Kullanabilirsin Çeviri Fransızca
1,351 parallel translation
Sadece otu hasta olduğunda kullanabilirsin artık hasta değilsin.
Tu n'avais le droit de fumer que quand tu étais malade. - Tu peux sonner?
Onu bile kullanabilirsin.
Tu peux même l'utiliser, bon Dieu.
Aslında, belki sadece, şey bilirsin, peçeteni kullanabilirsin.
En fait, peut-être que tu pourrais... tu sais, te servir de ta serviette.
Çay poşetlerini kurut, onları yeniden kullanabilirsin.
Les sachets de thé, tu les laisses sécher, puis tu peux t'en resservir.
Bilirsin, araba kullanabilirsin ; ama gene de kaçınılmaz kazalar vardır.
On peut le conduire, mais il y a toujours l'accident occasionnel.
pekala. buna artık ihtiyacımız kalmadı. sen kullanabilirsin.
Bon... On a plus besoin de ça, il te sera plus utile à toi.
Kız kardeşimin yatağını kullanabilirsin.
Tu peux dormir dans la chambre de ma sœur.
Banyoyu ilk sen kullanabilirsin.
Tu peux aller à la salle de bains.
Yeni bir şeyler kullanabilirsin.
Mais le matériel commence à manquer.
Ama duruma göre ellerini ve dilini kullanabilirsin
Mais tu peux utiliser tes mains et ta langue dans ce cas...
Kullanabilirsin.
Fais comme chez toi.
- İstasyonu buradan kullanabilirsin.
Tu peux utiliser cette machine là.
Denge çarkı, sol göğsünün üstünde bir omuzlukta. Sinsi Cepçi'yi kullanabilirsin.
Le gyroscope est dans un baudrier, sous sa poitrine.
- Sana adımı kullanabilirsin dedim mi?
Je t'ai autorisé à utilisé mon nom?
Beni kendi özel ilham kaynağın olarak kullanabilirsin.
Pensez à moi comme votre muse médium. Je ne sais pas.
- Dokuzdan hastane hattını kullanabilirsin.
Vous pouvez utiliser un de nos téléphones.
Konuşmak istersen intercomu kullanabilirsin.
Il y a un interphone si vous voulez nous parler.
Tabii, kullanabilirsin.
Oui, tu pourras.
Biliyorsun, klasik laflar kullanabilirsin. Örneğin : "Güzelsin." Bunlar daha iyi.
Les compliments comme "tu es jolie", ça marche encore.
- Sık sık geleceğim. - Çamaşır makinemi kullanabilirsin.
Alors voilà
İsim listesini tuvalet kağıdı olarak kullanabilirsin.
Autant faire du papier toilette avec cette liste de noms.
Müsvedde olarak kullanabilirsin.
C'est à mettre à la poubelle.
- Şekerleme alarmını kullanabilirsin.
- Appuyez sur le bouton d'arrêt.
DNA kayıtlarını sadece bir cesedi teşhis etmek için kullanabilirsin.
On ne peut se servir de cette banque que pour l'identification d'un corps.
Hep hayalini kurduğun, Sausalito'daki şu küçük galeriyi satın alabilirsin. Ya da Mission'ı. Sanat tarihi diplomanı iyi bir amaç uğruna kullanabilirsin.
Tu pourrais avoir cette petite galerie dont tu as toujours rêvée, tu pourrais y accrocher ton diplôme, en faire usage.
Ya da daha iyisi, onu kullanabilirsin.
Ou mieux, tu pourras l'utiliser.
Tabaklardan istediğini kullanabilirsin.
N'hésitez pas à vous en servir.
Onlarla da bir program yapmak istersen benim sistemimi kullanabilirsin.
Si vous voulez vous arranger avec eux, vous pouvez utiliser ce système.
- Elbette prizimizi kullanabilirsin.
- Fais comme chez toi.
Bak, Hyde. Belki kurulanmak için bunu kullanabilirsin.
Tiens, Hyde, tu peux te sécher avec ça.
- İstersen bunu kullanabilirsin.
Raymond, tu as peut-être besoin de ça.
Sen istediğin zaman burayı kullanabilirsin
Tu pourrais venir ici quand ça te chante.
Tamam, oğlumla görüşmeye devam edersen yakında birini kullanabilirsin.
Si tu restes avec mon fils, je te laisserais peut-être le volant.
Asansörü kullanabilirsin.
L'ascenseur.
Kullanabilirsin.
Tu peux t'en servir.
Bunu kullanabilirsin.
Tu peux utiliser celui-là.
Yeni müzikalinde kullanabilirsin.
Tu pourrais l'inclure dans ton nouveau spectacle.
Burdaki tuvaleti kullanabilirsin.
Vous pouvez utiliser celles du personnel.
- Kullanabilirsin ama yoldayken stop etme tehlikesi var.
Oui, mais le câble peut lâcher, et la voiture serait sur la route.
Aslında, itiraf etmek gerekirse, bunu bir avantaj olarak kullanabilirsin.
Si je l'admets, tu vas peut-être utiliser ça à ton avantage.
Benim adımı kullanabilirsin.
Tu aurais peut-être envie que je te donne le mien.
Belki kullanabilirsin.
Ma grand-mère a écrit de la poésie et je pensais que vous pourriez peut-être l'utiliser.
Tuvaletimizi kullanabilirsin. Yalnız, çabuk gel.
Vous pouvez utiliser nos toilettes.
Ya da kibrit denilen bu sevimli şeyleri kullanabilirsin.
Tu peux aussi essayer ces nouveaux trucs appelés "allumettes".
Bunları kullanabilirsin.
Ça peut servir.
Tamam belki sen de bunu kullanabilirsin.
Je te propose mon antenne-maison pour exciter ta réception.
Bir futbol sahası kadar orkiden olmalı. Yine de bu, insanda kullanabilirsin demek değil.
Un terrain de foot couvert d'orchidées ne suffirait pas aux essais sur l'homme.
Bunu lehine kullanabilirsin.
On pourrait en tirer profit.
İstediğin zaman ödünç alıp kullanabilirsin.
À toi de les choisir, avec discernement, en fonction des occasions.
Ama o zaman, bunu daha sonra bana karşı kullanabilirsin.
Ensuite, tu t'en serviras contre moi.
Yemek Alanında bunları kullanabilirsin. Krakozya parası burada geçmez.
votre monnaie vaut rien ici.