Kullan Çeviri Fransızca
57,201 parallel translation
Ama çoğunlukla efendimin uyumasına yardım etmek için kullanıyorum.
Mais je m'en sers surtout pour aider mon maître à dormir.
Kalbimi kullanıyorum...
Je me sers de mon cœur.
Bilmem. Oklahoma'daki üvey kız kardeşim hep bunu kullanırdı.
J'avais une sœur d'accueil dans l'Oklahoma qui a toujours dit ça.
Berbatlar, iğrençler, yalancılar ve istediklerini alana kadar seni kullanır sonra bir kenara atarlar.
Les gens sont nuls. Ils craignent, ils mentent, ils t'utilisent pour avoir ce qu'ils veulent, et ils te jettent.
Telefonu kullan.
Utilise le téléphone.
Sığırlarda kullanılıyor.
On l'utilise sur les bœufs.
Bir yerde, çok sevdiğim çikolatanın bazen yerli insanlar tarafından gaza çare olarak kullanıldığını okumuştum.
Et j'avais lu... que parfois le chocolat, que j'adore, peut-être utilisé comme remède, par les indigènes. C'est vrai, Hawk?
Çikolatayı, gaza çare olarak kullanıyor musunuz?
Vous utilisez du chocolat comme remède contre les gaz?
Sürekli kullanıyorum.
Je l'utilise tout le temps.
Skype kullanıcı adın nedir doktor?
Quel est votre pseudo Skype, Doc?
- Hakkımı sonra kullanırım.
Une prochaine fois.
Şimdi senden yapmanı istediğim kostümünün halihazırdaki koyu kısımlarını kullanıp bu ortamın karanlık kısımlarına entegre olman.
Tu dois utiliser les zones sombres de ton costume, et les intégrer aux zones sombres environnantes.
72 saat sonra, manik depresif ataklar geçirdiğim teşhisi kondu, üzerine de madde kullanım bozukluğum olduğu söylendi.
Soixante-douze heures plus tard, j'étais diagnostiqué maniaco-dépressif avec une tendance à la toxicomanie.
Kaplan tekniği iç kuvveti kullanır, dış gücü değil.
La technique du tigre utilise la force intérieure, pas extérieure.
Ayrıca... Starbucks'taki tuvaleti kullan.
Et... va aux toilettes chez Starbucks.
Çocukken odama gelip ödevini yapmam için aynı cümleyi kullanırdın.
Quand on était gamins, tu venais dans ma chambre en disant pareil pour que je fasse tes devoirs.
Calvin Klein kullanıyordu, değil mi?
Calvin Klein, c'est ça?
Bu fırsatı iyi kullan.
Ne la gâchez pas.
Paravan olarak kullanılıyor.
C'est une couverture.
Birisi orayı kullanıyormuş.
Il était utilisé.
Kendi işlerini yürütmek için şirketi paravan olarak kullanıyorlar.
Ils utilisent l'entreprise pour couvrir leurs trafics.
Sanırım Rand depolarını kullanıyorlar.
Ils doivent utiliser les entrepôts de Rand.
Bu K'un-Lun'ı korumakta kullanılan eşsiz bir güç.
C'est... C'est une force unique... qui sert à protéger K'un-Lun.
Ondan mı eroin paketlerinde o sembolü kullanıyorsun?
D'où ce symbole sur les paquets d'héroïne?
Zehir satmak için şirketimi kullanıyorsun!
Vous utilisez mon entreprise pour vendre du poison!
Sadece babamın adını kullanıyorlar.
C'est juste... C'est le nom de mon père.
Benim adımı kullanıyorlar.
C'est mon nom.
Yemini bir maske gibi kullanıyorsun.
Tu portes ton serment comme un masque.
Zehri yakmak için chi'ni kullan.
Utilise ton chi pour brûler le poison.
Fist'i kullanıp kapıyı kırmalısın.
Il faut utiliser l'Iron Fist. Abats la grille.
- Beni kullanıyordu!
- Elle se sert de moi!
Onları kendi çıkarları için kullanıyor.
Il les utilise à ses propres fins.
- Seni kullanıyor Joy.
- Il se sert de toi, Joy.
Beni öldürürsen K'un-Lun'ın Iron Fist'i olarak kalırsın. Nesillerdir var oluşunun yegâne sebebi, canlı bir silah olarak başkaları tarafından kullanılmak olur.
Si tu me tues, alors tu ne seras jamais que l'Iron Fist de K'un-Lun dans une longue lignée d'armes vivantes dont le seul but est de servir à d'autres.
Kullanıcıları yüzlerce saatlik iş yükünden kurtarabiliriz. Hükümete milyarlar kazandırabiliriz.
Ça ferait gagner du temps aux abonnés et des milliards à l'État.
SoulSEarch için harika bir kullanım şekli.
SoulSearch est parfait pour ça.
Pitt, kıskaçlarını kullan!
Pitt! Sers-toi de tes pinces.
Başının arkasından darbe almıştı bu amaçla kullanılabilecek bir şey arıyoruz.
Elle a été frappée à l'arrière du crâne, nous cherchons l'arme utilisée.
Kaba güç kullanımı, bağlanma izleri kondom kullanılmış olma ihtimali önceden planlanmış gibi duruyor.
Agression violente, ligotée, peut-être un préservatif. Ça commence à sentir la préméditation.
Kafanı kullan.
Sers-toi de ta tête.
- İşinizde bilgisayar kullanıyor musunuz?
Vous servez-vous d'un ordinateur au travail?
Benimkini kullanırdı.
Elle se servait du mien.
Eğer bu bir yazı-tura işiyse o eski kurt, oyunu paradan yana kullanır.
Si on tire à pile ou face... le vieux donnera raison à la bourse pleine.
Sadece kalkan kullanırım, keskin ucu olmaz.
Juste un bouclier alors, pas d'objet coupant.
Yasalarımızı kullanıyoruz.
On utilise nos principes.
Kullanılması durumunda iki taraftaki herkesi de öldürecektir.
Si il est utilisé, il tuera tout le monde des deux côtés.
Zeus, Amazon Kraliçesi'nden olan çocuğunu ardında bıraktı. Sırf bana karşı kullanılması için.
Zeus a laissé l'enfant qu'il a eu avec la reine des Amazones comme une arme à utiliser contre moi.
Yani onu indirmek için bir şansım varsa, inanın bana tereddütsüz kullanırım bunu.
Donc, si je l'a vois je lui tire dessus, Croyez-moi, j'ai une revanche à prendre.
Tanrı'nın Gözü'nü kullanın.
Utilisons l'Œil de Dieu.
Tanrı'nın Gözü'nün tüm bu yanlış sinyalleri vermesi için gizli dolaşım kullanıyor olmalılar.
Pour l'œil de Dieu à retracer ces faux pings, Les moyens à l'aide d'un relais libre.
T96 askeri taarruz aracı. Askeriye, böyle uzaktan kullanılabilen araçları sırf piyadeler güvende olsun ve hayatta kalabilsin diye üretiyor.
Voir l'armée développer des machines comme celle-ci les soldats pourraient conduire et rester en sécurité.