Olduğuna Çeviri Fransızca
31,857 parallel translation
Archer Dunhill'in hala bölgede olduğuna?
Qu'Archer Dunhill est toujours dans le coin?
Katilin bir aracı olduğuna eminim.
Il doit être en voiture.
Hızcı olduğuna inandık ama şu Flashpoint kısmını bir daha açıklaman gerek.
On croit en ta rapidité, mais tu vas devoir nous expliquer à nouveau la partie sur le Flashpoint.
Gerçekten fizikçi olduğuna neden inanayım?
Pourquoi devrais-je croire que vous êtes un vrai physicien?
Evet, taa ki kendisi rol için doğru seçim olduğuna beni ikna edene kadar.
Oui, jusqu'à ce qu'il me convainque qu'il était bon pour le rôle.
Bir kadın olarak herhangi bir filmi yönetmenin Ne kadar zor olduğuna dair bir fikriniz var mı?
Vous savez à quel point c'est difficile en tant que femme de percer dans la direction d'un film?
Nefesin fuardaki umumi tuvalet gibi kokarken Senin ne kadar çekici olduğuna odaklanmak zor oluyor.
C'est très dur de se concentrer sur ton charme quand ton haleine sent les odeurs de W.C.
Bir arkadaşım hastalanmış, ve, aa, ona bir uğrayıp nasıl olduğuna bakmalıyım.
Un ami à moi est tombé malade, et je dois y aller, voir comment il va.
Bunun bir tesadüf olduğuna inanmıyorum.
Je ne crois pas à une coïncidence.
Hayley'nin nerede olduğuna air en ufak bir bilgim yok.
Aussi loin qu'Hayley puisse être, je n'en ai aucune idée.
Bunun gerçekten olduğuna da inanamıyorum.
Et j'en reviens pas que ça arrive.
Ona ne olduğuna bakmamalıyız.
Nous ne devrions pas regarder ce qui lui est arrivé.
Onunla bir iletişimin olduğuna göre bize onu bulmada yardım etmeni umuyoruz.
Si vous partagez un lien, vous pouvez la trouver.
Pahalı olduğuna karar vermiştik.
On n'avait pas dit que c'était trop cher?
Elimizde kimliği olmamakla birlikte, Indian Hill kaçağı olduğuna inanıyoruz.
Nous n'avons pas encore son identité, mais nous pensons que cet individu est un autre évadé d'Indian Hill.
- Indian Hill'in, Wayne Girişimcilik'e ait olduğuna dair çıkan söylentilere ne diyeceksiniz?
- Qu'en est-il des rumeurs disant qu'Indian Hill appartient à Wayne Enterprises?
Ama arada bir kendine bir kıyak geçip rahatlamanın iyi bir şey olduğuna dair bir şeyler söylemiştir elbet.
Mais je suis sûre qu'elle a parlé d'être utile... de se relaxer et de se faire plaisir de temps en temps.
- Niye olduğuna dair fikrin var mı?
Tu sais pourquoi?
Neler olduğuna bir bakalım istersen.
Je pense juste à ce qui s'est passé ici.
Sence hangi hakim bunun meşru müdafa olduğuna inanır.
Vous pensez qu'un juré croirait qu'il s'agissait d'auto-défense?
İsimsiz bir ihbar almışlar, muhtemel bir şüpheli olduğuna dair.
Ils ont eu un message anonyme disant qu'il est un possible suspect.
Ne olduğuna bağlı olarak ne değişir.
Ça dépend.
Lütfen ona iyi bak. - İyi olduğuna emin misin?
Vous êtes sûr que ça va?
O bölgede kaybolan bir Bahriye devriyesine ait olduğuna inanıyoruz.
Maintenant, nous pensons qu'ils appartiennent à une patrouille maritime qui ont disparu dans ce domaine.
Yani geleneksel zemin tarama ekipmanını iyileştirebilirsek o arazide ölmüş askerler olduğuna dair kanıt bulmanı sağlayabiliriz.
Donc, si nous pouvons améliorer le traditionnel équipement de balayage de fond, nous pouvons vous apportez des preuves concrètes que les restes sont sur le site.
Emin değiliz ama paranoyak biri olduğuna dair söylentiler var.
Je ne peux l'affirmer, mais il est devenu paranoïaque.
Buranın doğru yer olduğuna emin misin?
On est sûrs que c'est le bon endroit?
Tek çıkış yolunun burası olduğuna emin misin?
T'es sûr que c'est la seule sortie?
Anlamadığın tonlarca şey olduğuna eminim.
Je suis sûre que tu ne saisis pas grand chose.
Mürettebat arasında olduğuna inanılan Marcus Boone ve Portia Lin, terrörizm ve toplu cinayetler suçlamasıyla galaktik emrile aranıyorlar.
Parmi l'équipage présumé se trouvent Marcus Boone et Portia Lin, tous deux sous mandat d'arrêt galactique pour terrorisme et meurtre de masse.
Neler olduğuna dair bir uzman sorusu sorabilir miyim?
Puis-je faire une supposition logique quant aux évènements?
Eh, şimdi Abby burada olduğuna göre, neyi bekliyorsun?
Maintenant, qu'Abby est ici pour de bon, qu'est-ce que tu attends?
Bu adamın işi olduğuna inanıyoruz.
Nous croyons que c'est l'œuvre de cet homme.
Bunun turist olmaları gerçeğiyle bir ilgisi olduğuna inanıyoruz.
Nous pensons que ça a avoir avec le fait qu'ils étaient des touristes.
Ayrıca, kurbanların hepsinin yerel olduğuna inanıyoruz.
Donc nous pensons que toutes ses victimes sont d'ici.
Mutlu anılar uydurup onların gerçek olduğuna beni inandıramazsın.
Tu ne peux pas inventer de joyeux souvenirs en espérant que je vais te croire.
Bunun olduğuna inanamıyorum.
Je peux pas croire que c'est en train de se passer.
Düşünüyordum da düğünün iptal olduğuna göre...
Um... J'étais en train de penser, euh, votre mariage étant annulé...
Zırhını kaybettin, yemekler bok gibiydi ninjaların var olduğuna dair de elimde kanıt yok.
T'as perdu ton armure, la bouffe n'est pas bonne, et j'ai pas de preuves que les ninjas existent.
Ve yaptığımız işin iyi olduğuna da inanıyorum.
Et je crois en le bien que l'on fait.
Ama ben, karanlığa rağmen aydınlığa tutunanların daha fazla olduğuna inanıyorum.
Mais je crois qu'il y en a plus qui s'accrochent à l'espoir, en dépit des ténèbres.
Hatta onları bunun kendi fikirleri olduğuna bile inandırabilirim.
Je leur ferai croire que c'est leur idée.
Maalesef nerede olduğuna dair elimde bir bilgi yok.
Je n'ai aucune information sur sa localisation.
Dışarıda neler olduğuna dair bir fikrin var mı?
Avez-vous une idée de ce qu'il se passe là-bas?
Eş takım elimizde olduğuna göre bu kadar zahmete neden girdiğimizi açıklamak ister misin?
Maintenant qu'on a ces deux trucs, tu peux nous dire ce pourquoi on s'est mis en danger?
Buna neyin sebep olduğuna dair teorimiz var mı?
Avons-nous des théories de ce qui a pu causer ça?
Ama aldığın kararların uzun vadede doğru karar olduğuna inanmak istediğini söylemiştin.
Mais une fois tu m'as dit de croire que les décisions que l'on prend sont les bonnes.
Şu ana kadar bir saldırgan olduğuna dair hiç adli delil çıkmadı.
Pour l'instant il n'y a aucune preuve médico-légale prouvant une agression.
- Selam. - İyi olduğuna emin misin?
- T'es sûr que ça va?
Hiçbirimiz neler olduğuna dair bir şey bilmiyor.
Aucun de nous sait ce qui se passe là-dedans.
Kötü niyetli birşey olduğuna inanmıyorum.
Nous nous sommes soumis à nos obligations concernant cette découverte. Je suis offensée. Je ne vois aucune preuve de mauvais foi.