English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Kışa

Kışa Çeviri Fransızca

56,121 parallel translation
Ömrü bu kadar kısa olan yaratıklar için değerli olurlar diye düşünürdüm.
Pour des créatures à la durée de vie aussi courte, n'est-ce pas une joie?
Son duyduğum şey adamın Vermont'ta kayak aylağı olmak için kız arkadaşıyla kaçtığı.
Il paraît qu'il est parti avec sa copine pour skier non-stop dans le Vermont.
İnsan kılığıyla çocuğun öğretmeni oldu.
Sous sa forme humaine, il est le professeur du garçon.
Kıyafetinin kollarında.
Dans sa poche!
Strauser'ın hamlesi. Kısa Özet : 43. Sayı'dan.
La stratégie Strauser de Un Abrégé du folklore troll, volume 43.
O zaman kısa keseceğim.
Hâtons-nous donc.
Trol İlmi'nin Kısa Özeti'ni okudun mu?
Tu as lu Un Petit Récapitulatif de la tradition des Trolls?
Düşündüğünüzden daha kısa bir zaman.
En moins de temps que tu le penses.
Gerçekten on dakikadan kısa bir sürede okuldan buraya gelebiliyormuşsun.
On peut arriver ici en moins de dix minutes en partant de l'école.
Quagawumplar kısa ve şişmandır.
Les Quagawumps sont petits et corpulents.
Bıçağı Sarmaşık Güneşi'yle zehirlenmiş.
Sa lame contient du poison de crouleur solaire.
Umarım kısa sürede kendilerine gelirler.
Espérons qu'ils progressent vite.
Öyleyse umarım kısa bir mesajdır çünkü tüm gün bekleyemeyiz.
J'espère que le message est court, car le temps presse.
Şu kısa bacaklarıma lanet olsun!
Maudites petites jambes!
Ne yazık ki bağlama büyüsünü bozmak hafızasını da silecek.
Malheureusement, en rompant le sort, on effacera aussi sa mémoire.
Karanlık güçlerinin kilidini açarsan onun büyülerinden korunabilirsin.
Libère sa puissance noire, et tu pourras repousser ses enchantements.
Annesinin aldığı her oyuncağa aşık olur yeni bir oyuncak aldığında ise hemen eskisini unuturdu.
Il adorait le jouet que sa mère lui apportait jusqu'à ce qu'elle lui en donne un nouveau et l'oubliait complètement.
Evet, o gayrimenkul işinde. Ve kız arkadaşı da çocuk doktoru, ben de bir garsonum.
Il est dans l'immobilier et sa compagne est pédiatre.
Kısa kıvırcık saçlı küçük bir çocuk gören yok mu?
Quelqu'un a vu un garçon aux cheveux bruns frisés?
Mümkün olan en kısa sürede size döneceğim.
Je vous rappelle dès que possible.
Daha değil ama onun kız arkadaşı, onunla ve o kızla paylaştığımız snapi gördü.
Pas encore, mais sa petite amie a vu ce Snap qu'on a publié d'elle avec l'autre fille.
Çok kısa süren bir hayattı.
La vie avait semblé si courte.
Kısa bir süre sonra birlikte uyumaya başladık.
Ça n'a pas pris de temps avant qu'on couche ensemble.
- Ben de en kısa zamanda size katılacağım.
Je vous rejoindrai dès que possible.
4 saat içinde kokaini ele geçirmezsek, tatilini kısa kesip eve dönüyormuş.
Si on n'a pas la coke d'ici quatre heures, il va mettre fin à ses vacances et rentrer.
Kısa bir süre içinde bu sorun çözülecek.
J'imagine que tout sera réglé sous peu.
Sonra kısa süreli başarıya ulaşıyor.
Et alors... il a un certain succès.
Kısa süre sonra kendi genetik deneylerimi yapmaya başladım.
Rapidement, j'ai commencé une expérimentation génétique.
Bacaklarımız neden bu kadar kısa?
Pourquoi nos jambes sont si courtes?
- Kısaca büyülü bir kısa yol denilebilir.
C'est un raccourci magique.
Kısa süre içerisinde tüm şehir onun etkisi altına girecek.
Il aura pris la ville avant minuit, et toute la côte est avant l'aube.
Kısa süreli düşük faiz oranından yararlanmışsınız ki onun süresi de geçen Ocak'ta dolmuş.
Vous aviez bénéficié du taux promotionnel, qui a expiré en janvier.
"Kısa süreli" denmesinin sebebi bu.
D'où le nom de taux promotionnel.
Aman ne güzel, artık mavi tura çıkabilir.
D'accord. Ça lui paiera sa croisière.
Hayat kısa.
La vie est courte.
Evet, ben kızı Ella.
Oui, je suis sa fille, Ella.
Kızının tasarruf hesabına saklamış.
Il l'a caché dans le compte d'épargne de sa fille.
Yüzündeki kendini beğenmiş ufak kancık sırıtışı gitmemiş.
Toujours aussi prétentieux, et ce sourire de merde sur sa sale gueule.
Kız bir gün içinde babasını ve özgürlüğünü kaybetti.
La fille a perdu son père et sa liberté le même jour.
Tekrar insan olmamız için aşık olmaları gerek ve kız odasında kalırsa nasıl aşık olabilirler?
Ils doivent s'aimer pour qu'on redevienne humains. Comment faire si elle reste dans sa chambre?
Ona hayatı boyunca biz baktık.
On veille sur lui depuis sa naissance.
Efendi annesini kaybedince ve zalim babası o tatlı, masum çocuğu alıp kendisine benzetmek için değiştirdiğinde biz hiçbir şey yapmadık.
Voyez-vous, lorsque notre maître a perdu sa mère et que son père cruel a pris ce petit si doux et si innocent et l'a façonné à son image, nous n'avons rien fait.
Hastalık eğer şefin kızı, yaşamından halkı için vazgeçerse durdurulabilirmiş.
La maladie ne pourrait s'arrêter que si la fille d'un chef sacrifia sa vie pour son peuple.
Ama şef kızının kayıp olduğunu biliyormuş.
Mais le chef savait que sa fille a disparu.
Haykırmış, kızının fedakarlığının hatırlanmasını istiyormıuş.
Il cria, en demandant que le sacrifice de sa file soit gravé dans les mémoires.
Bir dakikalığına kabuğundan çıkıyor, ve sonra geri giriyor.
Elle est sortie de sa coquille pour une minute, puis elle s'est repliée.
Bu akşam kızıyla tanışacaktım.
Je rencontre sa fille ce soir.
Salatalık kadar serin ancak ateş kadar şiddetli.
A tort ou à raison, le business est sa religion.
- On yıl çok kısa değil mi?
Ne vous en faites pas.
O kralı kısa zaman içinde dilenci yapacağım.
La chute va être rude pour notre roi!
SOS, kısa, kısa, kısa... Uzun, uzun, uzun, kısa, kısa, kısa, tamam mı?
Court, court, court, long, long, long, court, court, court.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]