English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ M ] / Mükemmel

Mükemmel Çeviri Fransızca

31,981 parallel translation
Bana da cinsel olarak uygunsuz bir baba figürüydün ama mükemmel durumdayım.
Tu as été pour moi une figure paternelle sexuellement déplacée, et je m'en sors très bien.
- Acayip mükemmel.
- C'est parfait.
Sonra onun adına sahte bir email açmak gibi mükemmel bir fikir geldi aklıma. Hendricks'e beta isteği gönderdim ve ta daa!
Alors, j'ai eu l'idée géniale de créer un faux compte e-mail à son nom, envoyé une demande beta à Hendricks, et voilà.
"Dünyayı değiştiren mükemmel sıkıştırma şirketi sayesinde doldurulacak daha fazla alan var."
"Pied Piper parce que " la Super Boîte qui Change la Compression, c'est trop long. "
Laurie mükemmel olduğunu düşünüyor.
Laurie vous trouve génial.
Biraz yürüyüş yapıp zihnimi boşaltmam lazım. Jackson Hole'daki kır evimin yanında mükemmel bir yürüyüş patikası var.
Je vais faire une rando pour me vider la tête à côté de mon chalet à Jackson Hole.
- Mükemmel bir reklam.
Ce spot est formidable.
Mükemmel fikirler akıyor beynime.
Les idées géniales me traversent.
Bence insanlar bir kez platformun ne kadar mükemmel olduğunu fark ettiklerinde uçmak isteyecekler.
Les gens voudront voler s'ils comprennent que la plateforme est cool.
Mükemmel zamanla, değil mi?
Le timing est parfait.
İdeal bir ortak, usta ellerde harikalar yaratacak mükemmel bir aletsin.
Vous êtes l'instrument parfait. L'associé idéal, l'outil adapté à la main qui le manie.
Kimse mükemmel değil ya.
Personne n'est parfait.
- Mükemmel.
C'est parfait.
Neredeyse mükemmel bir ameliyat ve üç aylık rehabilitasyon ve sonunda yaşayanlar ülkesine geri döndüm.
Une opération quasi parfaite, 3 mois de convalescence, et retour aux pays des vivants.
Bu peynir dilimleri mükemmel doğranmış.
Les cubes de fromage sont parfaits.
Tamamen... mükemmel.
C'est excellent.
Bostonlıların mükemmel olduğunu mu sanıyorsun?
Tu trouves les Bostoniens tellement géniaux?
Taşınmamızı kutlamak için mükemmel bir Boston olayı buldum.
Dites, les gars, j'ai trouvé l'activité parfaite qui célébrerait notre choix.
Afedersiniz efendim. Bizler gayet mükemmel şekilde'psikiyatrist'diyebiliyoruz.
Nous pouvons parfaitement prononcer le mot "psychiatre".
Ve seni gördüğümde, siz yaşlı şahinleri gaza getirmek için mükemmel bir yem olduğumu fark ettim.
Quand je vous ai vu, vous étiez le pigeon parfait pour attirer ces vieux coucous.
Ya da kalpleriniz mükemmel derecede aynı anda atıyordu.
Ou peut-être que vos cœurs battaient parfaitement à l'unisson.
Pekala planlar hala ilkel durumda ama mükemmel hale getireceğinden eminim.
Bien... Les plans sont toujours très rudimentaire, Mais je suis sûr Vous le ferez en dehors de ce monde
Hesaplarımı mükemmel yaptım.
Mes calculs étaient parfaits.
Şimdi, iyi hedefi ve zamanı mükemmel şekilde ayarlamalıyız, yoksa ışın geri sekip bizi çıtır kıvamda kızartabilir.
Maintenant, nous devons viser et cette fois parfaitement, ou sinon le rayon pourrait rebondir sur nous et nous rendre extra croustillant.
Bu çantalardan birinde Jen ve Ryan için mükemmel bir bebek hediyesi var.
Quelque part dans un de ces sacs se trouve le cadeau parfait pour le bébé de Jenny et Ryan.
Sıradaki mükemmel.
Le prochain est parfait.
Mükemmel.
Parfait.
Bu parti bodruma gizlice girmek için mükemmel bir fırsat olabilir.
Une fête pourrait être le meilleur moyen de se faufiler dans les sous sols.
Mükemmel zamanlama.
Timing parfait.
- Mükemmel.
Parfaite.
Eğer o mükemmel kız içeriye girip
Si la fille parfaite arrivait maintenant et venait me dire, "Greg, je t'aime bien,"
İşte o mükemmel kadın.
Ça c'est la femme parfaite.
Ama kimse mükemmel değildir değil mi?
Personne n'est parfait, vous savez?
Kimse mükemmel değil.
Personne n'est parfait.
Mükemmel olan bir aktris ile evliydi.
Il était marié à une actrice qui était aussi très belle.
Ben de ailemin mükemmel olduğunu sanırdım.
Je pensais que ma famille était parfaite aussi.
- Çok daha fazla. - Mükemmel.
- Beaucoup plus.
Ayrıca ulusumuzu ve gezegenimizi korumak için ortaya koyduğu mükemmel işler nedeniyle Direktör Henshaw'a teşekkür etmek için geldim.
Je suis venu aussi pour personnellement remercier le directeur Henshaw pour le merveilleux travail qu'il fait pour garder notre nation, cette planète, en sûreté.
Her zaman mükemmel bir arkadaş olduğun için teşekkür ederim.
Merci pour être demeuré un ami fidèle.
Söylemeye çalıştığım şey mükemmel bir akıl hocası ve arkadaş olduğunuz için teşekkür ederim.
J'essaye juste de dire merci d'avoir été un merveilleux mentor et ami.
Ne kadar mükemmel biri olduğunun kıymetini bilen birini bul.
Trouve quelqu'un qui t'apprécie à ta juste valeur.
Saklamak için mükemmel hale getirdiniz.
En faisant la cachette parfaite.
Sen ve Eliza'nın bana mükemmel bir hayat yaşattığını bilmesini istiyorum.
Il doit savoir qu'Eliza et toi m'avez offert une belle vie.
Ker-rah, iki yıldan beri seyahatlerimi mükemmel ayarlamaktan ve programımı kusursuz hazırlamaktan başka bir şey yapmadın.
Kerah, ces deux dernière années, tu n'as fait que me simplifier la vie parfaitement et gérer mon planning sans faillir.
Pied Piper piyasaya sürüldü ve her şey mükemmel.
On lance Pied Piper, tout est super.
Mükemmel gidiyor.
Ça se passe bien.
Pied Piper nedir? Mükemmel bir soru.
Qu'est-ce que Pied Piper?
Mükemmel oynuyor.
Le son est toujours parfait.
Küba mükemmel.
C'est super Cuba.
O mükemmel.
Elle est parfaite.
- Mükemmel.
- Deux réformés.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]