Maximum Çeviri Fransızca
3,838 parallel translation
- 15 dakika.
Un quart d'heure, maximum.
Evet, siyasi yeteneğimi sonuna kadar kullandım.
J'ai réussi à tirer le maximum de mes talents politiques.
Onlara Güney'i Orisia'dan çıkmaya ikna etmeye çalışacağımızı söyle.
Dis-leur qu'on fait le maximum pour que le Sud se retire.
- Onları sıkıştırmalıyız.
En mettant un maximum de pression sur eux.
Kasper, tarafları hemen Aynalı Salon'da topla.
Kasper, ramène un maximum de négociateurs à la table. On reprend les pourparlers dans 5 min.
Kızım için en iyisini isterken bir yandan da güçlü bir sağlık sektörü istemek ikiyüzlülükse, evet öyleyim.
Si c'est être hypocrite que de faire le maximum pour guérir ma fille et, en même temps, défendre le service public, alors je l'admets, je le suis.
En fazla bir ay.
Un mois au maximum.
Teyzene cuma gününe kadar okul taksitini vermem lazım.
Je dois à ta tante des frais de maternelle pour vendredi maximum.
Eğer kabul etmeyi tercih edersen, bu görev maximum güvenlik için bölümlere ayrıImış olacak. - Beni çıkartıyor musunuz?
Ta mission, si tu l'acceptes, sera compartimentée, pour plus de discrétion.
Bir hedefle karşılaştığında, gerçek bir hedefle, ve kalp atışların kulaklarında çınladığında, odaklanman tamamen temiz olur.
Quand vous êtes face à une cible, et que votre coeur bat à tout rompre, votre concentration est... au maximum.
Tam da GG E'nin sigortası onaylandığında ortaya çıktı.
Il a demandé le maximum possible.
Tamam. Buna bakmalıyım. Terrance arıyor.
Sophia bosse là-bas, je pourrai aider E, et Johnny et Turtle voudront être là-bas au maximum.
Ve bu müşterilerimiz için maksimum duygusallığı yaratacak.
Cela créera un maximum d'émotion chez nos clients.
Planımız öncelikle mobilyalara ağırlık vermek olacak çünkü düzenlenirse çok otantik olacak... Burayı da tekrar işler hale getireceğiz.
Nous voulons garder un maximum d'ameublements, vu leur authenticité et nous allons essayer de remettre ça en fonction.
İnsanları kullanmak için her fırsatı değerlendirirdi.
Il en profitait au maximum.
Bence oraya dün gece düşmüş. Belki en fazla 10-12 saat olmuş.
Je dirais qu'il y a passé la nuit, 10, 12 heures au maximum.
Ama hala buradayken en dolusunu yaşayalım!
Mais pendant que nous sommes là, nous vivons au maximum!
Kalbimizden ancak bu kadar bir şairanelik çıkar.
C'est notre niveau maximum en terme de poésie.
Biz elimizden geleni yaptık.
Eh bien... Nous avons fait le maximum.
O sorumlu birisi, ve onun bu yaptığını başarmak o kadar zor ki size anlatamam.
Il est responsable et il essaie au maximum de bien faire.
Maksimum cezayı alacak.
Il prendra le maximum.
Bana çok fazla havlıyorlar gibi geliyor.
J'ai l'impression qu'ils jappent juste un maximum.
Potansiyelimin tamamını kullanmadığım için buraya geldim.
Je suis là car je suis pas au maximum de mes capacités.
Ben de eyleme vuruyorum.
J'en fais un maximum.
Yok. En fazla iki ay kalır.
Deux mois maximum.
Tadını çıkarmak istiyoruz.
On veut en profiter un maximum.
Avukatım ikinci derece cinayete kadar indirtir.
Il abaissera ma peine à dix ans de prison maximum.
Ne? En fazla birkaç ayın var.
Vous avez deux ou trois mois, maximum.
- Yok. Kamera daha fazla görüş açısı yakalasın diye ayarlanmış.
La caméra est montée pour un champ de vision maximum.
O hesabı parayla doldururlar, oğlunuzla olan ilişki sayesinde sizi o paraya bağlarlar sonra o para ortaya çıktığında sizi mahvetmiş olurlar.
Ils déposent un maximum d'argent et vous y êtes mêlé par association. Puis ils révèlent tout et vous êtes fichu.
Hepsinin peşine düşecek ve suç ortaklarıyla birlikte mahvedeceğim.
Je te préviens, ces types et leurs complices vont prendre le maximum,
299 dolarlık sınırlı baskı Dark Knight DVD'si, bonus görüntüler, özel yorum ve Christian Bale'in imzasıyla birlikte dört kelimelik kişisel mesajı da var!
Notre DVD à 299 $, édition limité de The Dark Knight avec les bonus, commentaires, et un autographe de Christian Bale, y compris un message personnalisé d'un maximum de quatre mots!
Gördüklerime dayanarak cevabım evet. Anne. Öyle olduğunu biliyordum.
Fais passer le message à la conservatrice Hwang par la même occasion. à la fois le Directeur Cha Ji Heon et Directeur Cha Moo Won ont fait leur maximum pour protéger la secrétaire No.
Böyle söylediğiniz için minnettarım.
C'est aussi un poste qui vous permettra de développer vos capacités au maximum. Qu'en pensez-vous? Convaincue?
Çeviri : trigger1 10.09.2011
alors je vais y remédier. Je crois que j'ai déjà supporté le maximum. Président.
Bu nedenle. Al bunu. İlk geldiğinde sana bir haftanın yeteceğini söyledin.
C'est pour toi. je me souviens que tu m'as dit que tu voulais du travail pour au moins 1 semaine et au maximum pour 48 jours.
Kızıl Bahçe topraklarındaki bu görev çok büyük gizlilik gerektirecek.
Cette mission sur le territoire ennemi des Rouges doit se faire avec le maximum de discrétion.
Fakat aynı zamanda şu anda bizim üzerlerinde oluşturabileceğimiz azami baskının altındalar ve bundan daha ötesinin de olabileceğini sanmıyorum.
Mais je crois aussi qu'en ce moment, ils subissent le maximum de la pression qu'on peut espérer exercer, et je crois qu'on n'obtiendra rien de mieux.
Olabildiğince yükselirdim artık yükselemeyene kadar ve sonra atlardım.
J'allais le plus haut possible, jusqu'au maximum. Et là, je sautais.
Daha fazla nasıl deneyebilirdim, bilmiyorum.
J'ai fait le maximum.
İki gün, en fazla üç bu yer sular altında kalacak.
Dans deux, maximum trois jours cet endroit sera inondé.
Ruh sağlığı hukukuna göre hastanede kalış süremi maksimum yasal cezamın üçte ikisine uzatamadılar.
Ils ne m'ont pas muté au département statutaire de la loi sur les maladies mentales. Avec moins du deux tiers du maximum de temps de ma sentence initiale.
- Ucube! ... üç günlük yaşam değiştiren seminerime gelin ve zihninizin maksimum dinçlik potansiyeline ulaşmasını sağlayın.
... esprit fonctionne à son potentiel maximum, assistez à mon séminaire de trois jours.
Ortalama bir kız için en çok iki ya da üç yıl.
Maximum deux ou trois ans.
Şöyle anlatayım ısıyı dengelemek için ağırlığı dış kısmına yerleştiriyorum.
Bon, bon. Je donne un maximum de poids à la couche extérieure pour gérer le problème de chauffe.
Genelde ortalıkta görünme süren o kadardı.
D'habitude c'est le temps que tu reste au maximum ici.
Tamam.
Profitons au maximum du temps qui nous reste.
Azami iki tane, ikincisi son olsun. Pekala, sokaklara çıkalım.
Maximum deux, alors faites en sorte qu'ils soient long.
Onu korumak için her şeyi yapardı.
- Il le protégeait au maximum.
Dışarıda 2 saatte durumu anlayacağız.
- On se dit deux, maximum.
Zaten FSH seviyem almış başını gitmiş, 40 yaşına gelmişim.
Mes FSH sont au maximum.