Olacağız Çeviri Fransızca
18,810 parallel translation
Bu hayatına son vermek anlamına gelmez hem yasayı uygulamış hem de annenin isteğine saygı duymuş olacağız Dana.
Ce n'est pas forcément fini, mais on ne doit pas que respecter la loi, on doit aussi respecter les voeux de votre mère.
İnternet ağları da düştüğünde hazır olacağız.
Nous serons prêts quand leur réseau se coupera.
O gider gitmez mutlu olacağız.
Une fois qu'elle sera partie, nous serons heureux.
Benim evimde, yine böyle birlikte olacağız.
On pourra se voir chez moi aussi souvent.
Sizleri yuvanıza geri götürecek kişiler biz olduğumuza göre soruları soran da biz olacağız.
Et c'est nous qui les poserons pendant que nous vous emmènerons à l'endroit que vous appelez chez vous.
Hala Tayland'da olacağız, ama burada kalmamız gerekmiyor. Tamam mı?
On restera en Thaïlande, mais on n'aura pas à rester ici.
- İsa, Rosa ve Josh. Tam bir rüya takım olacağız ve bunların canına okuyacağız.
Jésus, Rosa et Josh, on va être la Dream Team, et on va tous les tuer.
Yapamayacağız çünkü hepimiz ölmüş olacağız.
- Tu sais, parce qu'on... On sera tous morts.
Buraya yerleşeceğiz ve Oswald Rusya'dan döndüğünde... Fort Worth'teki daireye yerleşmiş olacağız.
On s'installe ici, et le temps que Oswald revienne de Russie, on sera allé dans l'appartement de Fort Worth.
- Peki biz ne olacağız?
Et nous?
Umuyorum ki, Profesör Hill'e karşı yapılan bu karakter katledilişine karşı biraz daha hassas olacağız
Que nous serons sensibles aux tentatives de diffamation à l'encontre du Pr Hill.
Condor Müdürü öldürdükten sonra, Isyancıları gerçekten oldukları hayalperestlere maruz kalacağız, Ve biz devletin kahramanları olacağız.
Une fois que Condor aura éliminé le Directeur, nous dénoncerons les rebelles, ces pauvres petits utopistes, et nous deviendrons des héros de l'État.
Anladım, orada olacağız.
Compris. On sera là.
- Biz ne olacağız?
- Mais nous?
Yarın akşamdan itibaren Los Angeles'ta yaşıyor olacağız, etrafta hiç çocuk olmayacak, vahşi ve çılgın olmaya kaldığımız yerden devam.
Demain soir, on sera installés à Los Angeles, sans les enfants, et on pourra recommencer à faire les fous.
Ama biz iyi olacağız.
Mais tout ira bien.
- Tavsiyenize çok minnettar olacağız.
Et votre apport serait apprécié.
Şanımı korumak için hayatımın en büyük yarışında olacağız çünkü benim için her şey şampiyonada yenilmez olmak.
Tu vas disputer la plus grande course de ta vie pour défendre ta gloire. Rester invaincu en championnat, c'est tout pour moi.
- Hep bir adım önde olacağız.
- On devancera ça.
İlk baba-kız yarış ekibi olacağız.
- La 1re équipe de course père et fille.
Ama bizim aramızda ne olursa olsun, her zaman senin anne baban olacağız.
Peu importe ce qui se passe entre nous, on sera toujours tes parents.
Ve her zaman senin yanında olacağız.
Et on sera toujours là pour toi.
Mutfakta olacağız. Dinlemiyormuş gibi yaparız.
On va faire semblant de pas écouter dans la cuisine.
Reykjavik'ten gelecek olan olay yeri inceleme ekibi karavanı inceleyecek. Hava iyileşirse sabaha orada olacağız.
On a besoin de la Scientifique, ici.
Senden önce orada olacağız.
C'est des vautours. On se voit là-bas.
Üst katta olacağız.
Nous serons à l'étage.
Onun yanında olmazsak kimin yanında olacağız?
Si on n'est pas de son côté, de quel côté on est?
Geri dönsen bile biz gitmiş olacağız.
Même si tu reviens, on ne sera plus là.
Beraber olacağız.
Nous serons ensemble.
Ekip olacağız! Tanrı aşkına.
Allez, on va faire une équipe.
Evet, meşhur olacağız.
Oui, on sera célèbres.
Daha yalın çalışacağız beyler. Aç olacağız.
On est allégés, motivés.
Yarın hepimiz orada olacağız.
On sera tous là demain.
Kanka olacağız seninle be.
On va être potes.
Pişman olacağımız şeyler.
Des choses qu'on pourrait regretter.
Kime aşık olacağımızı seçemeyiz...
On ne choisit pas de qui on tombe amoureux.
Bunu yaparsanız Kara'ya ne olacağını düşünen var mı?
Quelqu'un a réfléchi à ce qui arriverait à Kara si vous faites ça?
- Hazır olacağız.
On sera prêts.
Yalnızca biz olacagız. Sorun olur mu? - Yeah?
C'est juste toi et moi.
Üzgünüm, ama burada daha iyi olacağımızı düşünüyorum.
Désolée, j'aime nos chances ici.
En iyi katılımcınız ben olacağım, söz bak.
Je serai ton pilier, nom d'un chien.
Sahip olacağımızı söylüyor. Devlet bizi korusun olmadan.
Sans la protection de l'État, c'est ce qui nous attend.
- Tabi ki eğer kız veya erkek olacağını bilmiyorsan zor karar, bu yüzden düşünüyordum belki sarı ha?
C'est difficile sans savoir si le bébé sera une fille ou un garçon, donc je pensais à du jaune.
Eğer bana ihtiyacınız olursa cryptte * ( eskiden ölülerin gömüldüğü kilise mahzeni ) olacağım.
Si quelqu'un a besoin de moi je serai dans ma crypte.
Burada yine beraber olacağımızın rüyasını görmüştüm.
Dans mon rêve, on se retrouvait tous les deux ici, à l'Euphoria.
Max, o parayı ödünç alırken tam zamanlı hizmetçilerin olacağımızı bilmiyorduk.
Quand on a fait notre emprunt, on ne savait pas qu'on deviendrait tes esclaves.
Onun bir film yıldızı olacağını düşünüyor muydun?
Il va devenir célèbre, tu crois?
Ne ile karşı karşıya olacağımızı önceden bilseydim meseleyi daha farklı bir şekilde çözmeye çalışırdım.
Si j'avais su ce qui nous attendait, j'aurais agi différemment.
Dikkatli olmalıyım güvende olacağımız bir ev bulmalıyım.
Je dois être prudent... nous trouver une nouvelle maison, où on sera en sécurité.
Biz sadece bir çıkış arıyorduk ve kaçışımızın deney sayesinde olacağına inanmaktan hiç vazgeçmedik.
On cherchait une porte de sortie et on n'a jamais cessé de croire que l'expérience était la solution.
Sizi kulübede yakaladığımızı öğrendiklerinde neler olacağını bir düşün.
Attendez un peu quand ils sauront qu'on vous a attrapés.