Latino Çeviri Fransızca
549 parallel translation
Manhattanlı bir Latin.
Ça s'appelle : "le latino de Manhattan" Maman, ce n'est pas drôle!
Tek lazım olan bir komünist ve baharat hepsi tamam.
Il manque plus qu'un communiste et un latino, et ce sera complet.
Öyle ya da böyle, onu Latin Amerikalı bir hedef için kiraladıklarını pek düşünmüyorum.
Je ne pense pas qu'ils l'engageraient pour le meurtre d'un Latino Américain.
Asla alay etme bir zenciyle Bir çekikgözle, makarnacıyla ya da bir Hans'la
Ne vous gaussez jamais d'un negro, d'un latino, d'un macaroni ou d'un chleuh
İspanyol mahallesinde olay çıkaran yabancılar hakkında bir şeyler yazıyor.
Ça dit : Les étrangers mettent la merde dans le quartier latino.
Mahallede olay çıkartan yabancılar.
Les étrangers mettent la merde dans le quartier latino.
Oğlum Tony, konuşacak mıyız... yoksa Küba malı takım taklavatını burada patlatayım mı?
Tony, baby, on va causer ou je coffre ton petit cul de Latino ici et maintenant?
Sonradan görme zengin bir göçmen oldun. Artık varsa yoksa...
Un immigré Latino millionnaire qui n'arrête pas de parler...
Sen kime "göçmen" diyorsun be? Boş kafalı beyaz!
Qui est-ce que tu traite de "Latino", espèce de pain béni?
- Aşağılık Meksikalı piç!
Putain de mulâtre latino!
- Meksikalı piçler böyle "Yellow" der :
Notre Latino part en couilles!
Meksikalı piç!
C'est le latino.
Meksikalı ısırıldı, Yüzbaşı. Onu gebertmemiz gerekiyor.
Le Latino a été mordu, il faut l'exploser.
- Meksikalı piç...
C'est le latino.
Latinlere özgü bir şey.
C'est latino.
"Latin-Amerika İncil'i"...
"La Bible latino-américaine"...
Uyuşturucudan elde ettiğimiz geliri Latin Amerika'daki ayaklanmaları desteklemek için kullanıyoruz. Böylece ülkemiz en güçlü ülke olarak varlığını sürdürebilir.
Nous vendons de la drogue uniquement pour pouvoir soutenir les forces rebelles latino-américaines ainsi la puissance de notre pays s'en trouvera renforcée.
Büyük Latin gurme konuşmalarından nefret ederim... Ama zamanımız var..
Je voudrais pas rompre le grand débat... gastronomique Latino mais on est à la bourre.
Sen kendine bak, düz saçlı zenci.
Et moi... Tu n'es rien d'autre qu'un nègre au cheveu raide ( un latino-américain ).
Latinler arasında çok meşhurdun.
Vous aviez une bonne réputation chez les Latino-américains, M. Reilly.
Uyuşturucu satıcısı bir herifin lafına inanıp Mike gibi bir polisi karşına aldığın gün, rozetimi teslim edeceğim gündür.
Le jour où tu te mets à croire un satané dealer latino par rapport à un flic comme Mike, c'est le jour où je rends mon insigne.
Bir de ruh hastası Valentin var.
Et ce latino, Valentine, c'est un foutu cinglé.
Bobby Tex gammazcının teki.
Ce Bobby Tex, un indic latino.
Seni ne zamandır aradığımı biliyor musun?
Tu sais depuis combien de temps je te cherche, espèce de balance latino?
Tıpkı bir Arjantin, Latin Amerika ejderhası gibi havalanıyorum.
Comme un dragon argentin, latino-américain, je barre.
Bu soylu kıtayı elleriyle inşa eden Latin Amerikalılar'dan daha yetenekli bir halk var mıdır?
Où y a-t-il des gens plus capables que ces Latino-Américains, qui construisent de leurs mains ce noble continent?
Latin Amerikalının hayatı fasulyeden bile değersiz.
La vie d'un Latino-Américain ne vaut pas un clou.
Diz Çökmüş Ülkeler Örgütü yıllık toplantısını Pilton Hotel'de gerçekleştirdi. Latin Amerika temsilcileri ve Amerika Başkanı Sayın Kurt oradaydı.
L'Organisation des Pays Agenouillés tient sa réunion annuelle dans les salons du Pilton, en présence des mandataires latino-américains et du Président américain,
Bizim mahalle tayfasından Pachanga var, sağlam adamdır.
Il y a Pachanga, un ancien de ma bande du quartier latino, un bon.
- Çözsene ulan şu halatı! Hadi be!
- Détache l'amarre, Latino de mes deux!
- Jack'in Latin olanı.
- Version "latino".
- Latin Jack mi?
Un Jack Ryan latino.
- Latin bir Jack Ryan'dan bahsetmişti.
Pour elle, c'était un Jack Ryan latino. Tout à fait.
- Önemli olan şu ki, adam Latin.
Je sais. L'important, c'est "latino".
Latin mi?
Il est latino?
Aşk adamı. Latin aşık.
Le séducteur latino au sang chaud!
İntikam peşinde olan bu Latin ritmiyle...
Dans un rythme latino.
"Tanrım, genç, yetenekli ve Latin'im, ama TV yöneticileri Susan Lucci ile aynı dizide oynayamayacağımı düşünüyor."
"Dieu, je suis un jeune latino plein de talent, mais selon les gens des feuilletons, je ne peux pas jouer un bel Américain blanc avec Susan Lucci."
Chola alarmı.
Alerte latino.
Bir Latinin boynunu mu kırdı, One Julio Martinez?
Il a brisé le coup d'un Latino, Julio Martinez.
Fasulye seversin sefil Latino!
Tiens, voilà des haricots...
Bu akşam büyük beysketbol taraftarı Tony Nocciolino, komedi dizisi "Ne fark eder?" deki latino haydut Scooter'ı oynayan, hani Lisa Campbell'in oynadığı "Geri Dönüştürülmüş Hurda" ile genç yıldız Mark Swenson'ın oynadığı "Hep Aynı Pislik" arasındaki.
Ce soir, nous recevons le grand fan de baseketball, Tony Nocciolino, qui joue le gangster latino Scooter dans la série "Et alors?", qui passe après "Débilités recyclées" avec Lisa Campbell, et
Beyaz mıydı, siyah mıydı... ... Latin asıllı mıydı, Asyalı mıydı?
Peux-tu me dire s'il était blanc ou noir, latino, ou alors asiatique?
Bir maymunu bir baharatlıya öldürteceksin, ve savaşa girecekler.
le Latino tue le bamboula, c'est la guerre.
- O amına koduğumun Meksikalısı yaptı bunu!
C'est ce putain de latino!
Bir Latin kadın iki de çocuk.
Une Latino et deux enfants.
- Bir kaç latin bebesi.
Angel Delgado. Des demi-sels latino-américains.
Latin maçosu lafları işte.
Toutes ces conneries de macho latino.
Sıkıysa yakala aşağılık herif!
Va te faire foutre, latino!
Ben safkan Portorikoluyum.
- Je suis un pur Latino.
Latin saçmalığı.
Putain de latino.