Mıydi Çeviri Fransızca
193 parallel translation
- O da haham mıydi, sana öğretir miydi? - Evet evet öyleydi.
- C'était aussi un érudit?
Annem çocukken iyi büyü yapar mıydi?
Maman était bonne en sorts?
İngiltere'de genç bir Polonyalı pilot vardı, adı sanırım Sobinski'ydi. Ona bir mesaj iletmemi rica etmişti.
Un jeune aviateur polonais en Angleterre... je crois qu'il s'appelle Sobinski... m'a confié un message pour elle.
Ulaşamadığımız tek kişi Bettini'ydi.
Bettini est le seul qu'on ait pas pu coincer.
Karımın boyu 1,50'ydi, biliyor musun?
Ma femme mesurait 1 mètre 50. Elle était toute petite.
Size yardım eden kişi Bayan Kuni'ydi.
C'est Mlle Kuni qui vous a aidé.
Evet, doğru. Tahei'de çömlekçinin yerindeki çırak. Sanırım adı Shokichi'ydi.
Il y avait un jeune apprenti chez le potier Tahei qui s'appelait Shokichi.
Ama esas hocam, büyükbabam Eski Çadır Derisi'ydi. Bana iz sürmeyi, Cheyenne dilini ve daha bir sürü şeyi öğretti.
Mon grand-père adoptif, Peaux de la Vieille Hutte, fut mon professeur, ll m'apprit à lire une piste, la langue cheyenne et bien plus encore,
Onun adı da Tindle mıydı? Hayır, adı Tindolini'ydi.
Non, son vrai nom était Tindolini.
Sanırım o Harry'ydi.
Ça devait être Harry!
Şimdi bu kitabı yazarken fark ediyorum ki bana kitap okuması çekici geliyormuş. Adı Maite'ydi. Ama kitaplara ve okumaya olan aşkımı kesinlikle anneme borçluyum.
C'est à ma mère queje suis redevable d'avoir très tôt aimé les livres.
2.50'ydi ama hayal kırıklığına uğradığımı görünce bir daha artırdı.
Ça devait être de 2,50. Mais le patron a augmenté l'augmentation en me voyant si déçu.
Bak ne diyeceğim sanırım bizi yanılttın Sally, Sally'ydi değil mi?
J'ai l'impression que vous nous avez menti... Sally, c'est ça?
O antika bir Moustiers'ydi, aile yadigârım! Hem de çok değerliydi.
C'est un souvenir de famille.
Arkadaşım Betty'ydi.
C'était mon amie Betty.
Onlar Neil ile Pepe'ydi. Arkadaşlarım.
Ce sont des amis.
O zamanlar tanıdığım genç bir çocuk. Adı Michael Furie'ydi.
C'était un jeune garçon, Michael Furey.
evet o birşey Eli'ydi sanırım senin 50'yle giden bir Mustang'in üzerine atlayamayacağına bahse girmişti
Eli a parié que tu ne pouvais pas sauter sur une Mustang allant à 50.
Mektubu bana yazan, Monsieur Cornworhty'ydi.
C'est M. Cornworthy qui m'a envoyé la lettre.
Resmi olarak branşım İngilizce'ydi, ama aslında ilgilendiğim şey 60'lardı.
Au lieu de l'anglais, je potassais les années 60
Sahte adımız, "Enformasyon Politikası Birimi" ydi.
Officiellement, je travaillais pour le pôle de communication.
Biri bana bu telefonu verdi. - Sanırım Edie'ydi di mi?
- Donnez-moi ce téléphone.
O zaman anladım. Herkesin bana iyi davranmasının sebebi Sonny'ydi.
C'était à cause de Sonny qu'on me traitait aussi bien.
Aşık olduğum tek kadın sevgili kızım Sophie'ydi.
Mon seul amour est Sophie, ma fille chérie.
- Nietzsche? 'Sanırım Nietzsche'ydi.'
"Je crois que c'est Nietzsche"
Öyküde Tristan'ın hanımının adı İsolde'ydi.
- La lady de Tristan était lseult. - Tu connais cette histoire?
- New York Restoran Rehberi'ydi. - Aman Allahım.
C'était le guide des restaurants de New York.
En dayanıklıları Allie'ydi, 17 kasım 1943'e dek yaşadı. Öldüğünde 100. doğum gününe 21 gün kalmıştı.
Allie vécut jusqu'au 1 7 novembre 1 947, à 21 jours de son 1 00e anniversaire.
Sanırım Garibaldi'ydi.
Garibaldi, je crois.
Geçen ay 1.20'ydi.
Le mois passé, il faisait 1 m 22.
O Vali Quimby'ydi.
C'est M. Quimby, le maire!
Tasarımı, Malibu Stacy'ydi
Le concept : Malibu Stacy.
Ve o ufak kız... boyu 1.50'ydi, ama beni kesti.
E.E.G., réflexologie... Et cette... fillette... d'1 m50... m'a contré.
Ama takım elbisem Armani'ydi.
C'est un costume Armani, alors...
O benim arkadaşım, Gabbie'ydi.
C'était mon amie, Gaby.
Ross'un bedeninden çıkan kurşunlar 9 mm'ydi, operasyon takımının tüfeklerindeki gibi çifte kurşunu değil.
Et les balles dans le corps de Ross étaient des 9 mm, pas des doubles, comme dans les fusils de l'équipe d'assaut.
O başka bir Berenoc Ailesi'ydi sanırım.
C'était une autre famille Buranov.
En iyi arkadaşım Katie'ydi. Josh ve Erin'in ailesi olma dışında ne olduğumuzu bilemiyordum.
Mais Katie l'avait été... et pour moi, nous n'étions plus que les parents de Josh et Erin.
Sizi burada isteyen Lee'ydi. Onları gördüğüm zaman çağıracağım.
Lee ne voulait pas de toi ici.
Fısıltılardı, Latince'ydi sanırım.
On aurait dit du latin.
- İsa, Yahudi'ydi canım. - Sahi mi?
- Le Christ était juif, chérie.
Sanırım İngilizce'ydi.
En anglais, je crois.
Adı Arty'ydi ve biz... Gerçekten komik ve tatlıydı... ve, um, açık sözlüydü. Beni çok güldürdü.
Il s'appelle Arty, et on a... il m'a fait rire.
Her zamanki gibi planlar yapabiliriz. Ama işin doğrusu, planımız Buffy'ydi.
On trouve toujours un plan, mais c'était Buffy, notre plan.
Eski karım Ortodoks Yahudi'ydi ve sen de zenginsin.
Mon ex-femme était juive orthodoxe, tu es riche.
En yakın arkadaşımın adı Bill Crombie'ydi.
Mon meilleur ami s'appelait Bill Crombie.
Sevgili Lucy sen henüz küçük bir çocukken sanırım yıllardan 1847'ydi İrlanda'da büyük bir kıtlık olmuştu.
Chère Lucy... Quand tu étais encore une petite fille... je pense que c'était en 1847...
Çocukken bir papağanımız vardı, adı Tweety'ydi.
Quand on était gosses, on avait un cacatoès nommé Titi.
Evet, tabi. Sanırım Gucci'ydi.
Oh ouais je pense que c'était des Gucci.
İlk karım Susie'ydi. Çok genç yaşta evlendik.
Avec ma première femme, Susie, on s'était mariés trop jeunes.
Ray, Lowell Fulson'ı organize ederken dikkatimi kör bir piyaniste ilk çeken Milt'in babası Billy'ydi.
C'était le père de Milt, Billy, qui m'a fait découvrir un pianiste prodigieux et aveugle qui jouait avec Lowell Fulson.