Okudum Çeviri Fransızca
6,236 parallel translation
Raporunuzu okudum.
J'ai lu votre rapport
Okudum okudum.
Je l'ai fait, je l'ai fait. Et...
Dava notlarını okudum ve geçmişi biliyorum.
J'ai lu les notes du dossier et je connais le contexte.
- Evet, günlüğünü okudum.
Oui, je l'ai lu.
Lezbiyen kraliçelere meydan okudum ve kapat için patronum kimi seçti dersin?
J'ai parlé de ces deux reines de promo lesbiennes à mon patron et devine qui il a choisi pour le faire.
Berkeley'de okudum.
Je suis allée à Berkeley.
1929'da dört kişinin tıpkı bugünkü gibi dikildiğini okudum.
J'ai trouvé 4 affaires en 1929, des victimes cousues comme aujourd'hui.
Batılıların kafayla selamlamalarını beklemediklerini okudum ama kartvizitlerini iki elinle birden almalısın.
On n'est pas censé se pencher pour saluer, mais on doit prendre leur carte des deux mains. En signe de respect.
Bu kitapta başından neler geçtiğini okudum.
Et j'ai lu tout ce qui a traversé dans ce livre là.
Kitabını okudum.
J'ai lu ton livre.
Ondan önce birkaç yıl okudum.
Et quelques années d'étude avant ça.
CEO'sunun otobiyografisini okudum, Charles "Bana Chuck Diyebilirsiniz" Hammond alıntı yapmanın Sun Tzu'su gibi, yöneticilerini esir almıyor ancak birisi bütün ahlaki sınırları yoksaymış olabilir.
J'ai lu l'autobiographie du PDG, Charles appelez-moi Chuck Hammond. C'est bien le genre à citer Sun-Tzu, à ne pas faire de prisonniers, le genre qui ignore les limites de la morale.
Benim için zevk, Başkan Bey, ama davetiyeyi yanlış mı okudum?
C'est normal, M. le Maire, mais ai-je mal lu l'invitation?
- Geçenlerde Daha 17'de okudum.
Je l'ai lu dans Just Seventeen.
Grup siparişlerinizi okudum.
J'ai lu votre contrat du groupe.
Bir gün meydan okudum ve ona Mike sen bunu...
Un jour je lui ai lancé un défi. J'ai dit, "Mike"...
Abigail Mills? Hakkındakileri okudum.
J'ai vérifié votre dossier.
Leiden'de tıp okudum ve hastanelerde çalışmak için döndüm. Açlıkla Londra'dan çıkmaya zorlandım.
J'ai étudié la médecine à Leiden et je suis revenu travailler dans un centre de quarantaine.
Sizi tebrik etmeye geldim. Beeman'la ilgili raporunuzu okudum.
Je dois vous féliciter pour le rapport Beeman.
Araştırma raporunu okudum Marilyn.
J'ai lu votre rapport d'enquête, Marilyn.
Sen benim makalemi reddettikten sonra yayınladığın her şeyi okudum.
Vous savez, après que vous ayez rejeté mon article, j'ai lu tout ce que vous avez publié.
Evet, Angela, buraya yazdığın biyografini okudum sen ve nişanlın dininize oldukça bağlısınız.
Alors, Angela, j'ai eu la chance de lire votre biographie et vos centres d'intérêt sont les balades avec votre fiancé et la religion.
Kitabınızı okudum.
J'ai lu votre livre.
Kalple ilgili raporları okudum ve her şeyin yolunda gideceğini düşünüyorum.
J'ai vu le rapport sur le coeur, et j'ai un très bon pressentiment.
Dün gece İncili'i okudum.
J'étais en train de lire la Bible hier.
Her neyse, dünyanın mütevazi kişilere nasıl miras kalacağıyla ilgili olan bölümü okudum.
Donc j'ai lu ce verset sur la façon dont les dociles hériteront la terre.
- Sadece iki bölüm okudum.
J'ai lu seulement deux chapitres.
Tüm dergiyi okudum, teşekkür ederim.
J'ai lu un magazine en entier... merci.
Kitabı okudum, Emma.
J'ai lu le livre, Emma.
Jimmy'nin öldüğünü gazetede okudum.
J'ai lu à propos de la mort de Jimmy.
Okudum.
Je l'ai lu.
Psikolojik değerlendirmesini okudum.
J'ai lu l'évaluation psychiatrique. L'incident est ambigu.
Çalışma özetlerini ve makalelerini okudum.
Vraiment? J'ai regardé les abstracts de tout le monde et lu leurs articles.
Purdue Üniversitesi'nde üç sene Botanik okudum.
J'ai étudier la botanique pendant 3 ans à l'université de Purdue.
O konuda hiçbir bilgim yoktu. Ben de Sheffield'teki bir vakayı okudum. Bir sürü düşük yapma vakası vardı ve sebep olan sıvıda kurşun bulunmuş.
Je n'y connaissais rien, puis j'ai vu un cas à Sheffield, une vague de fausses couches, et que le plomb trouvé dans l'eau en était la cause.
Bay Konishi'nin bıraktığı notları okudum.
J'ai lu les notes que Mr Konishi a laisser.
- Nedir? Az önce internette Arthur Jeffries'in vefat ettiğini okudum.
Je viens de lire sur internet qu'Arthur Jeffries est mort.
- Kitabını okudum.
- J'ai lu ton livre.
Evet, okudum.
Donc oui.
Sizi iyi tanıyorum. Tüm yazılarınızı okudum ve çocukken odamda posteriniz vardı.
J'ai lu tout vos articles et j'avais un poster de vous dans ma chambre quand j'étais petite.
Ya da okudum.
Ou lu.
Raporunu okudum.
J'ai lu votre rapport.
Kanallar hakkındaki bütün çalışmalarınızı okudum.
J'ai lu tous vos travaux sur les conduits.
Okudum. Çalıştım ve düzelttim.
Je l'ai lu, étudié, et corrigé.
Çoğunu okudum yani aptallıktan en az 3 seviye uzağım.
J'ai presque tout lu donc je suis peut-être trois niveaux au-dessus d'idiot.
Lisenin 3. sınıfını Tokyo'da okudum.
J'ai étudié en première à Tokyo.
Lenf düğümleri hakkındaki makalesini okudum.
J'ai lu son article sur les ganglions lymphatiques.
Makalesini okudum. Diğer adayların makalelerini de okudum.
J'ai lu son article, et celui des autres.
Bloğunu okudum.
J'ai lu son blog.
Dosyayı okudum.
J'ai lu le dossier.
- Okudum.
Je l'ai lu.