English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ N ] / Nefret ediyorum

Nefret ediyorum Çeviri Fransızca

14,261 parallel translation
- O filmden nefret ediyorum.
Je déteste ce film. Quoi?
Ondan nefret ediyorum.
Mon dieu, je le déteste.
Bu durumdan nefret ediyorum dostum.
Mec, je deteste ça.
- Vedalardan nefret ediyorum.
- Je déteste les adieux.
Senden nefret ediyorum Gibbs.
Je vous déteste, Gibbs.
Vivian'dan nefret ediyorum!
Mon Dieu, je déteste Vivian!
Şu an dilek hakkını Ferrari için ziyan etmiş olan maldan nefret ediyorum.
Là je hais l'idiot qui l'a gaspillé pour une Ferrari.
Ned Flanders'tan nefret ediyorum çünkü çünkü her yönüyle benden üstün biri!
Je déteste Ned Flanders parce que il est meilleur que moi en tous points!
- Bu kısımdan nefret ediyorum.
J'ai déteste ce moment.
Arkadan bıçaklama, zina ve ihanet, işte bu yüzden politikadan nefret ediyorum.
coup de poignard dans le dos, adultère et trahison... c'est pour ça que je hais les politiques.
Bütün ruhların lanetli olduğunu düşünmekten nefret ediyorum.
Je ne puis croire que leurs âmes soient damnées à jamais.
Neden buradan nefret ediyorum?
Pourquoi je déteste cette pièce?
Bu yüzden insanlardan nefret ediyorum.
Voilà pourquoi je vous hais tant.
Dostum, zaman yolculuğundan nefret ediyorum.
Je déteste voyager dans le temps.
Zaman yolculuğundan gerçekten nefret ediyorum.
Je déteste vraiment voyager dans le temps.
Neyinden nefret ediyorum, biliyor musun?
Tu sais ce que je déteste chez toi?
"Neyinden nefret ediyorum, biliyor musun?" demiştiniz.
"Tu sais ce que je déteste chez toi?", vous lui avez dit ça.
Dostum! Bu sesten nefret ediyorum!
C'est pas vrai, je déteste ce son.
Manny'den çok iyi gizledim ama o kızdan nefret ediyorum.
Je l'ai très bien caché à Manny, mais je détestais cette fille.
Daracık giyiniyor, topukları çok yüksek çok yüksek sesle konuşuyor ve seni sıkboğaz etmesinden nefret ediyorum!
Ses habits sont trop serrés, ses talons trop haut, elle est trop bruyante et je hais la façon dont elle te couve!
Bu aileden nefret ediyorum.
Je déteste cette famille.
Bunu yapan şeyden nefret ediyorum.
J'ai toujours détester faire ça.
Ben de ondan nefret ediyorum.
Je déteste ce Mal.
Bilgisayarlardan nefret ediyorum.
Oh, je déteste les ordinateurs.
Bekle biraz. Bu şarkıdan nefret ediyorum. Ayrıca fena kayboldum.
Attends, je déteste ce tube et je suis perdue.
Bir kadınla konuşmaya çok ihtiyacım var. Kız arkadaşlarımdan hiçbiri ortalıkta yok. Annem Avrupa'da, annem midir teyzem midir turnede, kız kardeşim desek ondan nefret ediyorum.
J'ai vraiment, vraiment besoin de parler à une autre femme, et aucune de mes amies n'est là, ma mère est en Europe, et ma tante-mère en tournée, et ma soeur, et bien, je la deteste,
Her şeyinden nefret ediyorum. Bu bir felaket.
Je la déteste, elle est immonde.
Ama kusurlarından nefret ediyorum.
Mais je déteste tes défauts.
Nefret ediyorum, korkmaktan nefret ediyorum.
( grogne ) Je déteste ça, je déteste me sentir effrayé
Bu sonu görmekten nefret ediyorum.
J'ai pas envie que ça s'arrête.
Seni gerçekten sevdim. Bu sonu görmekten nefret ediyorum.
Je vous aime beaucoup.
Aman Tanrım, bu adamdan nefret ediyorum.
Punaise, je peux pas le saquer.
Olayların dışında kalmaktan nefret ediyorum.
Je déteste ne pas être au courant.
Kennedy'e kendini her geçen gün daha fazla teslim ediyorsun. ondan nefret ediyorum.
Vous n'arrêtez pas de faire parler Kennedy et je le hais!
Bu cümleyi kullanmaktan nefret ediyorum ama kullanmam gerekli.
Je déteste cette expression mais... je dois l'utiliser.
Böyle söylemekten... nefret ediyorum ama...
je déteste dire "normale," mais je ne sais pas comment le dire autrement...
- Tanrım, öyle kızlardan nefret ediyorum.
Je déteste cette fille...
"Bunları yaşamandan nefret ediyorum."
Je n'aime pas que tu aies à traverser tout ça.
Bundan nefret ediyorum.
Je déteste ça.
Bu şekilde kaybetmekten nefret ediyorum.
Je déteste perdre comme ça.
Hislerimi canlandıramıyor olmaktan nefret ediyorum.
Je me hais de ne pas pouvoir ressentir cela désormais.
- Bundan nefret ediyorum.
- Je déteste ça.
Heck Kardeşler demekten nefret ediyorum ama malzemelerinizi kendiniz alabilirsiniz.
OK, ça m'embête de casser l'ambiance, les Frères Heck, mais vous devez acheter vos propres fournitures.
Annemden nefret ediyorum!
Je déteste ma mère!
"Şirketlerden nefret ediyorum" dan daha farklı bir şey bu.
Je veux dire, bien plus qu'un simple "Je hais les grandes entreprises."
Sergei'den nefret ediyorum.
Je déteste Sergei.
Oradan nefret ediyorum.
Je me sens seul, comme un hypocrite.
Külotlu çoraplardan nefret ediyorum.
Je déteste les collants.
Tamam, bu sesten gerçekten nefret ediyorum.
Je déteste ce son.
O sürtükten nefret ediyorum.
Je déteste cette conne.
Ailemden nefret ediyorum.
Non, je déteste ma famille.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]