.
il est plus classe que ça.
Başka bir şehirde, "detektif." diyorlar müfettiş daha klâs.
Dans n'importe quelle ville, on dirait "détective". "Inspecteur" a plus de classe.
- Ben de ilgilendiğini anlamıştım. Ama çok klâs biriydi.
Ouais, on dira qu'elle était interessée, mais elle était bon-chic bon-genre, tu vois?
La Parla'da bu kadar çok klâs, görgülü kadın bulabilirken buna ne gerek var ki?
On n'a pas tous les moyens d'inviter les dames de luxe qu'on rencontre à La Perla.
Çok klâs biriydi.
Il est cool...
Çok klâs, değil mi?
Un excellent choix.
Çok klâs, değil mi?
Super, hein?
Bu klâs bir yer olduğunu göstermiyorsa, ne gösterebilir?
Si ce n'est pas une démonstration de chic, je ne sais pas ce que c'est.
Senin gibi klâs bir kıza tatlı bile ısmarlarım.
A une dame sensass telle que toi, je pourrais même offrir un dessert gratuit.
Sadece klâs yerlerde sikişir.
Elle ne pense qu'à baiser. Regarde.
Güzel ve klâs bir bardı. Sarılmaydı.
C'était une étreinte.
Beğendin mi? Çok klâs.
- Ça te plaît?
- Nereden olacak. Borç almalar, en klâs arabalar.
Le fric, la belle voiture...
Bu arada ölü kardeşinin eski kız arkadaşına asılmak mı? Çok klâs.
Au fait, tu étais en train de draguer la copine du frère mort.
Senin klâsın var.
Tu as de la classe.
Unutma o klâs bir kadın.
Elle a de la classe.
Vay, klâs bir oyuncu olmalı.
- Elle a l'air classe.
Bir fahişe ile skorumu düşürmek klâsıma yakışmaz.
Une pute passée à tabac, c'est pas assez sérieux pour moi.
Gerçekten klâs bir şey.
Tu vas l'adorer.
Eğer entelektüel erkeklerle tanışmak istiyorsak,... biraz klâs insanlar gibi davranmalıyız.
Si on doit rencontrer des hommes sophistiqués, on doit commencer à se comporter avec une certaine classe.
Alkol problemi olmayan, parlak kıçları hakkında konuşmayan ve kafayı kakayla bozmamış klâs ve entelektüel insanlar bulacağım.
Je vais trouver des personnes classes, sophistiquées qui savent ne pas abuser de l'alcool, qui ne parlent pas de leur cul retouché, et qui ne sont pas obsédées par la merde.
- Gerçekten klâs espri.
- C'est fabuleux ça.
Evet, çok klâs arabadır bu arada.
Ouais, c'est très classe comme voiture.
Tanıdıklarım arasında en klâsı sensin.
T'es bien le plus cool. Tous des glands.
" Klâs hanımlar... evinizden bile çıkmadan, haftada 5000 dolar kazanmak ister misiniz?
" Dames chics... gagnez 5000 $ la semaine sans quitter votre maison.
Panama City Beach, Florida gibi klâs bir yerden olmam gerekiyor.
Je dois venir d'un endroit luxueux comme Panama City en Floride.
Şimdi unutma, klâs takılacağız.
Rappelle-toi de la jouer cool.
Şu klâs çocuklar işte.
Tu vois, un gars bien.
Çok klâs adamsın Zack.
T'es un mec classe, Zack.
12 valf 631 beygir. Önceki arabanızdan çok daha klâs bir araba.
V 12, 631 chevaux... beaucoup mieux que la précédente.
Yukarıda çok daha klâs arabalarımız var.
Il y avait vraiment des voitures de choix.
Bizim klâsımız var, bizim numaralarımız var...
Styles! Tricky! Petit Tricky!
Daha klâs insanlarla takılmaya başlaman lazım.
Faut que tu traînes avec de meilleures personnes.
Klâsım düşükmüş gibi hissediyorum.
Je suis pas à ma place.
Gerçekten de klâs bir lokantası vardı.
"L'Aigle sur la colline". Un restaurant super classe.
Pek klâs, ha?
Class, hein?
O kadar klâs bir yere giyecek kıyafetim yok ama.
Je n'ai rien d'assez bien à me mettre pour un endroit aussi chique
Sadece bu yeterince klâs değil.
C'est pas terrible, cela dit.
- Ki bu arada klâs insanlar 10 dolar bırakır -... memnuniyetle bu parayı seninle paylaşırım. Bütün işi o yaptığına göre tüm bahşişi de onun alması gerekmiyor mu?
Il devrait pas avoir tout le pourboire s'il fait tout le travail?
Çok klâs.
Très classe.
Klâs değil mi? İlk üçe girer mi?
Qui de vous trois?
Çok klâs.
Mm.