Olmazdı Çeviri Fransızca
7,851 parallel translation
Sana onu almamanı söylediğimde beni dinleseydin böyle olmazdı.
Je sais. Si seulement tu m'avais écouté quand je t'ai dit de ne pas embaucher cette fille.
Tasha'yla birlikte Schlobohm'dan taşınmanız fena olmazdı diyorum.
Ce serait pas mal que Tasha et toi, vous quittiez Schlobohm.
Onların fedakârlığı olmasa biz burada olmazdık.
Nous sommes ici grâce à leur sacrifice.
Benim yaptığım askı olsa bir şey olmazdı.
Je dis juste, ma prothèse devra résister.
Kurt, Blaine bu ahır düğününü planladığım bütün zaman boyunca tek düşünebildiğim sizdiniz çocuklar Charlotte's web'deki domuz ve fare'yi hatırlattığınızdan değil sadece çünkü eğer siz olmasaydınız burada olmazdım çocuklar.
Kurt, Blaine, pendant tout le temps où j'organisais ce mariage dans une grange haut de gamme tout ce à quoi je pouvais penser était vous, les gars, et pas parce que vous me faisiez penser au cochon et au rat gay de Charlote's Web, mais parce que je ne serais pas là si ce n'était pas grâce vous, ok?
Bu çekteki sıfırları görseydin umurunda olmazdı.
Il ne nous a même pas dit son nom. Tu t'en ficherais si tu avais vu les zéros sur le chèque.
Sen olmasaydın burada olmazdık.
On ne serait pas là si c'était pas pour toi!
Eğer Kol lanetlenmeden önce bana kaçmamı söyleseydi ikinci kez sormasına gerek olmazdı diyelim.
Si Kol m'avait demandé de fuir avant d'être maudit, il n'aurait pas eu à me le demander deux fois.
Son yaptığımız anlaşmadaki iyi niyeti kirletmek pek de hoş olmazdı.
Ce serait très honteux de gâcher la bonne entente de notre récent accord.
"Umut" benim kullanacağım kelime olmazdı.
Chance n'est pas le mot que j'utiliserais.
Oliver'ı önemseseydin kardeşini neredeyse öldüren adamla çalışıyor olmazdın.
Si Oliver comptait un tant soit peu pour toi, tu ne travaillerais pas pour l'homme qui a presque tué sa sœur.
Sonuçları da umrunda olmazdı.
Et les conséquences n'auraient pas d'importance.
Benimle beraber olsaydın bunların hiçbiri olmazdı.
Si t'avais été réglo, t'en serais pas là.
- Barınaktan kaçan ilk çocuk olmazdı.
Il n'aurait pas été le premier ado réfugié à s'enfuir.
Fena olmazdı hani.
Ça pourrait être pas mal.
Senin gibi bir abim olsaydı, eskort olmazdım.
Si j'avais eu un frère comme toi, je ne serais pas devenue pute.
Olmazdın?
Ah non?
Ben olsam bu konuda o kadar emin olmazdım.
Je n'en serais pas si sûr.
Elinizde bir şeyler olsaydı, orada oturuyor olmazdınız.
Si vous aviez quelque chose, vous ne seriez pas là.
Eğer yaptığım işler olmasaydı şu an savaş olacağından haberiniz bile olmazdı efendim.
Je pense que si ce n'était pas pour le travail que j'ai fait, vous n'auriez as su qu'il y avait eu une bagarre, monsieur.
Ben o kadar emin olmazdım.
Je n'en serais pas si sûre.
Göz önüne alındığında bu kadar süre ben de mahsur kalsam,... bundan farklı olmazdım.
En considérant combien de temps il est resté ici, Je ne pense pas que je serais mieux.
Bu hiç iyi olmazdı.
Ouf sauvé.
Erkek olsa böyle olmazdı.
Ça arriverait pas à un mec.
Yoksa o otelde olmazdın zaten.
Ou tu m'aurais pas suivie à l'hôtel.
Herkesin bir anda temizlenmesi hoş olmazdı.
Ce serait dommage de voir sa personnalité disparaître.
Sana canlı olarak ihtiyacım olmasaydı, bu konuşmayı yapıyor olmazdık.
Si vous ne m'étiez pas utile vivant, on n'aurait pas cette conversation.
İlk olmazdı.
Ce ne serait pas la première fois.
Eğer istemeseydim burada olmazdım.
Je ne serais pas ici si ça n'était pas le cas.
Benim planlayacağım etkinlik böyle olmazdı ama resmen ışıldıyorsun.
Eh bien... ça pourrait ne pas être ce que j'avais prévu. Mais tu as l'air si radieuse.
İçkisiz bir gece için aklıma gelecek ilk yer burası olmazdı.
C'est pas le premier endroit où je serai allé pour de l'alcool gratuit.
O olmasaydı, ben burada olmazdım.
Sans elle je ne serai pas là.
Evet, evet, ama siz ve Marilyn Monroe olmasaydınız... bu kadar meşhur olmazdı.
- Oui! Ça n'aurait pas cette renommée internationale sans vous et sans Marilyn Monroe.
Hannibal'ınkinde de rahat olmazdın.
Vous ne vous sentirez pas mieux dans celle d'Hannibal.
Seni reddetmeseydim, asla teslim olmazdın.
Vous n'auriez jamais changé à moins que je ne vous rejetais.
Başka bir asistan olsa, bakıcılık yapmak sıkıntı olmazdı.
Si c'était n'importe quel autre assistant, je me ficherais de faire de la garderie.
- Gülle olmazdı.
- Il y aurait moins de canons.
Öldürdüğün ilk masum insan olmazdı.
Ce ne serait pas la première fois que tu tues un innocent.
Birlikte olsaydık evli olmazdım.
Ça n'aurait pas été le cas si tu n'étais pas parti.
Belgard'ı benim tanıdığım gibi tanısaydınız bu kadar merhametli olmazdınız.
Si vous le connaissiez comme moi, vous ne seriez pas aussi indulgents.
- Başka türlüsü olmazdı. - Efendim?
- Je ne voudrais pas que ce soit autrement.
Eğer Ajan Calderon olmasaydı hayatta olmazdım.
Si l'Agent Calderon n'avait pas été là, je ne le serais pas.
Eğer Gonzales saldırmasaydı bunların hiçbiri olmazdı.
Rien de cela ne serait arrivé si Gonzales n'avait pas attaqué.
O zaman sürpriz atak avantajımız olmazdı, değil mi Timothy?
Donc, de fait nous n'aurons pas l'avantage de la surprise. Voulez-vous Timothy?
Kısacası kendisi burada olsaydı Leviathan'ın bana ihtiyacı olmazdı.
Je veux dire, s'il était là, Leviathan n'aurait pas besoin de moi.
Vardığımız yer farklı olmazdı ama varış şeklimiz daha iyi olabilirdi.
Ça n'aurait pas changé le résultat, mais le chemin aurait été meilleur.
Lütfen yapma.Ama biraz ovaltine fena olmazdı.
Non, je t'en prie. Mais j'ai très envie d'un chocolat.
Cennet gibi bir yere gelseydin, burası kadar etkili olmazdı değil mi?
Se rendre dans un paradis aurait moins d'effet.
Ve ben de hayır demek zorunda kalmazdım, ve burada olmazdık.
Et je n'aurai pas eu à dire non, et on en serait pas là.
Yoksa burada olmazdım.
Ou alors je ne serais pas là.
Biraz yardım hiç fena olmazdı.
J'apprécierais d'avoir de l'aide.