Mate Çeviri Fransızca
1,606 parallel translation
Tamam, gidiyorum.
Ok. Mate ça...
Vücuda bak.
Mate ce corps.
- Evet, bakınıyordum.
- Ouais, je mate un peu comme ça.
Şuraya bak.
- Oui. Mate ça :
Alice, nasıl sence?
Mate ça!
Baksana arka koltuklar olduğu gibi açılıyormuş.
Sérieusement, mate ça! La banquette arrière se replie complètement.
Daima dudaklarına baktım, Cartwright.
Je mate tes lèvres sans arrêt, Cartwright.
Bakma sakin.
On ne mate pas.
Komik bir şey, çünkü benim gibileri, buraya geliriz sarhoş oluruz, gözlerimizi dikeriz.
C'est drôle, des gars comme moi, on vient ici, on se saoule, on mate.
Şu herife bir bak.
Mate ce type
Hey, şuna bir bak adamım.
Mate-moi ça, mon vieux.
Hadi adamım, ilgilen şununla.
Mate-moi ça.
Tabiî ki meraklı olacaklar ama çoğu genç insanları dikizlemez.
Bien sur, ils sont curieux, mais peu d'entre eux mate par les fenêtres.
- Yani duşta seni mi gözetliyor?
Il te mate sous la douche?
Şuna bak.
Eh, mate ça.
Şuraya bakın.
Mate un peu ça là-bas.
Piliçleri gözetleriz, ama onlarla konuşmayız öyle mi?
Et on mate les bombes mais on va pas leur parler?
Piliçleri gözetle.
Je mate les canons.
Bak ahbab, eğer yarağına bakacam diye endişeleniyorsan arkanı dönebilirsin,
Si tu as peur que je mate ta bite?
Hayır... bilmiyorum, Marc'ın kasıklarına dik dik bak ve sana onunla sana neler yapabileceğini hayal et.
Mate le paquet de Marc et imagine ce qu'il te ferait avec.
Harika. Dar pantolonlar içinde başka bir kahve tenli, her sesi diye çıkaran biri daha.
Un autre gars bizarre à la peau mate dans des pantalons moulants qui ne s'exprime qu'en disant bougadabougadabougada...
Şu kaplumbağaya bir bak.
Mate un peu cette tortue. Regarde ça.
- Şuna bak.
- Mate ça.
Şu kamera koluna bak, Babs. Bu harika.
Mate la résistance de ce truc, Babs.
Kimse akciğerlerini kontrol etmemiş.
Personne ne mate vos poumons.
Yağlı surata bakın.
Hé, Dayton, mate-moi cette face de rat.
Şu ahmak Davie'ye bakın?
Mate "Davie l'abruti".
Daha iyi bir şey getirdim.
J'ai mieux que ça. Mate un peu.
Fikir ver bakalım... Bu mu? Yoksa bu mu?
Mate ça, celui-ci... ou celui-là?
Chris, suna bak.
Chris, mate-ça.
Hayır, poponu inceliyorum.
Non je mate votre cul
Şu inciye bir bak.
Mate-moi cette merveille.
Şuna bir bakın.
Hey, hey, mate ça.
Bulduğumuz şu harika deri ceketlere bir bak.
Mate moi ces magnifiques vestes en cuir qu'on a trouvées.
Bana bir bak adamım. Ben Kid Chino'yum!
Mate, mec Je suis Kid Chino!
Tek bildiğim, ben yüksek çözünürlükte Shrek izlerken koltuğumun bana shiatsu masajı yaptığı. Tüm bunları da sıcaklığı 22 decede sabitleyip yapıyor. Bu yüzden, evet, Motor sağlam.
Mon siège me masse à la Shiatsu pendant que je mate Shrek en haute définition, tout en me gardant à un confortable 22 degrés, alors, oui, elle roule bien.
Baksana.
Un fantôme au volant! Mate moi ça!
Bir bak!
Mate-moi ça!
Yani Ahır'daki bütün sersemler memelerime mi bakıyor?
Tous les branleurs du bercail ont maté mes seins!
- Seni kestiler.
- Non, quoi? Elles t'ont maté de haut en bas.
Şuraya bak.
Oh, mec, mate ça.
Ben porno filimi izledim...
J'ai maté un porno.
- O serseriye dersini verdik.
- On l'a maté, ce petit con.
Mücevhere bak.
Mate la camelote.
Baksana!
- Mate ça.
Şuna bak!
- Salut. - Mate ça.
Marshall az önce kıçına baktı.
Marshall a maté tes fesses.
Kıçıma mı baktı?
Il a maté mes fesses.
Şuna baksana.
Mate ça, vieux.
Şu adam popoma mı baktı?
Ce type m'a maté le popotin?
Hayır, tek yapman gereken çıkıp gitmek çünkü gece boyu beni gözetledin.
Non, ce que tu dois faire, c'est partir parce que tu m'as maté toute la nuit.