Ona söz verdim Çeviri Fransızca
464 parallel translation
Ona söz verdim...
J'ai donné ma parole...
- Ona söz verdim. - Dürüstlüğünle çok yaşa.
- Merci pour la confiance.
Ben ona söz verdim, vermedim mi?
J'ai donne ma parole. Oui...
Bunun asla bilinmeyeceğine dair ona söz verdim.
Je lui ai juré de garder le secret.
Ona söz verdim, dedim.
Je lui ai donné ma parole.
Babamın isteğiyle ona söz verdim.
Je lui suis promise sur la parole de mon père.
Böylece ona söz verdim, Noel arifesiydi, Bir Fransız'ı, vurmak için ona söz verdim.
Si bien qu'à la veille d'un Noël, j'ai promis de tuer un Français pour lui.
Annesi onu bana emanet etti, ona söz verdim,
Quand sa mère me l'a confiée, j'ai juré de l'aimer comme ma propre fille.
Ona söz verdim...
Vous lui aviez promis...
Konunun ne olduğunu bilmiyor. Ama bu gece anlatacağıma dair ona söz verdim.
Je voulais la mettre au courant ce soir.
Ne olursa olsun onu asla o mezara götürmeyeceğime dair ona söz verdim.
Je lui avais promis que quoi qu'il arrive... je ne permettrais pas qu'on l'emmène dans la crypte.
- Ona söz verdim. Nasıldır bilirsin.
- Je lui ai promis, s'il te plaît.
Ormanda benimle birlikte kalabileceği konusunda ona söz verdim.
Je lui ai promis qu'il resterait ici avec moi.
- Ona söz verdim.
- Je lui ai promis.
Hayır efendim, ona söz verdim.
Non, monsieur. Je lui ai promis.
Bu gece evde olacağım diye ona söz verdim.
Je lui avais juré de rentrer ce soir.
Bu gece sevgi dolu, özel, ya da öyle bir gece olacak diye ona söz verdim.
Juré que ce serait une nuit d'amour. Un truc qui reste, quoi!
Ona söz verdim.
Elle m'a fait promettre.
Ona söz verdim.
Le moment que je lui avais promis est venu.
Bu haftalığına ona söz verdim fakat sonra serginin açılışına katılacağımızı hatırladım.
IL nous prie de le visiter, j'ai promis que nous passerions cette semaine et au retour je me suis rappelé que nous avons ce vernissage...
Herneyse, Ona söz verdim bu gece benimle birlikte gelebilir.
C'est juste une impression. Mais il vient avec moi.
İstasyon şefinin tohumları, ona söz verdim.
Les semences que je lui avais promises...
- Yapamam. Ona söz verdim.
J'ai donné ma parole à votre père.
Seninle konuşabileceği konusunda ona söz verdim, yan odada. Paul nasıl?
Comment va Paul?
O kadar berbat, perişan bir halde görünüyordu ki, ama o itiraz etmeden önce arabaya biniverdim, ona avuç dolusu altın gösterdim ona söz verdim eğer beni 20 dakikada St. Monica Kilisesi'ne götürebilirse, altınları ona vereceğime.
Il ne voulait pas accepter un voyageur si pauvrement vêtu, mais je suis monté avant qu'il n'ait eu le temps de protester. Je lui ai montré mes souverains et je lui en ai promis un s'il pouvait me déposer à l'église St Monica en vingt minutes.
Hayır. Ona söz verdim.
Non, je dois l'accompagner.
- Orada olacağıma ona söz verdim. - Tamam.
Je lui ai promis d'être là.
Ona söz verdim!
Je lui ai donné ma parole!
Ona iyi bir koca ve baba olacağıma dair söz verdim.
"Je lui a promis de devenir un bon mari et père."
Ona ne kadar kazandığınızı söylediğimde biraz endişelendi ama sonra size zam yapacağıma söz verdim ve o zaman biraz rahatladı.
Quand je lui ai dit votre salaire, il a eu l'air soucieux, mais ma promesse que vous seriez augmentee l'a rassure.
O anketle ilgilenmiyor. Ve ben ona rahatsız edilmeyeceğine dair söz verdim.
Ça ne l'intéresse pas et j'ai promis qu'on ne l'embêterait pas.
Mahkeme sırasında ona karşı içimde nefret büyüdü ve beni hapse mahkum ettiğinde bir gün kaçacağıma ve onu öldüreceğime dair söz verdim.
- Pendant le procès, je me suis mis à le haïr. Quand il m'a envoyé en prison, je me suis fait la promesse de m'évader et de le tuer.
Ona beraber olduklarını deşifre etmeyeceğime dair söz verdim.
" J'ai promis de ne pas dénoncer ses complices.
Ona, kendisine bir yer ayarlama işini bizzat üstleneceğime dair söz verdim.
Je lui promis, en moi-même, de veiller à ce qu'il ait sa place.
Ona söz verdim.
Je lui ai promis.
Parasını alacağıma söz verdim ona.
J'ai promis de lui apporter son argent.
Ona söz verdim.
Il chuchote quand nous sommes seuls.
Ne bulduğumuzu ona haber vermeye söz verdim.
- Je lui dirai ce qu'on trouvera.
Ona söz verdim.
Je suis désolée, mon enfant.
Bir söz verdim? Ona bir ambülans çağırın.
Des ennemis, d'accord, mais mes amis doivent-ils être mes ennemis?
İstediği başka bir şey için söz verdim ona.
Je lui ai promis seulement tout ce qu'il demanderait.
Ona vişneli kek pişirmeyi öğretmeye söz verdim.
Je dois montrer à Jolène à faire la tarte aux cerises.
Buraya birazdan bir bayan gelecek ve ona dalma dersleri vereceğime söz verdim.
J'attends quelqu'un d'une minute à l'autre et j'ai promis à cette personne de lui apprendre à plonger.
Böylelikle evlendik ve ben de ona bilindik bir söz verdim.
Quand on s'est marié, j'ai fait une promesse, que j'ai toujours tenue.
Ona sizi epey bir överek anlattım ve ona işin ayrıntılarını göstereceğinize söz verdim.
Je lui ai dit beaucoup de bien de vous et lui ai promis que vous l'initieriez à son travail.
Katarina Krafft'ı önerdim, adresini verdim ve ona bundan bahsetmeye söz verdim.
Je lui ai recommandé Katarina Krafft. J'ai donné son adresse et j'ai promis de parler de lui.
Hayır, ama ona söylemeyeceğime dair söz verdim.
Non. J'ai promis de ne rien dire.
- Ona geri döneceğime söz verdim.
Je lui ai tout promis mais elle ne m'a pas cru.
Ona göz-kulak olacağıma dair söz verdim.
J'ai promis de veiller sur elle.
Ona üç test kuyusu için söz verdim.
Je lui ai promis un accord pour trois essais de puits.
Ona bir söz verdim.
Je lui avais fait la promesse.
söz verdim 82
verdim 70
ona sor 138
ona sordum 39
ona söylemelisin 22
ona söyle 131
ona sordun mu 17
ona söylemedin mi 18
ona sorun 49
ona söyledim 87
verdim 70
ona sor 138
ona sordum 39
ona söylemelisin 22
ona söyle 131
ona sordun mu 17
ona söylemedin mi 18
ona sorun 49
ona söyledim 87