English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ O ] / Olacaktır

Olacaktır Çeviri Fransızca

9,561 parallel translation
Bir dahaki bağışta hâlledebilirsin, eminim işler daha iyi olacaktır.
Tu peux régler au prochain trimestre, où je suis certain que les choses iront mieux.
Arkadaşlarınız için yapabileceğiniz en iyi şey birlikte çalışmayı kabul ettiğinizi bilmelerini sağlamak olacaktır.
La meilleure chose que vous puissiez faire pour vous amis est de leur faire savoir que vous travaillez avec moi.
Bu da demektir ki Eddie'nin yüzüğüyle eşleşecek bir tür çürük olacaktır.
Et ça pourrait vouloir dire qu'il y a un motif sur l'ecchymose qui aurait une correspondance parfaite avec la bague d'Eddie.
Yargıç durumu göz önüne bulundurarak sana yardımcı olacaktır. - Bunların hiçbiri doğru değil.
Le juge sera plus clément étant donné les circonstances.
Bu durumda muhtemelen bebek çok sarhoş olacaktır.
Dans ce cas, le bébé sera sans doute ivre aussi.
Takip etmek yeterince kolay olacaktır.
Ça devrait être facile à suivre.
Zamanı geldiğinde güzel bir maaş günü olacaktır.
Ça devrait te faire une jolie paie.
Başlangıç için yeterli olacaktır.
Ça devrait te permettre de te lancer.
Eminim daha tartışılacak şeyler olacaktır.
Je suis sûr qu'il y aura beaucoup de discussions à venir.
Ve eğer bu adamın tuzu değerli ise seni döndüğünde havaalanında bekliyor olacaktır.
Et si le gars en vaut la peine, il t'attendra à l'aéroport quand tu reviendras.
Biz bunun için minnettar olacaktır.
Il nous en remerciera.
Aramızda bir Showalter bulunması, başka hanımların da bize katılmasında çok yardımcı olacaktır.
Le prestige d'une Showalter attirera les autres dames.
Bir test ayarlayabilirim. Ama bozulmadan önce cesedi bulmalısınız. Suda bulunduğundan normalden daha hızlı olacaktır bu.
Je peux pratiquer une analyse, mais il faut accéder à son corps avant qu'il se décompose, ce qui arrivera rapidement, puisqu on l'a trouvé dans l'eau.
- Eminim ki bunlar sizin için yeterli olacaktır. Ne için?
Je suis sur que le vôtre sera suffisant.
Emin olmak için tahlil yapıyorlar, şu an onu yalnız bırakmak muhtemelen en iyisi olacaktır.
Ils lui font passer des examens. Il vaut mieux que tu le laisses tranquille.
Eminim seninki daha az karışık olacaktır.
La tienne sera certainement moins compliquée.
İlk endişesi veliahtının güvenliği olacaktır.
Sa priorité serait de sauver le dauphin.
Teşekkür ederim hanımefendi ama korkarım ki çabalarınız ziyan olacaktır.
Je vous remercie, madame, mais je crains... que vos efforts ne soient inutiles.
Tanrı bu kararlarla bize yardımcı olacaktır.
Le Seigneur nous aidera avec ces décisions.
O, rehber olacaktır.
Il nous guidera.
Sana başka bir yüz dolara mal olacaktır.
Tout ça va te couter 100 dollars de plus.
Ayrıca geçmişimle ilgili cevap veremeyeceğim sorulara neden olacaktır.
Ça amènera des questions sur mon passé auxquelles je ne veux pas répondre.
Ancak Dr. Masters ya da ben sizinle işimizden konuşmak yerine sizin tarafınızdan sorulacak sorularla başlayarak dürüst bir tartışma gerçekleştirmek daha aydınlatıcı olacaktır diye düşündük.
Plutôt que le Dr Masters ou moi vous exposions notre travail, nous avons pensé que ce serait plus édifiant d'avoir une discussion franche, en commençant par vos questions.
Aramanızı kabul ettim, çünkü hikayeniz ivme kazanıyor, burada bile. Ve eminim ki söylemek istediğiniz her neyse The Guardian için onu duymak çok ilgi çekici olacaktır.
J'ai répondu à votre appel parce que votre histoire prend de l'ampleur, même ici, et je suis sûr que The Guardian serait très intéressé d'entendre ce que vous avez à dire.
Hatta çoğu zaman bana iltifat etmeyen patronum bile benimle hemfikir olacaktır.
Même mon chef, qui généralement rechigne à me complimenter, serait d'accord.
Ne yazık ki, mevcut gerilim seviyesi göz önüne alındığında elçiliğimin umduğumdan daha önce Mars'a geri dönmeme ihtiyacı olacaktır.
Malheureusement, compte-tenu du niveau des tensions actuelles, mon ambassade réclame mon retour sur Mars plus tôt que je l'aurais souhaité.
Dr. Lecter'ın yaşamları arasında ortak nokta, her konuda beğeni olacaktır.
Le bon goût en tout sera toujours une constante dans les vies du Dr Lecter.
- Raven sana yardımcı olacaktır.
Raven va t'aider. D'accord.
Zamanında orda olacaktır.
Elle sera là-bas à l'heure.
Tamam, Will Schuester'ı kaybedeceğiz senin liderliğindeki McKinley Lisesi. devlet okullarındaki sanat gösterilerinde en dipte olacaktır!
Bien, alors nous allons perdre Will Schuester, et cela sera sous votre direction que McKinley High deviendra la dernière en date d'une longue liste d'écoles publiques qui n'aident plus les arts de la scène, quelqu'ils soient!
Bu davanın sonunda karar vereceğiniz tek şey onun suçlu olmadığı olacaktır.
À la fin de ce procès, le seul verdict que vous pourrez rendre sera "non coupable".
Sizden daha güçlü birisini aşağılamamak sizin adınıza iyi olacaktır. Size kapılarımı açmamın tek sebebi de buydu.
Il est préférable de ne pas se lier à plus puissant que vous, c'est pour cette raison que je vous ai permis d'entrer dans ma maison.
Bizi engellemeye çalışsanız bile boşuna olacaktır.
Toute autre tentative d'ébranler notre cause serait futile.
Beni öldürmenin sana tek getirisi daha öncesinde reddettiğin ünvan olacaktır.
Me tuer ne fera que te faire gagner le rôle que tu ne veux pas.
Bu davanın şöhretine bakılınca da size öfke beseleyen kişiler olacaktır.
Vu la notoriété de cette affaire, il se peut qu'on vous en veuille.
Senin şu galibiyet konuşmalarını dinleyecek başka birini bulmak zor olacaktır.
Ca sera dur de trouver quelqu'un d'autre pour écouter tes discours victorieux.
- Bence her türlü olacaktır.
Oh. Il y a plusieurs chances qu'il y en ait.
Eğer daha sonra gelirsen, onlara bakabilecek kadar uyanık olacaktır.
Je suis sûre que si tu reviens plus tard Il sera suffisamment conscient pour les regarder.
Onu yaralayan adamın hapiste infazını beklediğini bilmesi sanırım ona yardımcı olacaktır.
Je pense que ça l'aiderait de savoir que l'homme qui l'a blessée est en prison à vie ou dans le couloir de la mort.
Devam eden bir soruşturma. Fotoğraftaki kadın ve gençle ilgili ufacık bir yardım bile oldukça yardımcı olacaktır.
C'est une enquête en cours, donc tout ce que vous pourrez nous dire sur cette femme ou l'homme sur la photo serait très apprécié.
Doğru vakit geldiğinde haberin olacaktır.
Je vous informerai en temps venu.
"Bir varis olmaması durumunda tek mirasçı Güney Baptist kilisesi olacaktır."
"En l'absence d'un héritier, le bénéficiaire est la Southern Baptist Church."
Beyaz Saray önde gelen muhaliflerden biri olacaktır eğer veto tehdidini gündeme getirirlerse...
La Maison Blanche est l'opposant principal si elle menace de mettre son veto...
İşler biraz sakinleştikten sonra, hayattaki ilk amacım Nicole ve Bay Goldman'i katleden katil ya da katilleri aramak olacaktır.
Puis, quand les choses se seront tassées, je traquerai sans relâche le ou les meurtriers qui ont massacrés Nicole et M. Goldman.
Sosu iyice yayarsanız, tadı çok daha lezzetli olacaktır. Sebzeleri dizin ve servis yapın.
* Que, préalablement, vous aurez lui-même bien fourré * avec un oignon de grosse taille.
Bu yüzden, temiz olanları korumak için hasta olanları yakıyorum ve böylece Kral, portakal çiçeğine sahip olacaktır.
C'est pourquoi je brûle l'ivraie pour préserver le bon grain. Ainsi, le Roi pourra avoir sa fleur d'oranger.
Kara kafes otu ve şamdan çiçeği iyileşmesine yardımcı olacaktır. Kuş dili otu ise yarasına.
Du camphre, du calendula et du romarin l'aideront.
Dünya, Fransa'yı savaş alanlarının uzmanı olarak biliyor ama bu asil toplanmanın kanıtı, yakında, dünyayı işgal eden kumaşcılarımız ve uzman terzilerimiz olacaktır.
La France est réputée pour sa maîtrise de la guerre. Cette noble assemblée est la preuve que bientôt, ce seront nos étoffes et nos tailleurs qui conquerront le monde.
Dünyanın en iyisi olacaktır.
Le monde nous les enviera.
Zafer yakında bizim olacaktır.
La victoire sera bientôt à nous.
Sosu en az gözlemeleriniz kadar güzel olacaktır.
Une garniture aussi bonne que vos gaufres.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]