Mi diyorsun Çeviri Fransızca
3,328 parallel translation
Öyle mi diyorsun?
Tu crois?
- Öyle mi diyorsun?
Je dirais qu'elle était un peu amoureuse de lui.
Öyle mi diyorsun?
C'est comme ça que vous dites?
- Öyle mi diyorsun?
- Tu crois?
Buna iyi mi diyorsun, hadi, hızlan!
Vous pensez que c'est de fantaisie, allons-y, dépêchez-vous!
Harbi mi diyorsun, George?
Pensez-vous vraiment que, George?
Büyürken bütün gösterilerini kaçırıp sana çok çalışman gerektiğini öğrettiğim o korkunç hikayeyi mi diyorsun?
Tu veux dire cette terrible histoire dans laquelle je n'ai jamais manqué un de tes spectacles et t'ai appris à travailler dur?
- Spesiyalimizi mi diyorsun?
Le menu "Wildcat"?
Başkan Demokrat değil mi diyorsun yani?
Vous me dites que ce n'est pas le cas pour le président?
- Öyle mi diyorsun?
Tu crois ça?
Yani onu ciddi ciddi göz önünde bulundurabiliriz mi diyorsun?
Vous pensez que l'on peut sérieusement l'envisager à cette fonction?
Evet, öyle mi diyorsun?
Sans blague.
Yani beyaz cüceler şirindir mi diyorsun...
Vous voulez dire qu'un nain blanc est mignon...
Alni açilmis bunaklari mi diyorsun?
C'est pas un groupe pour les pères avec une calvitie et tout?
Hadi ama ya. Ne yani, ne zaman bana ihtiyacın olsa ben yanında olurken bir kereliğine benim sana ihtiyacım olduğunda siktir git mi diyorsun?
Donc quand tu as besoin de moi je suis présent, mais le seul moment où j'ai besoin de toi t'en as rien à foutre?
Çamaşır odasına yaptırmaya kalktığın şarap mahzenini mi diyorsun?
Tu veux dire la cave à vin que voulais fair sous la laverie?
Bu resimleri kimse görmeyecek mi diyorsun?
Donc, tu m'annonces que personne ne pourra voir ces photos, c'est ce que tu me dis? - Je suis désolée.
- Yani düşmedi mi diyorsun?
- Vous voulez dire, il n'est pas tombé?
- Buna temizlik mi diyorsun?
T'appelles ça nettoyer?
Kendine vatansever mi diyorsun?
Vous dites être un patriote.
Annene mi diyorsun? Annene mi? Babamla sikişmiş kraliçeye.
Tu te dis maman, mère La reine qui se tape mon père
- su kizi mi diyorsun?
- Une fille de substitution?
Öyle mi diyorsun?
Vous croyez?
Polisleri mi diyorsun?
Tu penses aux flics? Tu as dit :
Yani anılarım sahte mi diyorsun?
Alors vous dites que mes souvenirs sont faux?
İki kuş ve biraz kokaine hediye mi diyorsun sen?
Oh, tu penses vraiment que 2 oiseaux et un peu de sniffe sont des cadeaux suffisants?
Işıklandırmadaki Koca Dave'i mi diyorsun?
Vous voulez dire Big Dave à l'éclairage?
Alfie'yi mi diyorsun?
Tu parles d'Alfie?
- Thomas için zeki mi diyorsun?
- Vous utiliseriez ce mot pour Thomas?
- Öyle mi diyorsun?
- Vous le pensez vraiment?
Gerçek kanıt gibi mi diyorsun? Tabi.
En découvrant une preuve?
- Kadını değerlendirsin mi diyorsun?
- Une reconnaissance sur elle?
Kedine "Jeff Garlin" mi diyorsun?
T'as appelé un de tes chats "Jeff Garlin."
Söylediğim sözler beni eşcinsel gibi mi gösteriyor diyorsun?
Ce que je dis me donne l'air gay?
Yani onun önerdiğini denemeliyim mi diyorsun?
Et là d'une manière ou d'une autre ça valait le coup. Donc tu dis que je devrais lui laisser une chance.
Ne diyorsun, küçük muhabbetimize karakolda devam edelim mi?
Que diriez-vous si nous continuions cette petite conversation au poste, hein?
Yani beraberler mi? Bunu mu diyorsun?
Elles sont ensemble, c'est ça?
Öyle mi diyorsun?
- Tu penses?
Ve bu ağaç bir şekilde bana yardım edebilir diyorsun öyle mi?
Et vous croyez que cet arbre peut m'aider?
Hala o zamanki kadar güzelsin. - Öyle mi diyorsun?
Toujours belle sur les tableaux.
- Gerçekten mi? - Haydi, ne diyorsun?
Vraiment?
Yani diyorsun ki, Kirk o ışınlayıcıya her girdiğinde kendini öldürüyordu, öyle mi?
Là tu me dis que chaque fois que Kirk entrait dans le transporteur, il se suicidait?
Saçları kesilmiş mi sence ne diyorsun?
Pensez-vous que ses cheveux ont été coupés?
- Evet. Yapısal olarak diyorsun, değil mi?
Tu veux dire charpente, non?
Yani bu Salı gelmiyorum, diyorsun, öyle mi?
C'est officiel, alors, tu viendras pas ce mardi?
Doğruyu istiyorum diyorsun, değil mi?
Tu veux connaître la vérité?
Ne kadar kabasınız. Misafirine böyle mi hoşgeldin diyorsun?
Il a droit à cet accueil parce qu'il est avec vous.
"Quid pro quo diyorsun, öyle mi Clarice?"
"échange de bon procédé, Clarice" ( référence au silence des agneaux )
Benim için mi sakladı diyorsun?
Tu veux dire qu'il le gardait secret pour moi?
Yani müvekkillerinden biri mi öldürdü diyorsun?
Tu penses qu'une cliente l'aurait tuée?
Tahiti yeşili mi siyah mı? Ne diyorsun?
Vert tahitien ou noir minuit, t'en penses quoi?