English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Diyorsunuz

Diyorsunuz Çeviri Fransızca

4,323 parallel translation
- Nasıl diyorsunuz..
Comme vous dites...
O zaman sana bir işim var. Portallara anomali diyorsunuz değil mi?
Alors j'ai le job parfait pour vous.
Öyle mi diyorsunuz?
Vraiment?
Neden böyle diyorsunuz?
Pourquoi dites-vous cela?
Yani diyorsunuz ki, dünyanın ilk nefret suçu küçük bir kızın açlıktan ölmesi ile son buluyor?
Wow, alors vous dites que le premier crime de haine au monde ait fini par une petite fille qui meurt de faim?
Ve siz bu insanlara "kurbanlar" diyorsunuz biz "düşman" diyoruz.
Ces gens que vous appelez des "victimes", on les appelle "des ennemis".
Ne diyorsunuz beyler?
Alors, les gars?
Yani, ben bunu sürerken tek düşünebildiğim sanki Boris'in sizi parmaklıyor gibi olmasına ne diyorsunuz?
Je veux dire, je... Je roule souvent et je me dis que c'est comme si tu laissais Boris te doigter.
Bir de kendinize Hristiyan mı diyorsunuz?
- Vous croyez être des chrétiens?
Ne diyorsunuz?
Q... qu'est-ce que vous dites?
- Nasıl diyorsunuz, gece hanımları tarafından kullanılıyor.
Utilisé aussi par, comment dites-vous, les dames de la nuit.
"Ben hiç" diyorsunuz, ve sonra o şeyi yapmışsan eğer, içmek zorundasın.
On dit : "J'ai jamais fait ça..." et si l'autre l'a fait, il doit boire. Par exemple, si je dis :
Prusya'da mı? Sanırım böyle diyorsunuz.
L'avez vous étudié à travers l'Allemagne je pense que vous voudriez l'appeler
Ne diyorsunuz?
De qui tu parles?
Yani birisi, bilerek mi orayı ateşe verdi diyorsunuz?
Attendez, vous êtes en train de dire que quelqu'un a intentionellement mis le feu à l'entrepôt?
- Ne diyorsunuz?
- Qu'est-ce que tu racontes?
Siz buna karides mi diyorsunuz kardeş?
Bruddah, comment t'appelles ces crevettes géantes?
"Umarım yapacağı şeyi yapmaz." diyorsunuz resmen.
"J'espère qu'il ne s'apprête pas à faire ce qu'il s'apprête à faire."
Ne diyorsunuz?
Alors, qu'est-ce que vous en dites?
Ne diyorsunuz?
Que racontez vous?
Malikâneyi mi diyorsunuz?
Le manoir?
Tamam... Siz köylüler nasıl diyorsunuz?
Comment je dis ça en langage fermier?
Ne diyorsunuz siz yahu!
Qu'est-ce que tu racontes?
Yani diyorsunuz ki Boyd bana düşmanlarının adını mı verdi?
Donc vous me dites que, euh... Que Boyd m'a seulement donné la liste de ses ennemis?
- Arlo öldü mü diyorsunuz?
Attends. Arlo est mort?
Loro Parque'daki olaya ne diyorsunuz?
Et l'incident à Loro Parque?
Yani diyorsunuz ki sizin dâhice kurulmuş iş modeliniz kulübünüzü iki ila beş yıl içinde antik tarihe mi gömecek?
Yeah. Donc ce que tu essayes de dire c'est que vous faites du business pour développer une boite qui sera de l'histoire ancienne d'ici 5 ans?
Benim kızımda olsaydı ameliyat ettirirdim. Ama operasyondan sağ çıkmayabilir diyorsunuz.
Mais elle pourrait ne pas survivre à l'opération.
Jürinin bayanlar ve bayları ne diyorsunuz?
Comment vous le dire, mesdames et messieurs les jury?
Ne diyorsunuz?
Tu... Qu'est-ce que tu dis...?
Muhtemelen siz ona Mookie diyorsunuz.
Vous avez sans doute appeler Mookie.
Benden ayrılıyor musun? " diyorsunuz.
Rompre avec moi? " En plaisantant.
Güreşçilere kimin tezahürat yapacağına bırakalım da okul karar versin, ne diyorsunuz?
Et si on laissez l'école décider qui va supporter les lutteurs?
Yani diyorsunuz ki,
Vous êtes en train de me dire
Svend Age, Birgitte Nyborg'un açıklamalarına ne diyorsunuz?
Svend Aage, votre réaction? - Il dit quoi?
Peki ya ipli yatağa ne diyorsunuz?
C'est pas cool, le lit suspendu?
Ne diyorsunuz?
Qu'en dites-vous?
Yani diyorsunuz ki sitenin çalıştırılmasıyla hiçbir ilgisi yok.
Alors il n'avait rien à voir avec la gestion du site.
Yani bizi aldatıyor mu diyorsunuz?
- Vous voulez dire qu'il nous est infidèle?
Neden öyle diyorsunuz ki?
Pourquoi dites-vous ça?
Arkadaşım öldü ve bana siz ne diyorsunuz? İkimiz "Bonnie ve Clyde" gibi miydik yani?
Mon amie est morte et vous dites qu'on serait Bonnie et Clyde?
- Andre'yi diyorsunuz siz?
- Vous parlez d'Andre?
Ne diyorsunuz o zaman?
Donc qu'est-ce que tu es en train de dire?
Buna gözden uzak kalmak mı diyorsunuz?
C'est ça que vous appelez faire profil bas?
Yani bu aşağılayıcı değil diyorsunuz.
Ce n'est absolument pas insultant.
- Bebeği mi diyorsunuz?
Le bébé?
Ne diyorsunuz, efendim?
Qu'est-ce que vous avez dit, Monsieur?
Ne diyorsunuz, çocuklar?
Vous en dites quoi, les gars?
Ne diyorsunuz?
Quoi?
Ne diyorsunuz?
Qu'est ce que vous dîtes?
Sürekli lanet diyorsunuz. Bu ne laneti? Bu ne zamandır oluyor?
- Ça a commencé quand?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]