Kolum Çeviri Fransızca
1,364 parallel translation
Altı tane kolum yok.
J'ai pas 6 bras!
Şu anda elim kolum bağlı durumda. Buradan ayrılamam. Ama yakınlardayım.
Je peux pas venir... mais je suis tout près de toi.
Sanırım kolum kırık.
Je crois que mon bras est cassé.
Ama eğer yapabilirsen sana değmeden önce kolum düz mü, değil mi söyle.
Mais si tu peux... juste avant queje frappe... dis-moi si mon bras est bien droit.
Hepatitten hep yattım ve sonra köprücük kemiğimi kırdım ve o garip alçıyla bütün kış kolum böyle tutmak zorunda kaldım.
J'enchaînais les mononucléoses et les hépathites... et puis je me suis cassé la colonne vertébrale... et j'ai dû porter ce drôle d'appareil qui me m'a maintenu le bras en l'air comme ça, pendant tout l'hiver.
Kolum kırıldı.
J'ai le bras cassé!
Kolum biraz....
Mon bras est...
Ve bütün zaman elim-kolum bağlı bekliyorum...
Et tout ce temps, je n'ai pas craqué...
"Boo Radley'in elma ağacından düştüm ve kolum çok acıyor!"
Une piste : "Je suis tombée du pommier de l'oncle Tom et mon bras me fait hurler."
Ne hissedeceksin yaratığım benim sağ kolum hakkında?
Est-ce que ça vous dirait d'être mon bras droit?
Sağ kolum!
Son bras droit!
Sanırım kolum kırıldı.
J'ai dû me casser le bras.
- Tek kolum arkamda.
- Avec un bras derrière le dos.
Kolum incindi.
J'ai niqué mon bras.
Kolum ağrıdı!
J'ai mal au bras!
Elim kolum bağlı.
J'ai les mains liées.
Kolum ondan bu hale geldi.
C'est pour ça que j'ai le bras en compote.
Bak, ee, Nina olmadan elim kolum bağlı kalıyor.
Sans Nina, je suis un peu coincé.
- Kolum kadar liste mi var?
- Il y a une tres longue liste?
ÖAB benim suçlu olduğumu ispatlayacak test sonuçlarını beklerken yapacağım son şey elim kolum bağlı oturup beklemektir.
Je refuse de rester là à attendre le résultat d'analyses bidon.
Buradaki benim gözüm ve bu da kolum.
Mon oeil. Mon bras.
Dr. Kovac olmasaydı.. Hâlâ kolum olurdu
- Sans le docteur Kovac, vous...
Kolum için mi yoksa burada olmadığın için mi?
Pourquoi? Pour mon bras? Ou pour ne pas avoir été là?
Bir kez kolum kırılmıştı.
Je me suis cassé le bras une fois.
Kolum kırılıyor!
Mon bras me tue!
- Kolum. - Güzel.
- Dans mon bras.
- Elim kolum bağlanmış gibiyim.
Je suis pieds et poings liés.
- Üzgünüm Connie, elim kolum bağlı.
Désolé, j'ai les mains liées.
- Sadece bir kolum var.
- J'ai qu'un seul bras.
Elim kolum bağIıyken suçla savaşamam.
Je ne peux pas combattre le crime avec les mains liées!
Bu konuda elim kolum bağlı.
J'ai les mains liées.
- Evet Binbaşı, ancak elim kolum bağlı.
- Je sais, mais je n'y peux rien.
Benim tatlı kolum, tatlı kolum.
Chère, chère cervicale 6.
Kolum.
Ma main.
Bu kolum, öteki kollarımdan daha kısa.
Tu vois cette tentacule? Elle est plus courte que mes autres tentacules.
Bekle, bekle, kolum.
Attends, attends, mon épaule.
Kolum uyuşmaya başladı.
Je refroidis.
Bunlar yüzünden kolum sana çekici gelmiyor mu?
Alors, est-ce que mon bras te déplaît à cause d'elles ou pas?
Bir kolum... sözümü pek dinlemiyor... ama bunu yapabildiğim sürece...
Un bras devient un peu dingue, mais tant que je peux faire ceci...
Kolum...
Mon bras ne...
Kolum kanadım kırık! Bunu anlıyor musun?
Je suis une putain d'amputée.
Sanırım kolum kırıldı.
Mon bras! Je crois qu'il est pété.
Bunu yapıyordum! Ben sağ kolum!
Je suis son compère.
Kolum!
Merde, l'enculé!
Kolum nerde!
Pas mon bras!
Kolum için bir şey yap.
Trouve-moi un pansement.
- Kolum.
Mon bras.
- Kolum.
- Mon bras.
- Kolum.
J'ai mal au bras!
- Kolum!
!
Sağ kolum Zoe.
Ma seconde, Zoé.