English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ M ] / Meg

Meg Çeviri Fransızca

2,706 parallel translation
Meg'i tanıyanlarınız bilirsiniz...
Ceux d'entre vous qui connaissent Meg sais...
Ben Meg değilim.
Je ne suis pas Meg.
Meg benden Chris Cavanaugh'u takdim etmemi istedi çünkü onun büyük bir hayranı olduğumu biliyordu.
Meg m'a demandé d'introduire Chris Cavanaugh parce qu'elle sait Qu'est-ce qu'un énorme, grand fan que je suis.
Gelecek sefere beni Meg Ryan olmakla suçlayabilirsin.
La prochaine fois tu m'accuseras d'être Meg Ryan.
Bazı faturaları unutmuşum, Meg.
J'ai zappé des factures.
Benden ne istiyorsun, Meg?
Qu'attends-tu de moi?
Son kez söylüyorum, Brian, internette hiçbir yerde filmimin bir linki yok
Pour Meg, retour au câlin. Ce sont eux qui vont gagner!
"Bay İçki'ye bulaşma"
C'est Meg, là-bas, dans la rue.
Ve ben de Rachel Maddow derken araya girdi ve Meg Griffin dedi.
Parce que c'est 1978, Lois, et c'est tendance. De plus, en avoir une, ça serait comme un buffet de castor.
Lanet olsun, otobüsü kaçırdım. Sorun değil, Meg.
J'ai jeté un oeil, et c'était super!
Çok güzel olmuş Meg. Teşekkürler.
Et vous établissez les règles.
Teşekkürler, Meg. - Ne oldu?
Bon sang, t'imagines le truc qu'elle va apporter en guise de dîner?
- Merhaba. - Merhaba, Meg.
Les mecs, donnez-lui une putain de chance.
Meg bana aşık.
On va dire 37. Quelle origine?
Belki de Meg'i biraz yanlış anladım.
J'ai une esquisse. Est-ce votre agresseur?
Sorun değil, Meg.
Qu'est-ce qu'il y a? Vous regardez quoi?
İşte, Meg.
- Alors, que faites-vous ici?
Bu ne be? N'oluyor? Anlaşılan, Chris ve Meg, Peter ile Lois'le bu haftalığına yer değiştirmişler.
Faites ce que je dis, et nous allons mettre les Autobots à genoux!
Meg, bunların hepsini yapacak zamanı nereden buldun? Tüm günümü bunları yapmak için harcadım.
C'est un peu raffiné pour elle, elle devrait s'appeler Gertrude, ou Conan.
Meg'in sana söylemek istediği bir şey var.
des mecs. Ouais, des mecs.
Meg?
Meg?
Hiç kimse, senin elinden ölmek istemiyor Meg.
Personne ne veut que tu lui tires dessus, Meg.
Neden gidip kendini vurmuyorsun Meg?
Tire-toi dessus toi-même!
Kahretsin Meg!
Putain, Meg!
Babanla düzgün konuş, Meg.
Parle mieux à ton père!
Evet, kapa çeneni Meg.
Ouais, ferme-la. Non!
Bak Meg, sorunun ne bilmiyorum ama babanın mırıldanışı bayağı eğlenceliydi bence.
Ce que faisait Papa était amusant.
Hepsini sayayım mı istiyorsun?
Oh, tu veux savoir? - Meg...
Belki "hadi Meg'le kafa bulalım" zamanlarında bunu yapmayarak biraz daha nazik olabilirdin.
Peut-être me montrer de la sympathie en ne faisant pas comme le reste de la famille?
Pekala Meg.
Ça suffit, Meg.
Meg, yetersiz hissetmemize neden olacak sabrı gösterecek gibi görünüyor.
Meg a l'impression de se révolter et veut qu'on se sente inférieurs.
Bak, mesele şu ki Meg, problemlerine başka insanları katlanmak zorunda bırakıyorsun.
Tes ennuis viennent du fait que tu rejettes tes problèmes sur nous.
Çok üzgünüm. Çok çok çok üzgünüm Meg.
Je suis tellement désolée, tellement, tellement désolée, Meg.
Bunu bildiğini bilmiyordum Meg. Ama konuyu açtığına sevindim.
Je ne savais pas que tu savais, mais content que tu l'ai dit.
Meg, ne diyeceğimi bilmiyorum.
Je ne sais pas quoi dire.
Ben sadece, yaptıklarımdan iğrendim. Ve çok üzgünüm Meg.
Je suis juste dégoûtée par mes comportements, et je suis vraiment désolée.
Ve Meg üzerime üzerime gelirken sen ne cehennemdeydin?
Tu faisais quoi quand elle criait sur moi?
Bu inanılmaz derecede asil ve olgunca Meg. Bilirsin, bence bu evdeki en güçlü insan... sen olabilirsin.
Tu sais, c'est très noble et mature, et tu es sûrement la personne la plus forte de cette maison.
Meg nasıl yaşatırsin bize bunu?
Comment as-tu pu en arriver là?
Hey, hey, kediköpek, değil mi?
Si vous voyez Meg, dites-lui
Sağol, Meg.
- C'est ma meuf de moto-cross. - Amber.
Halinden memnun görünüyorsun.
Meg, regarde.
- Meg, erken gelmişsin.
Et après l'amour, je t'en parle pas.
Senin sorunun ne?
Apparemment, Chris et Meg prennent la place de Lois et Peter.
Babamın iyileştiğini ve doktorların onun iyi olacağını söylediğini haber vermek için aramıştım. Harika. Ona söylerim.
Attends, Meg, où as-tu trouvé le temps de cuisiner tout ça?
Meg, ne yaptın sen?
Bonsoir, Chris. Et ta journée?
Ama bu yaptığın çok çılgıncaydı Meg.
Il devient chiant.
Bak, Meg.
L'un de nous travaille, demain.
Sahte. Hadi, Meg, bin şuna!
Ah, oui, j'y étais au début, mais il y a eu des feux d'artifices et je me suis sauvé.
- Lütfen Meg.
- Plus tard.
Ne demek istiyorsun Meg?
- Où veux-tu en venir?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]